Translate.vc / Français → Turc / Cecily
Cecily traduction Turc
194 traduction parallèle
La maison de Cecily Brown est remplie de portraits.
Cecily Browns'ın pek çok portresi vardır.
- Qui est Cecily Brown?
- Cecily Brown kim?
Le père de Cecily est en Allemagne, et le voit tout le temps.
Cecily Brown'un babası Almanya'da, Kral'ı her zaman görüyor.
Je peux battre Cecily.
Cecily'yi dövebiliyorum.
Je croyais que Cecily Brown était ta meilleure amie.
Cecily Brown için en iyi arkadaşım demiştin.
Je croyais que c'était Cecily avec qui tu te bagarrais.
Emily mi? Seninle sürekli kavga edenin Cecily olduğunu sanıyordum.
Vous voulez dire Cecily Brown?
Cecily Brown'dan mı bahsediyorsunuz?
Tu m'as toujours dit que c'était Constant. Je t'ai présenté à tout le monde sous ce nom.
Onunla evlenmene izin vermeden önce, şu Cecily konusunu açıklığa kavuşturmalısın.
"Monsieur Constant Worthing, B. 4, The Albany."
Ben Cecily adında kimseyi tanımıyorum.
Je dois dire que je t'ai toujours soupçonné d'être un Bunburiste clandestin et j'en suis tout a fait sûr maintenant.
Başkasına ait bir tabakanın içindekileri okumak hiç de centilmence bir haraket değil. Evet ama bu tabaka senin değil. Bu tabaka Cecily adında biri tarafından hediye edilmiş.
Que diable est un... Bunburiste?
Pekala, eğer bilmek istiyorsan, Cecily benim teyzem olur.
Mon cher, il n'y a rien d'improbable là-dedans. Le vieux M. Thomas Cardew, qui m'a adopté enfant, m'a désigné dans son testament tuteur de sa petite-fille,
"Küçük Cecily'den, en derin sevgileriyle, amcası Jack'e."
Bunbury est très commode.
Cecily, Almanca gramer kitabın masanın üzerinde.
Je dois vous prier de vous retirer. Vous n'êtes pas à votre place.
Hafıza, sevgili Cecily, hepimizin yanımızda taşıdığımız günlüktür.
Terminé quoi? Puis-je savoir?
Üç ciltlik romanlar hakkında küçümseyici yorumlar yapma Cecily.
C'est une langue qui ne me va pas.
Cecily ile Gwendolen kesinlikle çok iyi arkadaş olacaklar.
Les bons sont récompensés et les mauvais sanctionnés. C'est cela, la fiction.
Sen benim küçük kuzenim Cecily'sin tabi ki.
Mais je vois ce cher Dr Chasuble qui s'avance...
- Ben hiç de kötü biri değilim kuzen Cecily. Kötü olduğumu düşünmemelisin.
Nous ne Pattendons pas avant lundi après-midi. Il aime bien passer le dimanche à Londres.
Şey, Avustralya ve öteki dünya hakkında aldığım bilgiler, pek iç açıcı değil Kuzen Cecily.
Je ne veux pas déranger plus longtemps Egérie et son élève.
Bu yüzden senden beni değiştirmeni istiyorum. Bunu kendine görev edinebilirsin Cecily.
Les nouvelles que j'ai de L'Australie et de l'autre monde ne sont pas encourageantes.
Söylemem gereken şu ki Jack, küçük Cecily harika bir kız.
Votre costume de deuil annonce-t-il une sinistre catastrophe?
Cecily. Yakama bir çiçek alabilir miyim? Alamazsam iştahım yerine gelmez.
Bon, tu pars si je me change? Oui, oui, si ce n'est pas trop long. Je ne connais personne d'aussi lent, et pour quel résultat!
Umarım Cecily, dürüst ve açık konuşarak seni gücendirmem ama
Lasse de vous laisser ignorer mon existence, j'ai décidé de résoudre la question d'une manière ou d'une autre.
Onu bekletmenin doğru olmayacağını düşünüyorum Cecily. Çok çok yanlış olur. Bana söylenene göre o oda fazlasıyla rutubetliymiş.
Et voici la boîte dans laquelle je garde toutes vos chères lettres.
Benimle evlenir misin Cecily? Elbette.
Nos fiançailles ont été rompues?
Ama sevgili Cecily, ben sana hiç mektup yazmadım.
Je ne peux pas faire ça maintenant qu'on s'est vraiment rencontrés.
Hiçbir şey yapmadım! Cecily nişanı bozman beni çok kırdı, özellikle de hava o kadar güzelken.
La moitié des types de la Haute Cour s'appellent Algernon.
Bir daha nişanı bozma Cecily.
- Alors a 17 h 30!
Adım Cecily Cardew.
- Entendu, devant les fonts baptismaux.
Cecily Cardew.
Miss Fairfax... Permettez-moi de me présenter. Je suis Cécilia Cardew.
Evet, çok açık konuşmak gerekirse Cecily, senin 42 yaşında olmanı ve yaşına göre sıradan görünmeni dilerdim.
Et vous m'appellerez Gwendoline, n'est-ce pas?
Cecily, üzerimden büyük bir yük kalktı. Ben de giderek kaygılanıyordum.
Pas du tout, Gwendoline.
Sevgili Cecily, sanırım ortada küçük bir hata var.
Est-ce a moi que vous faites allusion en parlant de traquenard?
- İkimiz de iğrenç bir şekilde aldatıldık. - Zavallı yaralı Cecily'im.
Répondez-moi, monsieur Moncrieff.
- Bu hanımefendi Bayan Cecily Cardew, kendisi benim vesayetim altında.
Pourquoi vouliez-vous faire croire que vous étiez le frère de mon tuteur?
- Evet, Cecily ile nişanlandık Augusta Teyze.
Dois-je comprendre qu'il n'y aura pas de baptême cet après-midi?
Her zaman bir kardeşim olduğunu söylemiştim. Cecily, bir kardeşim olduğundan nasıl şüphe edebilirsin?
Voilà ce qui s'est passé...
- Canım Cecily! - Sevgili Algernon! - Gwendolen'im.
Rappelez-vous.
Cecily, hatırla.
Soulevez-vous, Cecily.
Dik otur Cecily. Dik otur.
C'est totalement absurde de dire le contraire.
Cecily?
Et comme une attitude hautement morale n'est pas compatible avec la santé et le plaisir, quand je veux aller en ville, je prétends que j'ai un jeune frère du nom de Constant, qui vit à L'Albany,
Ernest adında. Ve küçük Cecily? Vasisi olduğum çocuk, Bayan Cecily Cardew.
Ethel, ne cours pas!
Cecily?
Ils sont véritablement bleus.
Cecily?
Je veux dire perdu, égaré.
Ama kuzenin Cecily olduğum doğru. Ve sen... sen de kartından anladığıma göre Jack Amca'nın kardeşisin.
Votre frère Constant, mon?
Neden? Çünkü sen de pembe bir gül gibisin Kuzen Cecily.
C'est la seule excuse que je trouve à votre vie dissolue.
Seni seviyorum Cecily.
Je suis la pupille de M. Worthing.
Çok üzgünüm sevgili Cecily, ama sanırım öncelik hakkı bana ait.
Oui!
Cecily dünyanın en tatlı ve güzel kızı.
Jusqu'à hier, je n'avais pas la moindre idée qu'il existât des familles ou des personnes dont l'origine fût un Terminus.
- Ne yapmak gerekiyor Cecily? - Bilmiyorum Bay Moncrieff.
Prism!
Sevgili Cecily'e öğretecek hiçbir şey kalmadı.