Translate.vc / Français → Turc / Bro
Bro traduction Turc
498 traduction parallèle
J'ai rendu visite à Mikael Bro.
Mikael Bror'un evindeydim.
Faut qu'on s'unisse frangin.
Biz birleşmeliyiz, bro'.
- T'écris quoi?
- Pistol : Ne yazıyorsun, bro'?
Billy! billy : Vous êtes tagué, bro!
Biraz dinlen, kardeşim!
Bro'Regardez ce que les Suédois conduisent!
Kardeş! İsveçlilerin kullandığı şeye bak!
Bro', parsons 30 points qu'il passera!
Kardeş, geçeceğine dair 30 marka bahse girelim!
Bro'...
Bro'...
- Bro'...?
Kardeş...?
Dis-lui que j'étais là quand il a descendu Baby Bro.
Söyle ona, MacArthur Park'ta Baby Bro'yu vurduğunda ben de oradaydım.
Où c'est qu'il a tiré sur Baby Bro?
Baby Bro'yu nerede vurdu?
Bro.
Kardeşim.
Désolé au sujet du ce, bro.
Afedersin, dostum.
Les millimètres, me font confiance, bro.
Mm, güven bana, dostum.
- Je veux dire, aucune offense, bro, mais... quand êtes-vous devenu un flic ]
- Amacım seni kızdırmak değil ama... sen ne zaman polis oldun?
Hé, homme. Hé, bro.
Hey, adamım.
Quoi de neuf, bro?
N'aber, kardeş?
C'est bon, reste tranquille, "bro".
- Sakin ol, kardeş. - Kardeş mi?
- Bro? Tu m'appelles "bro"?
Bana kardeş mi diyorsun?
- "Tranquille, bro".
- Sakin ol, kardeş.
Ça gaze?
Naber, bro?
C'est du direct.
Canlı yayın bro.
En tout cas, t'es un bon.
Gerçekten bize müthiş bir dava verdin bro.
Qu'est-ce que t'as, Bro?
Neyin var göster bana.
Qu'est-ce que t'as, Bro?
Hadi bakalım neler yapabiliyorsun.
- T'es bien monté? - Trop cher, bro.
- Bu benim için çok fazla.
Tu en veux? C'est de la bonne, bro.
İstermisin, iyi mal.
Tu es un pro du téton, Vembro!
Van Bro, sen kadınlardan anlıyorsun.
Merci, Vembro.
İyi işti Van Bro.
- Ça va pas, bro?
Ne oluyor lan?
Bro, si tu as des problèmes, tu peux me le dire Nous sommes amis ou pas?
Kardeş, aklından geçeni söyle biz arkadaşız.
Bro...
Dostum...
Bro!
Dostum!
- A plus, bro.
- Görüşürüz, kanka.
- T'étais agité de partout, bro.
- Elinle başınla selamladın kardeşim.
"Clothes over Bro's."
"Kıyafetler Oğlanlardan Önce Gelir."
Et les pulls pour les concerts "Clothes over Bro's" pour la tutrice, inspirés par P. Sawyer.
Ayrıca öğretmen kızdan ve P. Sawyer'dan esinlenmiş konser swear-shirtleri.
Je sais, mais chaque créateur doit avoir sa ligne de haute couture, alors je vous présente la ligne de prestige "Clothes over Bro's".
Biliyorum. Ama her tasarımcının bir de abiye koleksiyonu olmalı. Ben de şimdi size "Kıyafetler Oğlanlardan Önce Gelir" in seçkin parçalarını sunuyorum.
Ouais, mais je ne crois pas que t'aies besoin de garder l'apostrophe dans "Bro's", c'est même pas grammaticalement correct.
Ama oğlanları kesme imiyle ayırmamalısın. Noktalama kurallarına uymuyor.
Qui t'a foutu un coup pareil, bro?
Kim çattı sana kardeş?
You know it, bro.
Orta saha.
Alors, tu pratiques le sport roi... bro?
Peki, iyi oynuyor musun... birader?
Hé, bro. Merci beaucoup.
Sağol adamım.
Je t'ai apporté du maquillage et ces ciseaux que tu voulais, de la musique, des tenues, ce qui me rappelle que Clothes Over Bro's devrait redessiner ces blouses d'hôpital, parce que je ne voudrais pas être vue morte là-dedans.
Sana istediğin şu makasları, biraz makyaj... biraz müzik, bir grup teçhizat getirdim. Ki bunlar bana... Clothes Over Bro's un hastane önlüğü tasarımları da yapması... gerektiğini hatırlatıyor.
Non, en fait je me disais que j'allais faire une ligne de vêtements de maternité pour Clothes Over Bro's.
Hayır, aslında Clothes Over Bro's için bir hamile kıyafeti serisi yapmayı düşünüyordum.
J'y vais, bro.
Bakayım.
Parce que ça a pas l'air bien, Bro-da.
Çünkü bu yanlış geliyor, erkek kardeşim.
Petit Espion, bro.
Ne- - Güzel av, kardeş.
On a tous confiance en toi allez, vieux?
Tüm sorumluluğu almalıyız, değil mi Bro?
Les autres sont morts, mais il peut être encore en vie. Il est mort.
O gitti Bro.
Je suis là pour toi, bro.
Senin için buradayım.
- Hé Bro ( Frère )
Hey çocuklar.