Translate.vc / Français → Turc / Ciro
Ciro traduction Turc
282 traduction parallèle
Les certificats sont à votre nom.
Hisse senetleri size ciro edilmişti.
- Vous lui avez remis deux chèques.
- Sizin tarafınızdan yazılan birkaç çek kendisi tarafından ciro edilmiş.
Il est possible que Maria D'Amata se soit éteinte sans jamais être allée au Stork, au El Morocco, au Ciro ou au Mocambo.
Maria D'Amata'nın El Morocco, Ciro's veya Mocambo'yla tanışmayı aklına bile getirmeden, mezara gitmiş olması dahi mümkündü.
Une entrée ici, une virgule là, une rature ou deux et bientôt vous aurez fait 33824 francs en décembre... et 12 centimes.
Şuraya bir giriş, buraya bir virgül, birkaç silinti... aralıkta 33.824 frank 12 santim ciro yapmanız... uzun sürmez.
Ciro, regarde!
Ciro görüyor musun?
Réveille-toi!
Ciro uyan! Kar yağıyor.
Dépêchez-vous!
Haydi sen de sallanma Ciro!
Le café va être prêt.
Haydi Simone! Ciro! Gelin artık kahve neredeyse hazır.
Viens que je t'aide à mettre ta cape!
Ciro çabuk ol, sen de yorgun çocuk gel de paltonu giydireyim sıkı giyin, tamam mı? İşte böyle.
Merci, mon trésor!
Memnun kalırsınız umarım, Ciro çabuk, haydi sen de Vincenzo. Tamam anne.
Fais attention et travaille bien!
Ciro dikkatli ol! Haydi iyi işler! Tamam olurum.
Elle a porté plainte, on vient m'arrêter!
Polisler beni tutuklamaya geldi Ciro.
Ciro a quitté M. Traversi pour entrer chez Alfa Roméo grâce à son diplôme des cours du soir.
Ciro, Bay Traversi'deki işini bıraktı. Akşam kurslarından diploması olduğu için Alfa Romeo onu işe aldı.
Je m'étais dit que peut-être
İstasyonda trenden indiğim zaman. Ciro'yu karşımda bulurum diyordum.
Tu sais, Ciro... est un garçon extraordinaire!
Ciro öyle harika bir çocuk ki inanamazsın.
Attends, voilà mon père.
Ciro dur bir saniye. Gitmeliyim babam geldi
Ici?
Ama Ciro, burada mı?
Ecoute, papa demande que tu viennes demain soir pourvoir si tu as des intentions sérieuses.
Ciro dinle, babam yarın akşam bizim eve gelmeni istiyor niyetimiz ciddi mi değil mi onu soracak.
Ciro, viens voir!
Ciro gel bir dakika!
Pas de ça avec moi!
Bana böyle davranamazsın Ciro.
Ciro, va chercher le mousseux.
Hep beraber Haydi Ciro sen de kalk şu şampanya'yı getir.
Tu as pas honte d'oublier le patois?
Ciro utanmıyor musun? Unutmuşum anne! Konuşmalarımızı da unutmuşsun sen!
Va voir, Ciro.
- Ciro bakıver kimmiş. - Yanlış duymuşsundur anne.
Non. Sûrement pas.
Hayır Ciro senden iyi değilim.
Je crois pas en la justice des hommes.
İyi dinle Ciro, ben artık insanoğlunun adaletine inanmıyorum.
Ciro s'en va!
Ciro gidiyor, yetiş Ciro gidiyor!
Attends!
Ciro dur Ciro!
Pour la mémoire de notre père, fais pas ça!
Ciro tanrı aşkına bekle lütfen gitme!
- Ciro, dépêche-toi.
- Haydi, geç kalıyoruz. - Hoşça kalın.
Emballage, vente, chiffre d'affaires, secteurs de marché forts et faibles.
Ambalaj, dağıtım, ciro, zayıf ve güçlü pazar alanları? Bilmeliyim.
J'ai fait 50 livres de recette.
Elli sterlin ciro yaptık.
Il doit les signer, sinon ça ne nous sert à rien.
Arkasına ciro etmediği sürece bir işimize yaramaz.
Comment va-t-on faire?
Ona nasıl ciro ettireceğiz?
- Mr Sawyer, la procuration. ... et tes obligations dans un coffre-fort commun.
Bay Sawyer, vekâletnâme lütfen... ciro edilebilir senetlerini, ikinizin ortak yetkili olduğu bir kiralık kasaya koymalısınız.
Il se fait à peine 7 000 dollars par an.
Yılda ancak yedi bin dollar ciro yapıyor.
Si vous avez un carnet de chèques, n'hésitez pas, je l'encaisserai en vitesse avant que vous puissiez faire opposition.
Elinizde çek varsa, ciro etmekten çekinmeyin. Siz ödemeyi durduramadan, ben onu bankada bozdurmuş bile olurum.
Veuillez l'endosser au dos.
Çeki ciro eder misiniz?
Endosser et... remplir le bordereau.
Ciro işlemi ve formun doldurulması tamamlandı.
Cette affaire rapporte 100 millions par an.
Burada yılda 100 milyon dolar ciro yapan bir işten bahsediyoruz.
- Allez voir Mme Buttle. Faites-lui endosser le chèque.
- Bayan Buttle'ı çeki ciro etmeye zorlarız.
La mère de Chris lui a remboursé quelque chose et comme j'ai acheté des trucs à Chris, elle me l'a donné.
Chris'in annesi ona ciro etmiş çünkü Chris ona bir şey almış ; ne olduğunu hatırlamıyorum...,... sonra ben de ona takma tırnak aldım ve o da bana ciro etti.
Vous encaissez le chèque et moi je prends le hot-dog.
Ben de sana ciro edip sosisli sandviç alacağım.
Cher Ciro, merci.
Sevgili ciro, teşekkürler!
- Je m'appelle Ciro.
- Bana Ciro derler!
Merci, Ciro.
Teşekkürler Ciro!
- Ciro!
- Ciro!
Ciro!
Ciro...!
Viens, Ciro!
Gel Ciro!
Pourquoi tu ne viens pas, Ciro?
Neden gelmiyorsun Ciro?
Ciro le Chouchou.
Ciro "Koko".
Oh, Ciro!
O, Ciro!