English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Courts

Courts traduction Turc

811 traduction parallèle
Ces moments furent si courts.
O kadar kısa sürdü ki.
Courts, plutôt.
Kısa olsun daha iyi.
Une série de courts-métrages pour mettre la population en garde contre une menace nationale en expansion :
Amerikan halkını uyarmak için sunulan kısa filmler serisi. Gelişen ulusal bir tehdide karşı uyarmak için :
Les cheveux courts fâchent les Indiens et ils sont déjà assez fâchés.
Kısa saç Kızılderilileri deli eder, ve zaten yeterince delirmiş vaziyetteler.
La mode est aux cheveux courts.
Alagarson saç moda oldu, ama ürkek bir şekilde.
Je veux qu'il n'ait les cheveux courts que plus vieux.
Ben onun saçlarının biraz büyüyene kadar çok kısa kesilmesini istemiyorum.
Elle avait les cheveux courts?
Kısa saçlı bir kız vardı hani?
Je maudis cette fatigue, mais il était difficile de leur en vouloir car les week-ends, comme la vie, sont courts.
Bu kadar erken ayrılmaları hoşuma gitmemişti. Ancak onları suçlayamıyordum da. Haftasonları da, tıpkı hayat gibi, kısadır.
Ils paraissent courts à cause de la permanente.
Kısa görünüyor çünkü saçları kıvırcık.
J'ai droit à une vie en dehors des courts!
Tenis dışında bir şeyler yapmak isteyemez miyim?
- Aux éditoriaux drôles et courts.
- Kısa ve komik başyazılara.
J'adore tes cheveux courts et bouclés.
Saçının bu uzunluğu hoşuma gidiyor. O kadar kıvırcık ve o kadar ipeksi.
Vous êtes jolie avec les cheveux courts. C'est génial.
Uzun saç olmadan da güzelsiniz.
"Avec des photos de courts de tennis." "II paraît que vous patinez, en hiver!"
Tenis kortlarının resimleri vardı, ayrıca kışın orayı buzlandırıyorlarmış sizin buzda kayabilmeniz için.
Les deux zinnias jaunes au bout sont plus courts qu'avant.
Şu uçtaki iki sarı zinya çiçeği eskisi kadar uzun değil.
Mais vos chagrins doivent être courts.
Eminim senin sorunların kısa sürelidir.
Un été je les couperai courts.
Bir yaz kısacık keseceğim galiba.
Des petits mots très courts.
Kısa notlara dönüştü.
Frappez deux coups longs et deux courts.
Kapıyı iki kez önce yavaş, sonra da hızla tıkla.
Comment ça va, sur la nuque? Il m'les a coupés courts ou longs? Regarde un peu!
- Uzun mu yoksa kısa mı kestin?
Courts et longs!
- Sen bak.
Un garçon plutôt plus petit que moi, aux cheveux courts.
Benim boylarımda, şöyle perçemleri olan.
Un long hurlement, deux courts.
Bir uzun uluma, iki kısa.
- Salut, Sue. - Salut. - Et regarde-moi ces cheveux courts.
Yeni gelenlere tekrardan hoş geldiniz diyorum.
Ils sont courts, les jours du vin et des roses :
Uzun değildir, şarap ve güllerle bezeli günler :
Avec les cheveux coupés très courts et des yeux très clairs.
Çok kısa saçları ve açık renk gözleri var.
3 courts, 1 long.
Üç nokta ve çizgi.
Une boutique, un bar, des courts de tennis, tout pour le bonheur des clients.
Spor malzemeleri satan Bay Barnaby var ya?
- On est courts de six mètres.
- Sıkı durun şimdi. 6 metre kısayız.
- Quoi, courts de six mètres?
- Ne demek istiyorsun?
- Courts de six mètres.
- 6 metre kısa kaldık.
Et si drôle avec tes caleçons courts.
Bu şirin ötesi kısa çoraplarla...
Avec des cheveux courts, je passerais inaperçu.
Saçımı kestirirsem farkıma varmazlar.
J'aime les cheveux courts.
Kısa saçı seviyorum.
Vos cheveux sont très courts.
Saçlarınızı çok kısa kestirmişsiniz, Dr. Cartwright.
De longs épisodes douloureux et de courts instants...
Uzun azap dönemleri ve kısa anlar...
Les romans d'amour doivent être courts.
Ben kısa olanlarına inanırım. Ben de.
Heureux et courts.
Kısa süreli ve mutluluk veren romantizm.
Seulement trois pences la coupe. Vous pouvez avoir les cheveux longs, ou bien les cheveux courts, Monsieur... ou alors des cheveux raides, ça ne fait aucune différence...
Uzun, kısa, düz, otomatik saç kesme makinesi için sorun olmaz.
Sur la photo, ils étaient plus courts.
Daha önce resimdeki gibi kısaydı.
On fait du patin à glace sur les courts de tennis.
Tenis kortunu suyla doldurup sonra üstünde buz pateni yapıyoruz.
Porter les cheveux courts n'est pas une preuve de mérite.
Kısa saç bir fazilet göstergesi değildir.
Tout ce qui s'est passé peut s'expliquer par des courts-circuits, une direction rouillée, des joints usés. C'est peut-être un truc publicitaire.
Bu küçük araba bu gece sadece bir şey yapmadı... açıklanamayan kısa devreler, yaylı kapılar, kapma direksiyon, aşınmış eklemler, belki biraz reklam hilesi.
C'est un type très distingué. 50 ans, cheveux courts, comme ça... 3 téléphones, tu vois le genre?
Müthiş bir tip, 50 yaşında, düzgün kesimli gri saçlar, öyle bir şey işte.
les voulez-vous? Courts derrière et sur les côtés, SVP.
- Yanları ve enseyi kısaltın yeter.
- Courts derrière et sur les côtés.
Ense ve yanlardan kısaltıverin.
De plus, les journaux regorgent d'articles de blancs-mangers apparaissant sur les courts de tennis pour s'entraîner.
Dahası, gazeteler ülkenin dört yanında tenis kortlarında çalışan pelte haberleriyle dolu.
Quand on y pense, comme ils furent courts
# O değerli günleri hatırladığımızda
Faites-les un peu plus courts.
Biraz kısalt lütfen.
Les virages sont nombreux et les rails courts.
Çok viraj var... ve raylar da çok dar.
Utilisez vos sabres courts.
Kısa kılıçlarınızı kullanın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]