Translate.vc / Français → Turc / Bowl
Bowl traduction Turc
849 traduction parallèle
Il y a déjà tant de gens qui t'en veulent.
Zaten Yale Bowl sana sinir olan insanlarla dolu.
Un soir, on est allés près du Hollywood Bowl.
Bir gece beraber Hollywood'daki tepelerden birine gittik.
Ça pourra nous mener à la coupe Cotton.
- Bizi Cotton Bowl'a götürürs müsün?
Où trouverons-nous assez de roses pour remplir le Rose Bowl? "
Çiçekleri nereden alalım? " derdi.
J'ai regardé le défilé à la télé avec les gosses.
Çocuklarla Rose Bowl Geçit Töreni'ni izledim.
On n'avait pas vu ça depuis le défilé du Premier de l'An l'année dernière.
Geçtiğimiz yılbaşlarında Rose Bowl Parade da bile böyle birşey görmedik biz.
Mlle Welles devait jouer au Bowl, ce soir.
Bayan Welles bu gece sahne alacaktı.
Vous avez dit qu'elle devait arriver au Bowl à 19 h 30.
Yeri gelmişken, Bayan Welles'in 19 : 30'da sahne alması gerektiğinden söz etmiştiniz.
Au bowling d'Eddy Street.
- Eddy Caddesi'ndeki Downtown Bowl'a.
D'après vous, qui sera au Super Bowl?
Şampiyonluk kupasını kim alacak, sence?
Et ce jour où je t'ai prise dans mes bras... et portée pour que tu ne te mouilles pas les pieds?
Peki ya o minik ayakların ıslanmasın diye seni kucağıma alıp, taa Punch Bowl'dan eve kadar taşıdığım gün de mi?
C'était le super bowl du romantisme.
Romantizmin şampiyonluk maçıydı.
On jouera la super-coupe et on gagnera.
Super Bowl'a kazanmaya gideceğiz.
On jouera la super-coupe et on gagnera!
Super Bowl'a kazanmaya gideceğiz.
Faut une forme d'enfer pour la super-coupe.
Super Bowl oynamak için vücudun nasıl olması gerekir biliyor musunuz?
Étant donné leur moyenne cette saison, les Rams espèrent gagner cette année la super-coupe.
Oyunlarına bakılırsa, takım, bu yıl Super Bowl'a Rams'ların gideceğini hissediyor.
On ne joue pas un simple match, on joue la saison entière!
Yalnız oyun için burada değiliz. Super Bowl'a kadar gideceğiz!
... cette année, les Rams joueront sur leur propre terrain et disputeront la super-coupe au Coliseum.
.. Rams'lara play-offlardan avantaj sağlıyor. Super Bowl stadyuma hazır.
La coupe approche.
Super Bowl geliyor.
Je veux être quarter-back, et prêt pour la super-coupe.
Quarterback oynamak ve Super Bowl için forma girmek istiyorum.
Je veux entraîner Farnsworth pour la super-coupe et que Corkle m'aide.
Farnsworth'u Super Bowl için forma sokmak istiyorum. Corkle'ın yardım etmesini istiyorum.
Je serai quarter-back à la super-coupe.
Super Bowl'da oynayacağım.
Je le cite textuellement : "Comme à la super-coupe."
Sözleri buydu, scrimmage'i Super Bowl gibi oynayın.
Comme à la coupe!
Super Bowl gibi.
M. Farnsworth mènera les Rams à la super-coupe et sera quarter-back.
Bay Farnsworth, Rams'ı quarterback olarak Super Bowl'a götürüyor.
Je dois jouer la super-coupe!
Super Bowl'a gideceğimi söylemiştin.
- Vous avez dit : "jusqu'à la coupe".
- Super Bowl'a gideceğimi söyledin.
Demande-lui si elle veut regarder le match demain.
O zaman yarın akşam Rose Bowl maçını izlemek ister mi diye sor.
Ce secondeur va les mener au Superbowl!
Şu yeni defans oyuncusu, onları Super Bowl'a taşıyacak.
Bonsoir et bienvenue au Mausolée Ronald Reagan, en cette jolie banlieue de LA nommée Hollywood.
Ronald Reagan Memorial Bowl'a hoş geldiniz bu küçük, güzel Los Angeles banliyösü Hollywood'a.
Plus grand que le Super Bowl.
Super Bowl'dan daha yüksek.
Le Super Bowl, la Série mondiale, ça ne se compare pas.
Amerikan Futbol Finali. Hiç farketmez. Baskı?
Ils jouent ce soir à l'Hollywood Bowl. Tout est complet.
Bu gece Hollywood Bowl'da çalıyorlar, biletler tükendi.
- J'ai entendu dire qu'il veut faire du match de l'Orange Bowl entre Washington et l'Oklahoma
- Bazı söylentiler duydum. Washington ve Oklahoma takımları arasında oynanacak Orange Bowl...
Ils sont allés en ville.
Bowl Town'a gittiler.
Demandez au service média d'envoyer la cassette du Superbowl.
Şu Super Bowl'un videosunu vermek için basını çağırır mısınız?
Puis, la fille meurt dans un accident de dirigeable à l'Orange Bowl au Nouvel An.
Kız, yılbaşı günü Orange Bowl stadı üzerinde zeplin kazasında ölür.
D'après moi, on est arrivés au Bronco Bowl vers 14 h ou 15 h. Selon lui, il était 17 h ou 18 h.
Ben saat 2 ya da 3'te Bronco Bowling'deydik diyordum o ise saat 5 ya da 6 diyordu.
Vous voulez aller au Bowl-O-Rama prendre une bière?
Hey çocuklar, bira içip bowling oynamaya ne dersiniz?
Mais il est l'heure de jouer le Super Bowl.
Şimdi de biraz antrenman.
Si j'attendais le client honnête, je serais encore là quand Rocky Graziano jouerait du Rachmaninoff au Hollywood Bowl.
Dürüst bir müşteri bekleyecek olsam, Rock Graziano, Hollywood Bowl'da Rachmaninoff çalana kadar boş otururdum.
Bienvenue à Daytona 500, le Super Bowl des courses automobiles.
Daytona 500'e hoş geldiniz Superbowl araba yarışları.
Ce que Ted Okum ne sait pas remplirait le Hollywood Bowl.
Bilmediği şeyler Hollywood konser salonuna sığar.
- "Whitney Houston, Super Bowl."
- "Star Spangled Banner."
Vous aviez battu l'U.S.C. au Rose Bowl.
Rose Bowl takımındaydın. 3 yıl önce SC'yi yenmiştiniz.
Ce n'est pas un gâteau de chez Chuck.
Bu gerçek Chuck's Cheese Bowl kiraz soslu peynirli keki değil!
Tout ce que je veux, c'est un bout de ce célèbre cheesecake.
Hayatta tek istediğim kiraz soslu Chuck's Cheese Bowl'un ünlü peynirli kekiydi. Ama onu bile alamadım.
Si je suis au Chuck's Cheesebowl, vous devriez savoir son nom.
Orası Chuck's Cheese Bowl ise adının ne olduğunu bilmeniz gerekir.
Le vrai chef avait démissionné.
Benim kiraz soslu peynirli kekimi yapan şef Chuck's Cheese Bowl'u bırakmış.
Et c'est comme ça que j'ai vaincu les robots au cours du premier Super Bowl intergalactique.
İlk galaksiler arası süper kupada robotları böyle yendim işte
Je te jure.
Keşke dişi bir tayın önüme çıkıp en ufak tahrik... olmadan konuştuğu her an Super Bowl koltuklarım olsaydı. - Bu zırvalık! Ciddiyim.