Translate.vc / Français → Turc / Conté
Conté traduction Turc
1,708 traduction parallèle
Sa fille dit qu'il allait visiter le musée du bizarre du conté de Broward.
Kızının söylediğine göre kasabadaki "Gizemli Nokta" yı ziyaret etmeye gidiyormuş.
- Le musée du bizarre dans le conté de Broward?
Burası da Broward kasabası gizemli noktası mı?
Nom d'un conte d'Andersen, comment briller en société déguisé en Petit Poucet?
Andersen'in masalları aşkına bu aptal botlarla yürümemi nasıl beklerler?
"Heureux pour toujours en fin de conte".
"Her şeye rağmen, sonsuza dek mutlu yaşadılar."
Mon conte de fées, je le vois
Yeni yaşantımı görür gibiyim
Faire d'un corps ma voix À la muette lueur d'un conte Allumer chaque soir mille lumières
Rüyaların hafif mırıltısında bin tane yağ lambasını yakıp, bir hikayenin sessiz ışığında sesime bir beden uydursam.
Ce conte de fées
Gerçek aşk öpücüğüyle
Ce conte de fées Attention, en dessous!
Gerçek aşkını keşfetmelisin
Un conte de fées
Gerçek aşk öpücüğüyle
L'histoire se termine Le conte de fée est vrai Vous permettez?
Masal kitaplarındaki sonlar Gerçekleşen peri masalları
C'était un mariage de conte de fées, le commencement d'un tout nouveau chapitre.
Masal gibi bir düğündü. Hayatımızda yepyeni bir sayfa açmıştık.
Il vient d'un conte pour enfants.
Çocukken okuduğum bir kitapta geçiyordu.
Au moins, l'un d'entre nous vit un conte de fées.
En azından birimiz şanımıza sadık yaşıyor.
Souvent, le conte de fées des uns est le cauchemar des autres.
Birinin masalı başkasının kabusudur.
Depuis qu'il était tout petit, tout marmot, notre Kevin croyait à tout ce conte de fées débile :
Küçük ve sümüklü bir çocuk olduğundan beri,
- Un autre conte de fée? - Tout?
Bir peri masalı daha mı?
Tu crois que la vie est un conte de fées.
Sence hayat bir masal.
La vie n'est pas un conte de fées, je dois grandir, et je vais le faire en Floride.
Malum, hayat bir masal değil ve büyümem lazım. Bunu da Florida'da yapacağım.
Ce conte dit vrai...
Gerçek bir hikâyedir...
Mesdames, je fais le conte de fées.
Bayanlar. Peri masalı filmi çekiyorum.
J'aurais peut-être dû écrire un conte pour Léon.
Belki de Leon'a bir hikaye yazmalıydım.
Quand tu écris un conte, il suffit d'écrire le mot "château" et tu vois ses tours, les bois et le village en contrebas, mais...
Bir hikaye yazarken sadece "kale" sözcüğünü söylediğin zaman kuleleri, koruluğu ve aşağıdaki köyü de gözünde canlandırabilirsin, ama...
Je pensais à un autre conte.
Başka bir hikaye.
Je me demandais, si vous auriez l'obligeance de me donner une petite avance pour assurer la finalisation de ce conte?
Me-merak ediyorum da, hikayenin tamamlanmasını sağlamak üzere... biraz avans vermek için kolaylık gösterebilir miydiniz?
Parce que tu vis comme dans un conte de fée.
Çünkü hayatını safahat içindeymişsin gibi yaşayan sesin.
- Un vrai conte de fées.
- Adeta rüya gibi.
Alors comment se termine le conte de fée, en comptine?
Bu masal nasıl bitiyor, Ana Kaz?
Le Conte de deux cités, première édition.
"İki Şehrin Hikâyesi." İlk baskı.
Je suis censé appliquer l'exposé d'Ernest et d'Arian, même si ça ressemble à un conte de fées?
Demek gidip Arian ve Ernie'nin projesini tamamlamam gerekiyor, bana masal gibi gelse bile mi?
Quel conte inspiré.
Ne kadar ilham verici bir hikaye.
Monte Carlo, c'est un conte de fées.
Monte Carlo, bir peri masalı.
Jenna, c'est presque comme un conte de fées.
Ah, Jenna bu sanki bir peri masalı gibi.
Conte célèbre de Mary Howitt )
- " Oturma odama gelir misin?
Oh, j'ai l'impression d'être dans.. dans un conte de fée ou un rêve.
Bir peri masalında veya rüyada gibiyim.
Hey, M.le conte.
Hey, Drakula.
Un Conte d'hiver.
Bir kış masalı.
* Référence au conte pour enfants "3 Billy Goats Gruff" : Les 3 Barbichus Tu as plein de poils de chèvre sur toi.
Üstünde bir sürü keçi tüyü var.
Alors que, d'un autre côté, le reste de ta vie et de ta famille pourrait être faite d'argent, de miel de bonne santé et de richesses, chaque jour est un conte de fées.
Fakat bir diğer tarafta, hayatının geri kalanı ve ailen, şanslı ve paralı, sağlıklı ve zengin olabilirler. Her gün kremalı dondurma gibi.
Joli conte...
Peri masalı...
Je suis une princesse de conte de fées!
Peri masallarındaki prensesler gibiyim!
Ils ont été imaginés par un garçon de CM1 pour un conte de Noël.
Bunları 4. sınıf öğrencileri yılbaşı hikayelerinde uydurdular.
Tu... tu sais que c'est seulement un conte de fées, hein, ma chérie?
Bunun sadece masaldan ibaret olduğunu biliyorsun değil mi, tatlım?
On était parfaitement heureux avant de vouloir notre heureux dénouement de conte de fées.
Sonsuza dek mutlu yaşamak için karar almadan önce daha çok mutluyduk.
C'est un conte de fées depuis le début.
Yani, başından beri bir peri masalı gibiydi.
On n'a pas besoin de vivre un conte de fées maintenant.
Buna ihtiyacımız yok. Yani bir peri masalına.
Ça ne ressemble pas à un conte de fées.
Tamam, bir masal kitabından alınma değil belki.
Vous savez peut-être que cet été, sur la scêne principale, on jouera Le conte d'hiver.
Belki şimdiden duymuşsundur, bu sene Kış Masalı sahnelenecek.
Le conte d'hiver de William Shakespeare.
Kış Masalı yazan William Shakespeare.
Grâce à lui, maintenant je vis un conte de fées de bonne et stripteaseuse.
Onun sayesinde, bir hizmetçi ve striptizciden oluşan bir masal dünyasında yaşıyorum.
Il s'intitule Le conte de deux cités.
Adı "İki Şehrin Hikayesi".
" Je vivais un conte de fées.
Ben Harikalar Diyarında yaşıyordum.