Translate.vc / Français → Turc / Cma
Cma traduction Turc
110 traduction parallèle
A la réunion de Meth Auto Support... Il a baisé ma soeur.
CMA toplantımdaki bu adam kız kardeşimle yatmış.
Mélange pas cul et pain.
- Tabi. - Ekmek yediğin yere sıçma.
Tu peux devenir un héros, si tu foires pas.
Geçen riks TV'yi seyrettim. Aman sıçma vurarken
Si tu as le temps entre les repas et les toilettes, alors vas-y!
Eğer zamanınız olursa yemek ve sıçma dan sonra devam edin!
Ne chie pas dans ton froc.
Jack. - Altına sıçma!
Me chie pas dans la bouche!
Ağzıma sıçma.
"Ne chie pas là où tu manges."
"Yemek yediğin yere sıçma."
"Ne chie pas là où tu vis."
"Yaşadığın yere sıçma."
Et dans le 9, le Pr Carson nous fait le plus beau bronze de l'histoire.
9'da da Dr. Carson tarihin en uzun sıçma işini yapıyor.
Ne te comporte pas comme ça avec moi.
Bunu yapma. Bu gece benim azıma sıçma.
Si j'échoue, que je tente de fuir ou que je ne fais pas dans Ie caniveau... je retourne dans Ie couloir de Ia mort, c'est ça?
Başaramaz, kaçmaya çalışır ya da sıçma dediğiniz yere sıçarsam ölüm hücresine geri dönerim, doğru mu?
Fais pas tout foirer.
İçine s * çma.
chie pas où tu manges, sépare le privé du boulot.
- Yediğin yere sıçma, sosyal hayatını işten ayrı tut
Il arrête pas de chier... et de parler de ça!
Sıçmaktan ve sıçma hikayelerinden vazgeçemiyor.
On ne suce pas la main qui vous nourrit.
Yediğin yere sıçma. Anlıyorum.
Va-t ´ en d ´ ici!
Sıçma oraya!
C'est l'heure de chier!
Sıçma Zamanı!
Il n'était pas constipé, ça, c'est sûr.
Sıçma şampiyonuydu.
"Chie pas où tu manges"?
"Yemek yediğin kaba sıçma."
Je veux acheter des bougies et du papier toilette aussi.
Bana mum lazım. Ve tuvalet kağıdı s.çma kovasına.
Hé, faut pas cracher sur les cadeaux qui tombent du ciel.
Hediye verenin ağzına sıçma.
Il saute, il tombe, il nage, il fait tout.
Takla, sıçma yüzme, istediğin her şeyi yapabiliyor.
- Ne gâche pas ma concentration.
- Konsantrasyonumun içine sıçma.
"Ne foire pas tout."
"İşin içine s.çma"
Je me suis cassé le cul pour t'obtenir cette audition, donc pitié, fous pas tout en l'air.
Bu seçmelere girebilmen için gerçekten kıçımı yırttım bu yüzden yalvarıyorum içine sıçma.
Doucement, beau gosse. Ne mors pas la main qui est censée te nourrir.
Yemek yiyeceğin kaba sıçma.
- Merde, Papa.
- Sıçma içine, baba.
Voici des toilettes, ou comme les appellent les Anglais : des gogues.
Burası bir lavobo, yani İngilizlerin deyimiyle sıçma yeri.
Fais pas dans ton froc.
Sıçma hemen altına.
C'est vrai que chier dans un seau tu peux faire ça nulle part ailleurs en vacances.
İngiltere'de, ebeveynlerinle diğer tatillerde bulamadığın oturağa sıçma hissi.
Ne flippe pas.
Altına sıçma.
Et pour çaarrêtons de chier partout hein?
Bir de şu etrafa sıçma olayını hallederseniz, daha iyi olacak.
Faut bien faire une décharge à mi-parcours.
Yani elbette sıçma arası vermen gerekir.
Je surveille la ville, en étant accroupis.
Şehire bakıyorum sıçma pozisyonunda.
Je coule le plus beau bronze de l'histoire de l'humanité.
En inanılmaz sıçma deneyimimi yaşıyorum hacı.
Conneries.
Sıçma.
N'importe quoi, mais merci.
Sıçma. Yine de sağol.
Réponds pas.
Yediğin kaba sıçma, değil mi?
Et si c'est un menu maxi, vous avez même le droit de chier gratuit.
Süper boy Mac ile de beleşe sıçma hakkı kazanırsın.
C'est le bulletin météo-Latrine.
Bu da ne, sıçma tahmini mi?
Cette fois, pas dans la baignoire.
Bu kez küvete sıçma, tamam mı?
La foire pas celle-ci, Magnum!
Bu sefer içine sıçma Magnum! * Kaç yaşındasın sen?
Comme autant j'aime à compter les différentes manières dont il a pourri ma vie par rapport à toi il fut vraiment que j'y aille avant que le manque de lumière naturel et d'air d'ici n'endommagent irrémédiablement mon rythme circadien.
Her ne kadar babamın hayatımın içine sıçma şekillerini sana saymak istesem de buradaki doğal gün ışığı ve havanın eksikliği günlük ritmime geri dönüşümü olmayan bir zarar vermeden evvel buradan gitmem gerek.
Des feuillées.
Sıçma deliği.
Évite de te chier dessus.
Bir dahaki sefere donuna sıçma.
"Ne chie pas où tu te laves."
"Duş yaptığın yerde sıçma."
Vous croyez que notre ami le chieur est rentré par la fenêtre?
Sıçma meraklısı arkadaşımız pencereden mi girdi dersin?
- Allez, foire pas!
Sakın sıçma!
Tu foires toujours de toute façon, Dr Foirenstein.
Her zaman sıçtığın gibi sıçma Dr. Shankenstein.
Des pleurs, des emmerdes et des lamentations.
- Ağlama, sıçma ve ağıt. - Evet.
Ne chie pas là où tu manges.
Yediğin yerde sıçma.