Translate.vc / Français → Turc / Brief
Brief traduction Turc
26 traduction parallèle
" To the end of a brief episode
# Öyleyse onları hazırla, Joe
"je dîne avec un client", "un dossier pour un client".
"Müşteriyle yemekteyim" "Müşteri için dava özeti hazırlıyorum" ( Brief : özet, erkek iç çamaşırı )
Dieu seul sait pourquoi vous avez appris Brief Encounter.
Neden Brief Encounter'ı oynuyorsunuz Tanrı bilir.
Gracie Fields, dans Brief Encounter.
Gracie Fields, Brief Encounter.
C'est juste un brief.
Sadece bir görüşme.
On pourrait relouer A Brief History of Time.
Zamanın Kısa Tarihi'ni kiralarız dedim.
I read your amicus brief on the Celeste matter last year.
- Evet. Geçen sene Celeste davası hakkındaki makaleni okumuştum.
Oui, je vais regarder Brève Rencontre et attendre un peu.
* Brief Encounter'ı izleyip, bekleyeceğim.
Je ne serais pas surpris que vous soyez restés chastes. C'est terriblement vieux jeu. - Comme dans Brève rencontre.
Brief Encounter filmindeki gibi son derece eski moda bir tarzda,... oldukça erdemli bir durum olsaydı beni şaşırtmazdı.
- Tu n'as pas donne ton accord pour le brief.
- Özeti onaylamadın ki.
D'abord Jacobs, ensuite Miller.
Önce Brief Jacobs, sonra Miller.
Ok, je veux un brief en fin de journée.
Bugün bir toplantı istiyorum.
Vas-y.
Brief ver.
uh, je serais brief, je vous le promet.
Kısa keseceğiz, söz veriyorum.
Pourquoi ce n'est pas elle qui nous brief plutôt que vous?
Bu açıklamaları neden o yapmıyor da siz yapıyorsunuz?
La vice Presidente ne vous brief pas pour des raisons de Sécurité Nationale qui requiert que sa sécurité passe avant tout Ou est Huck?
Başkan yardımcısı yapmıyor çünkü ulusal güvenlik protokolleri her şeyden önce onun güvenliğinin sağlanmasını gerektiriyor.
Ils y ont tourné Brève rencontre.
Brief Encounter filmini çektikleri yer orası.
Nous devons juste finir ce brief client à propos de la projection du taux d'intérêt...
Faiz oranı tahmini bildirisini bitirmek üzereyiz.
Changement de vol, brief dans 3 minutes.
Rota değişimi, üç dakika içinde bilgilendirme toplantısı.
Alors, tu n'as pas lu le brief!
- Adamın hakkındaki okumamışsınız ki amına koyayım!
Brief Adnani, j'arrive.
Kısacası Adnani, oraya gelmek üzereyim.
Le directeur brief la Présidente lui-même.
Direktör Başkan'ı kendi bilgilendirecek.
Madame la Présidente... Est ce que vous voulez que Charleston revienne pour le brief?
Sayın Başkan Charleston'un yeniden danışmanlık görevine verilmesini ister misiniz?
Je veux dire, POTUS a annulé le brief.
Başkan bugünkü brifingi iptal etti.
Deny not to this brief vigil of your senses that remains, experience of the unpeopled world behind the sun.
" Issız bir dünyanın tecrübesini... inkar etmemeyi seçerek, Batı'ya ulaşmak için,
J'adorerais rassembler tout le monde pour un brief.
Bir toplantı için herkesi toplamak çok iyi olurdu.