Translate.vc / Français → Turc / Cosmopolitan
Cosmopolitan traduction Turc
112 traduction parallèle
Tu sais ce que j'ai lu dans un magazine?
- Cosmopolitan'da bir şey okudum. - Ne?
Avez-vous le dernier Cosmopolitan?
orada Cosmopolitan var mı?
Non. Après, je vais aller acheter des serviettes hygiéniques et un magazine féminin.
Hayır, daha sonra markete gidip kendime kadın bağı ve Cosmopolitan dergisi alacağım.
Cosmopolitan? Qu'est-ce donc?
Dünya açık görüşlü mü?
J'ai lu un article dans Cosmopolitan à ce sujet.
Kozmo'da, buna dair bir makale okumuştum.
Newsweek, Time, Cosmopolitan!
Newsweek, Time, Cosmo, National Enquirer.
chef du personnel de l'Hôtel Cosmopolitan.
Pekala öyleyse, gerçek ismim Ryder, James Ryder.
Oui. Et je suppose que vous voudriez savoir ce qui est arrivé aux oies?
Evet Bay Ryder, Otel Cosmopolitan'da üst kat hizmetçisi.
J'espérais vendre mon article à Cosmopolitan.
Güçlü kadınlar hakkında bir makaleyi Cosmo ya da...
À essayer de donner le look Cosmopolitan à leurs tronches éclatées.
Onları... sanki onlar evrende yokmuş gibi davranmak... sanki onlar savaşta vurulup ortadan kaybolmuşlar gibi.
Elle l'a lu dans Cosmopolitan.
Cosmoplolitan'da okumuş, dostum.
- Je l'ai lu dans Cosmopolitan.
- Cosmopolitan'da okumuştum.
Novalyne ne lirait pas ça.
Smart Set, Cosmopolitan okurdum...
Au lycée, je lisais Smart Set, Cosmopolitan... le Saturday Evening post...
H.L. Mencken'in gazete bozuntularını.. Aynaya bakan adam, Tanrı'nın karşısında tıraş olduğunu düşünüyor.
Je l'ai lu dans "Cosmopolitan."
Bunu "Cosmopolitan" da okumuştum.
Qu'est-ce que tu fous à lire "Cosmopolitan"?
Ne diye "Cosmopolitan" okuyorsun?
- Je vais vous chercher un cocktail.
- Sana içki alayım. - Cosmopolitan.
- Un cosmopolitan. Merci.
Teşekkürler.
Juste un dernier "Cosmopolitan", M. Garrison.
- Sadece bir Cosmopolitan daha Bay Garrison.
"Atteindre un meilleur orgasme", Cosmopolitan.
"Daha İyi Orgazm Olmanın Yolları" "Cosmopolitan" da çıkmış.
Cosmo, Glamour, Elle. Je disais "Si vous me voulez, faut engager Carlo."
Cosmopolitan, Glamour, Elle'e derdim ki, beni istiyorsanız Carlo'yla konuşun.
- Un cosmopoIitan.
- Cosmopolitan.
cosmopolitan plus scotch égale amitié avec son ex.
Cosmopolitan artı skotch eşittir eski sevgilinle dostluk.
Trois Cosmopolitans, un coca light, et une vodka martini avec un zeste.
Üç Cosmopolitan, bir diet kola ve karıştırılmış votka martini.
- Un Cosmopolitan.
- Cosmopolitan. - Bana da.
Il peut te faire jouir et ensuite te préparer un Cosmopolitan.
Hem sana zevk verip, hem de Cosmopolitan yapabilir. Bütün geleceği bahşişlere bağlı olan bir adamla ciddi bir ilişki nasıl kurulur bilmiyorum. Ciddiyim!
- Un autre Cosmopolitan, s'il vous plaît.
Bir Cosmopolitan, lütfen.
Samantha, un Cosmopolitan et Donald Trump.
Samantha, Cosmopolitan ve Donald Trump.
Un cosmopoIitan, c'est ça?
Cosmopolitan değil mi?
Une vierge de 25 ans allait me chercher un cosmopolitan.
25 yaşındaki bakire bir kız bana Cosmopolitan alıyordu.
Je vais vous chercher un cosmopolitan?
Sana bir Cosmopolitan almamı ister misin?
Il a mis deux vodkas et deux cosmos sur sa note de frais.
Masraf hesabından dört votka cin ve iki Cosmopolitan almış.
Où est le divin enfant? Dans sa chambre.
Cosmopolitan yapmıyorlarmıs, bu Staten Island Buzlu Çayı.
Ta philosophie, tu la tiens de Cosmo _ litan!
Hayat direktiflerini lanet Cosmopolitan'lardan alırsın.
Un cheeseburger, une grande frite et un Cosmopolitan, s'il vous plaît.
- Bir cheeseburger istiyorum. - Büyük patates ve bir Kozmopolitan!
Quelle quantité de grenadine doit-on mettre dans le Cosmopolitan?
Bir Cosmopolitan kokteylinin içinde ne kadar nar suyu vardır?
Le Cosmopolitan est fait avec du jus d'airelles.
Cosmopolitan kokteyli kızılcık suyuyla yapılır.
- Un Cosmopolitan.
- O ne? - Cosmo.
Et je voulais que tu saches que selon le magazine Cosmopolitan, tu n'es pas bizarre.
Bilmeni isterim ki, Cosmo Politan Dergisi'ne göre sen manyak değilsin.
Les plus vieux alliés habituels de la presse conservatrice crurent que revenir tout le temps sur les impôts revenait à scier sa propre branche.
Bernays bir yandan Freud'a kendini Amerika'da tanıtmasını tavsiye ediyordu. Cosmopolitan dergisi için amcasından "Bir Kadının Evdeki Zihinsel Yeri" başlıklı bir yazı istedi.
Je lis Cosmopolitan.
Ben de Cosmo okurum.
- Cosmopolitan? - Ouais.
Cosmopolitan mı?
Moi aussi... un Cosmopolitan.
Ben de. Bir Cosmopolitan alayım.
Les filles moches continuent à honorer les couvertures de Cosmopolitan le même mois que leurs films réchauffés sortent.
Neyse ki kader dün akşam bize e-posta ile başka bir şey yolladı. Sanırım onu hepiniz aldınız.
Mercredi, j'ai pris un Cosmo.
Çarşamba günü cosmopolitan. Ondan önceki hafta bir bira ile...
Tu n'aimes pas comment il prononce ça? Très Cosmopolitan
- Telaffuzu çok hoş değil mi?
Tu peux te commander un cocktail.
Kendine bir Cosmopolitan söyleyebilirsin.
Je bois un Cosmopolitan avec celle qui a lancé la mode.
Kozmopolit olmakla ilgili yazan birinin yanında Cosmopolitan içerim.
Le vol de l'Hôtel Cosmopolitan!
Cosmopolitan Otel hırsızı, mavi yakut.
Cosmo...
- "Cosmopolitan" dergisi.
C'est dans Cosmopolitan.
Galiba Cosmopolitan'da okumuştum.