Translate.vc / Français → Turc / Boost
Boost traduction Turc
81 traduction parallèle
Donnez du boost, tant que possible.
Olabildiğince yükselmelerini sağlayın.
C'est trop tard pour le boost.
Bu hız için fazla hafif Chiz.
Vous avez devant vous le nouveau représentant des barres Boost.
Boost çikolatalarının yeni dağıtımcısına bakıyorsunuz.
"La barre qui fournit un boost nutritionnel à ceux qui prennent soin de leur corps."
"Aktif, sağIığını düşünen insanlara doğal enerji kaynağı olan doğal besin çikolatası."
L'usage de tout code source ou faux boost entraîne une fin de partie immédiate et l'exclusion permanente. Lis le manuel.
Herhangi bir hacker kodu ya da hileli destek oyunun bitmesine neden olacak ve bu nedenle hemen oyundan çıkarılacaksın.
C'est à nous de le faire, en tant qu'amis pour lui donner un petit boost quand elle en a besoin.
Bu bize bağlı, onun arkadaşları olarak ihtiyacı olduğunda ona biraz destek vermeliyiz.
Pourquoi ça n'était pas un petit problème de nourriture ou un étudiant de 1ère année nostalgique ayant besoin d'un bon vieux boost pour ego?
Güzel bir yemek sorunu olan ya da evini özleyen ve egosunun tatmin edilmesine ihtiyaç duyan birinci sınıf öğrencisi arayamaz mıydı?
- Le Boost.
Herkese uyuyor.
Il aura besoin d'un coup de boost.
Heyecana ihtiyacı var.
Pour un boost turbo
Dedi kötü zamanlama
C'est pourquoi nous prenons le ZPM pour donner au bouclier du Dédale un coup de boost.
Yani kızaracağız. SNM'yi bu yüzden alıyoruz, Daedalus'un kalkanına güç vermek için.
Heu, Kyle, pars devant et boost nous notre intelligence avec ton sort d'arcane.
Kyle, zekâmızı arttırmak için git ve "Arcane Brilliance" ı sal.
Donne le manteau à Kenny : il a besoin d'un boost d'agilité pour ces attaques à l'arc.
Yeleyi Kenny'ye ver. Yay atışlarını kuvvetlendirmesi için Agility'ye ihtiyacı var.
- Qu'entends-tu par là, Zero? - M.E. Boost... - Lancelot...
Ben Britanya'nın üçüncü prensesi Euphemia'yım.
M.E. Boost! Lancelot, décollage!
Binbaşı Kururugi, görev talimatlarını seninle son bir kez gözden geçireceğim.
Turbo boost!
Turbo hız!
Ça donne un coup de boost à la soirée et puis tout le monde s'endort.
Partiye gidip eğleniyorsun. Sonra da uyuyakalıyorsun.
- Kitt, Turbo Boost.
Kitt, turboyu aç.
- J'active le Turbo Boost.
Turbo aktifleştiriliyor.
- Boost un peu ton électrolyte.
- Vücut minerallerini yükseltir.
C'est Boost, chef.
Koku Boost'dan geliyor komutanım.
- Le turbo boost?
Turbo Boost?
- Le turbo boost fonctionne.
Turbonun kullanılır olduğuna inanıyorum.
Kitt, turbo boost.
Kitt, turbo boost.
Turbo Boost.
Yukarı iticiler.
Donnons un coup de boost génétique.
Hücreleri genetik olarak yeniden çalıştırsak?
Sarah, dis-moi que je n'ai pas à activer le turbo-boost ici.
Sarah, lütfen söyler misin burada yukarı iticileri kullanmak zorunda değilim.
Ouah! Tu as une puce turbo?
Burada ki turbo boost çipi değil mi?
Je prenais un smoothie antioxydant avec des protéines de lactosérum. Là, il entre et il m'entend commander.
Oraya bir kaç tane antioksidanlı içeceklerden ve yüksek proteinli super-boost'lardan almak için oradaydım ve, bu adam siparişimi duyup...
"Seul le Sport-E peut vous rendre..."
Sport-E Boost size...
"Seul le Sport-E peut vous rendre..."
Sadece Sport-E Boost...
Bobby Caldwell... Il me remplace pour le Sport-E Boost? !
Sport-E Boost için yerime Bobby Caldwell mi geçiyor?
Sport-E Boost?
- Sport-E Boost mu?
Et tu t'es fait arrêter... Les conséquence sont peut-être... que Sport-E Boost ne te veut plus sur sa bouteille.
Tutuklanmanın sonucunda o marka seni şişelerini üzerine koymak istemeyebilir.
Qu'ils aillent se faire foutre.
Sport-E Boost'un canı cehenneme.
Entre. Je me demandais si tu allais venir au discours de Caldwell.
Caldwell'in Sport-E Boost açıklamasına gelir misin diye düşünüyordum.
Alors, le discours de Caldwell est prêt.
Caldwell'in Sport-E Boost açıklaması hazır.
Vous n'êtes pas seulement Bobby Caldwell d'une petite ville, en Idaho, désormais.
Sen Odaho'nun küçük bir kasabasından gelme Bobby Caldwell değilsin artık. Bugün Sport-E Boost ile başlar.
Aujourd'hui, Sport-E Boost... Demain, Reebok, T-Mobile.
Yarın Reebok, T-Mobile olabilir.
Nous l'avons retrouvé enfermé dans la salle de conférence, où le beau monde de Sport-E Boost doit nous rencontrer dans 14 min.
Onu konferans odasında kilitli bulduk. Sport-E Boost'tan gelen adamlar da orada bizimle 14 dakikaya buluşacak.
Sport-E Boost.
Sport-E Boost.
Et Laura t'a donné sport-e boost, un contrat pour des chaussures, des émissions de télé.
Laura, sen Sport-e Boost anlaşmasını yapmanı sağlandı. Bir ayakkabı anlaşması. Ulusal talk şovlar yapıyorsun.
Ouais, la séance de photos pour Sport-E Boost.
Evet. E-Boost spor içeceği çekimi.
Le tournage de Sport-E Boost?
E-Boost çekimi mi? Yeniden tarih belirlendi.
Sport-E Boost.
E-Boost spor içeceği.
Tout ce qu'il nous faut c'est toi et Sprort-E Boost.
Bize lazım olan tek şey sen ve E-Boost. Teşekkür ederim.
Sport-E Boost
E-Boost.
Sport-E Boost.
E-Boost.
Donc l'initiative aussi.
Boost çikolatalarının yeni dağıtımcısına bakıyorsunuz.
- Attention à l'impact. - Kitt, Turbo Boost.
Çarpışmaya hazırlan.
Saison 3 Épisode 8 The Boost Job éloignez-vous du véhicule.
- Eller yukarı. Araçtan uzaklaşın. - Bir hata yapıyorsunuz.