Translate.vc / Français → Turc / Cem
Cem traduction Turc
126 traduction parallèle
Mon chinois est un peu rouillé.
Benim Cin'cem biraz paslandı.
loulou, fais un vœu pour que Pinky disparaisse.
Al, Cem. Pembiş'in gitmesini dile.
- Ce Serkan est bon, paraît-il.
Yabancı şart. Bir çocuk var Cem Bey. İznikli Serkan çok iyi.
Qu'il vienne demain! - Bravo. - Merci.
- Hayırlı olsun Cem Bey.
Monsieur Cem, le président d'Ülkü Spor.
Sizi tanıştırayım. Cem bey, Ülkü Spor'un Başkanı.
Monsieur Cem veut faire d'eux des professionnels.
Cem Bey takımı profesyonel yapmak istiyor. Sizin böyle bir şeyiniz var mı?
On a beaucoup investi, on ne peut pas prendre de risque.
O kadar para yatırdık Cem!
Peu importe qui gagne.
Öyle değil Cem! Sonuçta senin takım veya başka takım fark etmez.
Pour la première fois, j'ai eu peur. Il s'appelle Cem.
Hayatımda ilk defa korktum.
Il y a autre chose. - Quoi, tu vas me raconter ce que tu as fait avec Cem?
- Dur, başka şeyler var.
- Quelle idée d'être venue!
- Cem'le ne yaptığını mı anlatacaksın? - Ben niye geldim ki zaten!
Monsieur Cem a acheté la boulangerie.
Fırını, bizim mal sahibi İsmail Amca'dan Cem Bey satın almış.
Bien sûr que monsieur Cem a raison, il est le propriétaire.
Hem Cem Bey de haklı tabii. Para verip satın almış. - Sonra mahallede inşaatı yapacak.
Cem va acheter le club, et voilà.
Cem kulübü satın alacak. Esnaf Spor bitecek.
Cem va tous vous renvoyer.
Hepinizi kovacaklar.
Regardez l'Oncle Jim. Il apprend à nager dans la baignoire.
# Kimdir kimse bilmez, adı Cem Abi, Hastasıyız, derman ol Yarabbi.
- Si on est contaminés, je vous descends.
Tamam, bak ne di'cem, eğer bu ölümcülse, ikinizi de vuracağım.
Tu vas beaucoup me manquer.
Seni çok özlüy'cem.
TABLEAU DES RECORDS, A.S.T.C. RECORDS A L'EAU vous allez vivre avec un maigre salaire et risquer de mourir lentement, frigorifié et seul quelque part en mer.
CEM REKOR TAHTASl YÜZME REKORLARl - RANDALL Engin denizin ortasında yavaş yavaş donmuş ve yapayalnız ölme ihtimaliyle, az bir maaşa talim ederek hayatınızı sürdüreceksiniz.
je vérifais à l'instant mon cem.
Ona EMF'ten bahsetsene.
CEM?
EMF mi?
- Voici mon aîné, Cem.
- Benim büyük oğlan, Cem.
- C'est la vérité!
- Bak ne di'cem!
La peach Pit Team pour Forom. com
- Cem Geyik -
The 90210 Team Présente Saison 1 Épisode 7 "Hollywood Forever"
kurosakiichigo ( Cem Geyik ) Chuck ( Mustafa Gökalp )....
Qui a invité un humoriste ici?
Kim davet etti bu Cem Yılmaz bozuntusunu?
Les CEM explosent à la hausse.
Yüzüme dirsek attığına inanamıyorum D.
Salon. 21 h 03. Les CEM explosent à la hausse.
Bakın, eğer sakıncası yoksa, Vicky'nin eski eşi Simon ve çocuklarını aramalıyım.
Demande à Lucky Luke.
Cem Yılmaz'a sor.
Prince Djem, pouvez-vous nous laisser?
- Prens Cem, çıkabilir misin?
Djem est de nouveau dans mes rêves.
Cem yine rüyama girdi, Giulia.
Le Shahzadeh Djem sera mon prisonnier.
Şehzade Cem artık benim esirim.
Garde! Il est mort.
Muhafız, Cem öldü.
Les Français pensent que Djem a été empoisonné.
Fransızlar Cem'in zehirlendiğini düşünüyor.
le Shahzadeh Djem sera mon prisonnier.
Castel Sant'Angelo egemenliğime bırakılma. Üç. Şehzade Cem artık benim esirim olmalı.
À mon avis, le plus important pour le roi c'est Djem.
Cenapları, kralın istekleri arasında bana göre en önemli olanı Cem.
Non pour le château, oui pour Djem.
O zaman Castel'e hayır, Cem'e evet.
Vous aviez promis qu'il serait protégé.
Ama Cem'e korunacağına söz verdin.
Encore un peu de vin?
Daha fazla şarap ister misin Cem?
Attention.
- Cem. Dikkatli konuş.
Vous non plus, Djem.
Sen de Cem.
Une derniére chance... ll est trés occupé.
Son bir fırsat. Doktor Cem Yorgancıoğlu ile görüşecektim. Hoca çok meşgul.
Quelle est la maladie qui a emporté notre cher Djem, mon frère?
Sevgili Cem hangi hastalıktan ölmüştü, kardeşim? - Sıtma.
Dis-moi encore de quoi est mort mon cher Djem.
Sevgili Cem'im neden öldü bir daha söyle.
Ne pense plus à Djem, ma chère.
Cem'i bu kadar çok düşünme, tatlım.
Les CEM explosent à la hausse.
EMA seviyesi normali aştı.
Cem c'est le mec qu'éclate des putes avec sa bite.
Cem, sikiyle kaltakları patlatan adam.
Je ne te combattrai pas.
Seninle dövüşmiy'cem Jet.
Tu sais quoi?
Bak ne di'cem?
Laisse-moi appeler un médecin.
Bir doktor çağırayım Cem.
Je t'en prie, Djem.
Hadi Cem. İyileşmelisin.