English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Bornéo

Bornéo traduction Turc

115 traduction parallèle
Ta femme t'a quitté pour un sauvage de Bornéo?
Demek sevgilin seni Borneo'lu bir vahşi için terk etti, öyle mi?
Il a été muté depuis Bornéo.
Borneo'dan tayini çıktı.
C'est vrai? J'étais dans la marine envoyée à Bornéo.
Borneu'da, ordudaydım.
À Bornéo. Et je vais gober ça!
Güzel hikaye.
Quand mon frère est mort à Bornéo... un mec superbe...
Kardeşim Borneo'da öldüğünde -
Ça la reprend, Maya et son Bornéo...
İşte Maya, yine Borneo diyor.
À Bornéo, il y a des ânes?
Sence Borneo'da eşekleri var mıdır?
À Bornéo?
Borneo'da mı?
" Le Japon pourrait attaquer les Philippines... la Thaïlande, la péninsule de Kra et Bornéo.
" Japon kuvvetleri, Filipinler, Tayland Kra Yarımadası ve Borneo'ya saldırabilir.
"Le Japon pourrait attaquer les Philippines... la Thaïlande, Kra et Bornéo."
"Japon kuvvetleri, Filipinler, Tayland Kra Yarımadası ve Borneo'ya saldırabilir."
Cargaison 507, l pour Indonésie, ex-Bornéo, en arrivage porte numéro deux.
Endonezya için, Borneo'suz nakliye 507 iki numaralı kapıya şimdi yaklaşmaktadır.
Après le relevé des empreintes digitales, la cargaison 507, ex-Bornéo, ira directement en conditionnement, cage 90.
Parmak izi alındıktan sonra, Endonezya için, Borneo'suz nakliye 507-I düzenlenen kafes 90'a doğru ilerleyecektir.
La cargaison 507, ex-Bornéo, contenait trois orangs-outans et un chimpanzé.
Endonezya için, Nakliye 507-I, üç orangutan ve bir şempanzeden oluşmaktaydı.
- Il n'y a pas de chimpanzés à Bornéo.
Borneo'da hiç şempanze yok.
Cargaison 507, ex-Bornéo. Bien, inspecteur.
Borneo'suz 507.
507, ex-Bornéo. Oui.
Borneo'suz 507.
Salvador, Bornéo, Sumatra, Pernanbouc...
Borneo, Sumatra, Pernambuco.
Bornéo.
Borneo.
Ils ont déjà travaillé pour moi à Bornéo.
Şimdi Borneo'ya döndüler.
Bornéo, si vous voulez!
Ülkeler karıştı...
Il a une date bizarre á Guam et il finit á Bornéo. Comment vous les aimez?
Guam'da garip bir randevusu var ve son olarak Borneo'ya gidiyor.
On m'offre un job à Bornéo.
Borneo'dan bir iş teklifi.
- Après, j'irai à l'aéroport pour filer à Bornéo.
Al, bu saatlerin sizin evde ansiklopedi okuma saati olduğunu biliyorum.
- Et l'appel de Bornéo, monsieur? - D'accord, mais c'est la dernière fois.
- Borneo işi ne olacak?
Tu peux pas jeter ce truc à Bornéo? Là-bas qui connaît les déchets de chlorure?
Ne demek Borneo'ya boşaltamam?
Arrivé ce matin de Bornéo.
Bu sabah ilk uçakla Borneo'dan geldi.
Tu as l'air de la fille sauvage de Bornéo.
"Borneolu Vahşi" deki adama benzemiyorsan ne olayım.
Le nasique, nasalis larvatus... vit à Bornéo.
Uzun burunlu maymun, Nasalis larvatus Borneo'da yaşamaktadır.
"Femme à Bornéo donne le jour à une portée de 1 3 petits."
"Borneolu kadın bir batında 13 bebek doğurdu."
Il a disparu à Bornéo avant notre mariage!
Kesinlikle doğru. Biz evlenmeden önce Borneo'da kaybolmuştu
Il a eu un accident à Bornéo.
Bir ralli sırasında kaza geçirmişti.
Que vous escaladiez l'Himalaya avant de plonger dans la jungle de Bornéo pour revenir triomphant dans cette délicieuse serre de Westminster exposer vos spécimens.
Bu yaptığınız, Himalayaların.. en yüksek tepelerine çıkıp.. Borneo ormanında gezdikten sonra..
Quand je serai à Bornéo, je vous l'enverrai.
Siz verince, ben de size Borneo'daki adresimi vereceğim.
- A Bornéo.
- Borneo.
Tu peux aller à Darmouth, à NYU... à Bornéo, pour étudier la pêche aux poulpes...
Dartmouth'a gidebilirsin. N.Y.U.'ya gidebilirsin. Borneo'ya gidip mürekkepbalığı avlamayı okuyabilirsin.
Ces B-24 ont survolé Balikpapan à Bornéo.
Bu B-24'ler, Borneo'daki Balikpapan üzerinde.
Capitale de Bornéo?
Sen. Borneo'nun başkenti?
Les démons de Bornéo sont sensibles aux pouvoirs magiques.
Borneo iblislerinin sihirli güçlere karşı dayanıklı olduklarıyla ilgili birçok teori var.
Alors, on a manqué de nourriture à Bornéo et pour finir, on a mangé nos moustiquaires.
Borneo'da yiyeceğimiz bitmişti, cibinlik kumaşımızı... bitirmiştik.
Une danseuse se balade dans la jungle, vêtue seulement de ses chaussures et d'un casque colonial...
Borneo'nun en vahşi ormanında çırılçıplak bir kız varmış. Üzerinde sadece dans ayakkabısı ve şapka bulunuyormuş.
Mon grand frère.
Borneo'ya gönderilmişti.
Maya de Bornéo, ça va?
Kendine Borneo Maya demen lazım.
Il n'est pas déjà allé á Bornéo?
- Borneo'ya gitmedi mi zaten?
Tu ne peux pas t'exhiber comme un sauvage.
Borneo'lu vahşiler gibi her yerin ortada dolaşmanı istemeyiz etrafta.
Juste pour ne pas être à la rue... des hommes seuls prennent le premier truc qui soit mieux qu'un cachot.
Sokakta bir sürü yanlız adam var... Borneo hücresinden daha iyi.
Les Hétéroptéryxs de Bornéo.
Borneo heteropteryx.
Hier, quand il a appris qu'avec 20 dollars on n'est pas le roi de Bornéo, il est allé en acheter Aux Chaussettes Usagées.
Çok mükemmel bir zamanda oldu. Kışın mı? Hayır.
Voilà les ennuis.
Sonra havaalanına gideceğim, ve Borneo'ya uçacağım,
Tu as l'air pâle. Oh, non. Tu n'as pas mangé ici, j'espère.
Borneo kralı değil, biraz çorap almaya gitti
Pas du tout!
Ama bu gerçek, O Borneo'dan geldi.
Et ils ont envoyé tout ces perroquets et perruches... Et une race d'oiseaux très connu de Borneo... et garçon, ils parlaient à merveille.
Bütün papağanları ve Borneo sığırcıklarını yolladılar bir de iyi konuşan bir çocuk vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]