Translate.vc / Français → Turc / Convertible
Convertible traduction Turc
41 traduction parallèle
C'est convertible en minutes.
O birime geçebiliriz, efendim.
La diffraction des rayons dans le champ de force du soleil a disparu, ainsi que la chaleur convertible en travail, les pulsions électriques, l'induction, la densité des métaux, les fluidités des corps solides non métalliques.
Bozulmuş, içeri göçmüş, sönmüş. Güneş ışınımının kırmızı kırılmaları, hızbilimsel gaz kuramı, ısının enerjiye dönüşmesi, elektriksel titreşim, tümevarım, metallerin, sıvıların ve ametallerin yoğunlukları.
C'est une Bel Air 1955 convertible.
Büyük çubuk istiyorlar. Bu 55 model üstü açık Bel Air.
Essaie de dire "obligation convertible".
- İşte annen seni bu kadar çok seviyor. - "Değişken Hisse" diyebilirmisin?
Et il n'est pas convertible!
En iyi tarafını bilsen...
Infiniti, seule décapotable.
Sadece İnfiniti convertible.
Robert et moi, on devait partager le canapé convertible.
Robert ile ben aynı çek-yatta yatardık.
- Quand vous étiez petits et que vous deviez dormir ensemble sur le canapé convertible.
Biliyorsun, çocukken çek-yatta beraber yattığınız zaman.
On n'a jamais dormi sur un canapé convertible.
Biz hiçbir zaman bir çek-yatta beraber yatmadık.
Mamie Barone, l'appartement, le canapé convertible.
Nanny Barone'u, daireyi, çek-yatı.
l'espace je veux de l'espace certaines nuits j'ouvre et je ferme mon lit convertible jusqu'à 6 fois je vais je viens 12 fois par nuit... de l'espace c'est à cause de ton appart - non, jake
Bir yere ihtiyacım var. Bir yer istiyorum. Bir gecede yarım düzine kez çekyat yatağımı kapatıp açığımı biliyor musun?
- Une Peugeot.
- Peugeot convertible.
- Je veux dire le canapé convertible.
- Yani çekyat demek istemiştim.
Non, c'est ça... un Castro convertible.
Hayır, bu çekyat yüzünden olmalı.
J'ai un canapé convertible très confortable, c'est gratuit et sans danger.
Kes şunu Abby. Çekyat Ama rahat. Bedava ve güvenli
Je n'ai qu'un convertible.
Elimde sadece bunlar var Kusura bakmayın.
On a un convertible.
Evet, çekyatımız var.
- Ooh, tu devrais prendre une convertible.
Üstü açılır bir tane almalısın.
- Je ne suis pas une personne convertible.
Üstü açılabilir biri değilim.
- C'est quoi une personne convertible?
Üstü açılabilen biri ne demek?
Qu'as-tu de convertible en cash, de liquidable?
Para edebilecek neyin var? Ödeyip tasfiye edebileceğin ne var?
Mais il ne pensait pas qu'un convertible sur lequel s'exerce le poids de trois hommes serait désaxé et se creuserait au milieu.
Ama yatağın üç adamın ağırlığını kaldıramayacağını ve kakanın... Mac'in yanından ortaya doğru kayacağını düşünmedi.
T'es aussi déprimé, dégarni, et tu dors dans mon convertible.
Ayrıca beş parasızsın kelleşiyorsun ve benim çekyatımda yatıyorsun.
Il vous a acheté un convertible.
Yepyeni bir kanepe aldı.
- On a aussi des studios et des 2-pièces pour 4. Le canapé du salon est toujours convertible.
Ayrıca stüdyo dairelerimiz, dört kişinin bile kalabileceği odalarımız var.
Insistez bien sur le fait que le canapé est convertible.
Kanepelerin açılır yatak olduğundan bahsetmeyi unutma.
J'aurai un canapé convertible.
Çekyat alırım bir tane.
Tu es un genre de convertible?
Pirinç makinesi mi?
Au fait, Tricia sait qu'il dormira sur le canapé convertible du salon?
Bu arada, Tricia oturma odasında kanepede yatacağını biliyor mu?
Je suis à fond dans le convertible. Tu vois ce panneau de bière? Lampe de chevet.
Karışım şeylere sardırdım bu ara, bilirsin, misal, şu "Bira" levhası aynı zamanda okuma ışığım.
Il s'avère que je ne suis pas un gars convertible.
Üstü açık araba kullanacak bir adam değilmişim.
Une sacoche convertible.
Döndürülebilir bir omuz çantası.
Trois d'entre nous partageons un canapé convertible, deux dorment sur un tapis de yoga, et un dort dans la baignoire.
Üçümüz aynı çekyatı paylaşıyoruz, ikisi yoga minderinde uyuyor, diğeri de küvetin içinde.
Tu as un canapé convertible en lit.
Yatağa dönüşebilen bir kanepen var.
- Pantalon, convertible.
Pantolon, dönüştürülebilir.
Ce canapé est convertible.
Bu kanepe katlanabiliyordu.
Ces trucs que tu signes te donnent le billet convertible pour un financement et te nomme avec Peter Gregory en tant que membres du CA de Pied Pier, enregistrée dans l'État du Delaware.
İmzalayacağın evraklar sana dönüştürülebilir kredi verecek ve seni ve Peter Gregory'i Delaware eyaletinde anonimleşen Pied Piper'ın kurul üyesi yapacak.
Je vais lui faire son lit.
Gidip kendime bir Castro Convertible yapayım.
Tu sais, j'y pensais sur la route, Il faut qu'on achète un canapé convertible pour le salon.
Yol üstünde bir yerden oturma odası için güzel bir çek-yat tarzı bir koltuk almayı düşünüyorum.
On vous a commandé un convertible, on a reçu un amovible.
Ben çekmeli espresso Modernica sipariş ettim siz bana bölümsel gönderdiniz.
On l'a pris pour toi. C'est un convertible.
- Senin için aldık.