Translate.vc / Français → Turc / Cash
Cash traduction Turc
2,124 traduction parallèle
Je bosse sur Un trésor dans votre maison
Cash In The Attic'i de ben hazırladım, Davy.
Pas de réduction quantitative, personnelle, cash ou famille.
Ne toptan, ne nakit, ne tanıdık ne de aile indirimi yaparız.
Ils parlent de trois, quatre millions cash.
3-4 milyon dolar diyorlar.
Ils paient cash souvent, ou ils ont un compte.
Genelde nakit ödüyorlar, bazen de veresiye alıyorlar.
On cherche drogues, armes et cash.
Uyuşturucu, silah ve para arıyoruz.
Cash Warren.
Cash Warren.
Si on n'a pas le cash dans 12 heures, elles sont mortes.
12 saat içinde parayı vermezsek, ikisini de öldürecek.
- On trouvera le cash ailleurs.
Parayı başka bir yerden buluruz.
Appelle à ce numéro après avoir déposé le cash.
Parayı bıraktıktan sonra bu numarayı arayın.
- Il protégeait le cash.
Çantayı koruyordu!
Si on peut mettre du vrai cash sur le dessus des piles, on gagnerait assez de temps pour embarquer Jimmy.
Destelerin önlerine gerçek para yerleştirirsek Jimmy'i almak için yeterli zamanı kazanmış oluruz.
File-nous les armes, paie-nous la différence cash et facture ce que tu veux pour le vidéo du party.
Silahları ver, farkı nakit olarak öde sonra Hong Kong'lu attırıcılara istediğini yaptır.
Il y a du cash ici, mais tant que ça.
Yanımda biraz para var ama o kadar çok yok.
- Il s'est dit qu'il ne voulait pas de guns ou de cash.
Silah veya para istemediğini düşünüyordu galiba.
On va trouver le cash.
Parayı buluruz.
Je suis une commerçante sans cash.
Jimmy, cebinde üç kuruş para olan bir esnafım ben.
Il va nous falloir du cash.
Gitmek için önce para gerekiyor.
Je suppose que tu as le cash?
Peki ben paranın yanında olduğunu varsayabilir miyim?
Je dois du cash à ces Mexicains.
Bu Meksikalı arkadaşlara biraz borcum vardı da.
Et le cash des stéroïdes était dans le sac que les Mexicains ont pris.
Haplardan gelen para da, şu aptalın Meksikalılara kaptırdığı çantadaydı.
Ça va être dur de se faire du cash.
Kazanmak da iyice zorlaşır.
Sans ce cash, on ne retrouvera pas ton fils.
O parayı bulamazsak, oğlunu da bulamayız.
On fait ça pour le cash.
Bütün mesele nakitte.
Il y a du cash dans ma poche.
Cebimde biraz para vardı.
On ne nous a pas donné de nom. Seulement du cash et une job.
Sadece parayı ve görevi verdiler.
Un endroit où ça va vite et où on paye cash.
Nakit çalışan, hemen halledebilecek bir yer.
Prends le cash, va dans le désert prendre ta retraite avec les Juifs.
Parayı al, çöle taşınıp diğer yaşlı yahudilerle beraber emekliye ayrıl.
Pourquoi vous avez passé du cash à ma blonde pour me faire sortir?
Sevgilime beni kefaletle çıkarması için neden para verdiğini anlatmak ister misin?
On va leur passer du cash.
Para verip geçeriz.
C'était une transaction cash.
Nakit bir işti.
Deux magasins plus bas, ils échangent l'or contre du cash.
İki dükkan ileride altın bozuyorlar.
Je paie 1 000 $ cash.
Çok acil istiyorum. Nakit 1000 dolarım var.
J'ai appelé ma banque, elles ont utilisé ma carte et code pour retirer 2000 $ en cash.
Bankamı aradım ve onların kredi kartı ve şifremi kullanarak 2.000 $ nakit avans çektiklerini öğrendim.
Où qu'ils soient allés, ils ont payé cash.
Her nereye gittilerse nakit harcama yapmışlar
Johnny Cash...
Johnny Cash...
Mais pour le concours de chant mère-fille, elle a refusé, le prix n'était pas en cash.
Ama ben bir anne kız güzellik yarışmasında düet yapmamızı istediğimde ödül yok diye beni başından savdı.
- Mais si un accroissement de la dette prohibe un cash-flow positif, vous ne croyez pas?
Ama daha fazla borçlanmak pozitif nakit akışını engeller, sizce de öyle değil mi?
Ça commence à faire bien du cash qu'on crisse par les fenêtres, là, mettons.
Dünya kadar masraf yapmıştık.
Vingt mille cash... Plus de chance, monsieur.
Yirmi bin nakit... bol şans, efendim.
Prêts en cash, gros intérêts, pas de questions.
Nakit krediler, yüklü faiz, sorgu sual yok.
Gary, j'espérais que vous apporteriez du cash, vu que c'est ce que je vous ai donné, mais un chèque de banque suffira.
Gary. Parayı nakit olarak getirirsin diye umuyordum çünkü ben sana nakit vermiştim ama sanırım banka çeki de kabul edebilirim.
Comment pouvais-je savoir qu'il se pointerait sans cash?
Nakit parayla gelmeyeceğini ben nereden bilecektim?
Montre-moi le cash, Emmitt, ou je jure que je prends une machette et une lampe à souder et que je te découpe en petits morceaux.
Parayı göster, Emmitt yoksa yemin ederim ki bir pala ve kaynak makinesi kaptığım gibi... -... bedenini mümkün olan en küçük parçalara ayırırım.
S'il paie cash, le bail n'est pas au nom de Cale Sylvan.
Eğer parasını peşin olarak ödüyorsa Cale Sylvan adına kiralamadığına eminim.
Son relevé de banque montre deux dépôts par mois en plus et plus élevé que son salaire, du cash.
Banka kayıtlarına göre maaşının yanı sıra ayda nakit iki bin dolar daha yatırıyormuş.
Faut nous payer comme des musiciens, mec. Avec du cash.
Bize müzisyen gibi ödeme yapmalısın, ahbap.
Des cartes d'identité new-yorkaises, ils payaient cash.
New York kimlikli. Nakit ödediler.
Le cash a été liquéfié sous la forme de 18... diamants d'une qualité exceptionnelle.
Bu nakit para, James, 18 olağanüstü kalitede işlenmiş elmasa harcandı.
Tu pourrais m'aider à comprendre pourquoi ma victime - avait un sac plein de cash.
O hâlde belki de kurbanımızın neden para dolu bir sırt çantası taşıdığını bulmak için sana başvurmalıyım.
J'ai trouvé pas mal de cash dans sa poche.
Geçen hafta cebinde epey bir para buldum.
Mais tu sais, je fais juste ça pour le cash puis... pour oublier la marde.
Bu işi para ve her şeyi unutmak için yapıyorum.