Translate.vc / Français → Turc / Caramel
Caramel traduction Turc
814 traduction parallèle
Je peux avoir un latte soja avec caramel et de la crème fouettée?
Karamel ve krem şantili soya sütlü latte alabilir miyim?
Prenez l'Abyssinie et je prendrai un sundae au caramel sur pain de seigle.
Örneğin Habeşistan, ve ben de çavdar ekmekli karamela dondurması alırım.
Oui, mon petit caramel mou.
Evet minik tavşancığım benim.
Mais mon petit caramel mou doit dormir.
Küçük tavşancığım biraz uyusa daha iyi olur ama.
Je vous débarrasse de votre caramel.
- Seni şu şekerlemeden kurtarayım. - O şekerleme falan değil...
Puis directement à la boutique de Mme Tossal, pour ce caramel qu'on mâchait des heures.
Sonra, doğru Bayan Tossel'in dükkanına. Şekerlemesini saatlerce çiğnerdin.
Une donzelle gainée de caramel.
Naylon bir limon kabuğu gibi.
Tu veux goûter mon caramel, Bouton?
Benim şekerlerimden bir parçacık istemez misin, Buttons?
- Un gros caramel.
- Orada şeker var.
Ce caramel sent vraiment très bon.
Şekerleme nefis kokuyor
Vous ne goûterez pas à mon caramel si vous ne restez pas au pique-nique.
Ve pikniğe kalmazsanız şekerlememden bir tane bile tadamayacaksınız.
Venez manger du caramel!
Gelin, biraz şekerleme alın.
- Je ne veux pas de caramel.
- Ben istemiyorum.
Prenez du caramel, mes petits.
Biraz daha şekerleme alın, kuzularım.
Tu vendrais ta propre mère pour un caramel, mais tu es maligne... assez maligne pour savoir quand bouger et quand rester tranquille.
Biraz çıkarın varsa anneni bile satarsın, ama akıllısın... ne zaman satıp ne zaman kendini tutacağını iyi biliyorsun.
Rosina, tu veux un chocolat ou un caramel?
Rosina, çikolata mı istersin, şeker mi?
- Un caramel?
- Şekerleme?
Gâteau glacé au caramel.
Kremalı pasta, süslemeleri tereyağlı.
- Vous avez de la crème caramel?
Sizde krem karamel var mı?
Tu veux un caramel, petit?
Karamel ister misin, evlat?
Alors je reprends le caramel.
- Olmaz, kurdeleni takman gerekiyor.
Tiens, un petit caramel.
- Al sana bir şeker!
Oh, c'est recouvert d'une substance qui colle, comme du caramel mou.
- Evet fark ettim ama burada yok. - Evet.
Tu veux un caramel?
Biraz şeker ister misin?
- J'ai eu un caramel.
- Bende şekerleme var.
C'est du caramel?
- Bu karamel mi?
"Poulet au roi, gratin de pommes de terre, haricots à écosser... chou-fleur, un verre de lait et une glace au caramel... avec de la sauce au chocolat chaude", monsieur?
"Tavuk çorbası, patates graten, fasulye haşlama....... karnabahar, bir bardak süt ve karamelli dondurma." Sıcak çikolata soslu mu, efendim?
Ou avec un caramel ou un bonbon à la crème...
Şekerlemeyi ya da kremayı deneme.
Dépêchez-vous! Vos pommes au caramel pour 8 pences.
Bu tatlı elmalı şekerlemelerin her biri 1 peni.
Un caramel, un seul, et ma jaquette a sauté!
Bir şeker parçası yüzünden dolgum düştü.
Vous, peut-être. Mais je n'ai mangé qu'un caramel.
Sizi bilmem ama ben bir tanecik şeker yedim.
- "Crème au caramel." - "Crème à la vanille."
- "Kahve Kreması." - "Vanilyalı Krema."
L'invention, chers amis, est 93 % transpiration... 6 % électricité... 4 % évaporation... et 2 % caramel.
Sevgili dostlarım, icatların % 93'ü terden % 6'sı elektrikten % 4'ü buharlaşmadan ve % 2'si de butterscotch dalgacığından oluşur.
Du caramel?
Butterscotch?
On le mettra dans la machine à rouler la pâte du caramel.
Sanırım onu benim özel esnetme makineme koymamız gerkecek.
Menez-le à la Salle du Caramel.
Esnetme Odası'na.
Ça faisait penser à du caramel.
Suyun yüzeyi yanık şeker şurubu gibi kahverengi bir hal.
Je veux un double sandwich au rosbif, saignant, sur pain de seigle, avec moutarde et mayonnaise, une glace au café nappée de caramel et une grande boisson sans sucre.
Bir biftekli sandviç istiyorum, az pişmiş olsun... çavdar ekmeğiyle yapın, üstüne hardal, altına mayonez koyun... bir fincan kahve, bir dilim çikolatalı pasta ve bir şişe soda.
Ramène des bonbons au caramel.
Fıstıkların tadına bakacağım.
Veux-tu une crème au caramel?
Mel, karamelli tatlı ister misin?
Un... un sundae caramel s'il vous plaît?
- Merhaba! ... karamelli tatlı lütfen.
Mon chou, on n'a pas de sundae caramel.
Şekerim, bizde karamelli tatlı yok.
- Et au beurre de caramel?
- Karamela?
- On n'a pas de sundae au beurre de caramel.
- Karamelalı tatlı da yok.
C'est quoi? De l'eau, des extraits végétaux, de la caféine des arômes naturels, colorés avec du dioxyde de carbone et du caramel.
Bu kükürtlü asit, bitki özleri kafein, tatlandırıcılar, karamel ile zenginleştirilmiş sudur.
- Quoi? Des coupes de glace à la vanille et au chocolat avec du caramel.
Kocaman birer dondurma kupu.
- Caramel?
- Sıcak tatlı?
Sundae au caramel nappé de chantilly.
Kremalı meyveli dondurmadan.
Une boîte à 10 cents de délicieux... pop-corn nutritif enrobé de caramel.
Bir kutu on sentlik, lezzetli, besleyici krem karamel kaplı patlamış mısır.
Alors, crème caramel ou glace?
Pekâlâ... Krem karamel mi, dondurma mı?
Je vous offre du caramel?
Sana biraz karamel ısmarlayayım mı?