Translate.vc / Français → Turc / Crees
Crees traduction Turc
998 traduction parallèle
Eh bien... des Pieds Noirs et... des Chippewas. Et des Crees? Oui, il y a des Crees au Montana.
Karaayaklar ve Chippewa'lar.
La vieille vie est offerte en sacrifice de sorte que de nouveaux êtres bénis avec le fruit de la vie puissent être créés.
Bilginin Meyvesi ile kutsanmış yeni yaşam formları oluşturabilmek için eski türleri feda etti.
Trois négatifs différents ont été créés pour Le Dernier des Hommes.
SON ADAM adlı film için üç farklı kopya yapılmıştır.
De nouveaux intertitres furent créés, basés sur d'anciennes copies censurées.
Yeni Almanca gömülü yazılar, Censor'un kayıtlarından elde edilmiştir.
Vous êtes la main qui nous a créés!
Her şeyi yapan onun eli!
L'État ne nous a pas créés!
Devlet bizi yaratmadı!
Tu crées problèmes et désordre.
Hep sıkıntı ve üzüntü yaratıyorsun.
"Tu crées des rêves de luxure, " Et du sacré, fais de l'infâme! "
hislerimin yasak düşlerini uyandırıyorsun. "
Les eaux, les puissantes eaux, source d'énergie énorme, se déversent maintenant dans les canaux créés par l'homme, vers le nouveau grand bassin.
Su... Azgın sular... Müthiş bir enerji kaynağı olan azgın sular... insanlar tarafından yapılan kanallarda akıyor artık.
Dieu nous a créés ainsi.
Tanrı bizi böyle yarattı, olduğumuz gibi.
Dans un jour ou deux, vous verrez l'un des plus beaux pays que Dieu a créés.
Bir iki gün sonra Tanrı'nın bu gezegende yarattığı en güzel toprakları göreceksiniz.
Tu créés des oeuvres d'art qui seront découvertes dans 2000 ans.
Şifrelerini çözmesi 2000 yıl alacak ölümsüz eserler yaratıyorsun.
Tu te crées des soucis pour bien des choses.
Inger, Inger, kendine çok sorun ediniyorsun.
Ces dieux ont été créés par vous, prophètes et prêtres, pour manipuler à votre guise les craintes des hommes.
Siz peygamberler ve rahipler, insanların korkusundan yararlanmak için bu tanrıları yaptınız.
Devant nos tribunaux... tous les hommes ont été créés... égaux.
Mahkemelerimizin huzurunda... tüm insanlar... eşittir.
qui nous a créés et nous aime ;
... bizi yaratır, ve bizi sever.
Tu crées ce message ou tu le bloques?
O mesajı yaratıyor musun, yoksa gelmesini mi engelliyorsun?
Ceux qui nous ont créés.
Bizi yaratanlar.
Inutiles aux Organians, créés pour les visiteurs comme points de référence conventionnels.
Organialılara bir şey ifade etmiyor, bizim gibi ziyaretçiler için konvansiyonel bir referans olarak bulunuyor.
Norman, qui vous a créés? Les concepteurs.
Norman, seni kim yarattı?
Puis, un type malin, un gauchiste quelconque ou un syndicaliste est venu nous dire qu'on avait été créés bons.
Daha sonra, akıllı biri, solcu biri sendikacı gelir ve bize hepimizin iyi yaratıldığını söyler.
Qu'on avait été créés à Son image.
Hepimiz onun suretiyle yaratıldık.
Dis-nous... Pourquoi les singes sont-ils tous créés égaux?
Söyle bize- - Neden bütün maymunlar eşit yaratılmıştır?
- Si c'est vrai, c'est toi qui la crées
- Eğer öyleyse, buna neden olan sensin.
Créés à partir de nos pensées, ils ne pouvaient qu'être fidèles à nos attentes.
Kendi düşüncelerimizle ürettik, böyle bir şey olmasını diliyoruz.
Accorde-nous, au nom de ton prophète, le grand législateur, nous tes serviteurs désignés, créés à ton image divine, de pouvoir aspirer à la beauté spirituelle et corporelle que tu as, en toute miséricorde, estimée indigne de nos ennemis primitifs.
ilerliyelim, sen sonsuz merhametinle bize yardım et senin yardımınla hayvani düşmanlarımızı yenelim!
La Bombe nous a tous créés
Her şeyi yüce bombamız yarattlı
Tous les problèmes que tu as créés dans cette usine, sans parler du demi-million de $ que tu nous coûtes pour jouer à faire ce que tu appelles de la "recherche."
Bize yarım milyon dolara patlayan şu senin "Araştırma" dediğin şey dahil.
Un jour, j'ai pensé que nous serions également heureux si nous nous contentions de peu, comme les alouettes, si nous vivions comme elles, en chantant les louanges de Dieu qui nous a créés.
Bir gün, kendimi, eğer azla yetinebilirsek, bizim de onlar gibi mutlu olabileceğimizi düşünürken buldum. Onların yaşadığı gibi yaşayabilir, Tanrı'ya bizi yarattığı için şükredebilirdik.
Souris alors que tu crées
# Öyleyse bu yolda gülümse
On Te bénit car Tu nous as créés.
Bizlere can verdiğin için sana şükürler olsun.
Désignez ceux qu'a créés O'Reilly si vous le pouvez.
Söyleyebilirsen, hangisinin yeni olduğunu söyle.
Il a des tas de drugstores qu'il a créés.
Bir sürü marketi var. - Hepsini kendi inşa etmiş.
Les atrocités présentées ici ont été répertoriées comme "expériences médicales" dans les camps de concentration spéciaux créés par le 3ème Reich de Hitler.
Sergilenen canavarlıklar, Hitler'in Üçüncü Reich döneminde toplama kamplarında "tıbbi deney" adı altında gerçekleştirilmiştir.
Un requin est attiré par le genre de remous créés quand on nage.
Yüzen birinin çırpınışları ve hareketleri köpekbalığını çeker.
" ŕ faire jaillir la semence dont nous fűmes tous créés.
Hepimizi yaratan spermlerin fışkırmasına yardım et.
Ils ont été créés par les padroni.
Efendiler faşistleri ektiler.
Presque tous ont été créés par l'homme.
Bunların neredeyse tamamını biz meydana getirdik.
La civilisation classique qui les a créés a disparu.
Onları oluşturan uygarlık yokoldu.
Quand, au XVème siècle, l'Europe a enfin commencé... à sortir de son long sommeil... elle a repris certains outils, livres et concepts... créés plus d'un millénaire auparavant.
15. yüzyılda Avrupa'yı uzun uykusundan uyandıran buluşlar keşfedilmezden binlerce yıl önce bunlar burada zaten mevcuttu.
Peut-être sont-ils créés chacun séparément?
Belki de her biri için farklı bir yaratılış?
A part l'hydrogène et l'hélium... tous les atomes ont été créés sur d'autres étoiles.
Hidrojen ve helyum dışında Güneş'teki ve Dünya'daki bütün atomlar diğer yıldızlarda sentezlendi.
Le silicium des roches, l'oxygène de l'air, le carbone de l'ADN... l'or de nos banques, l'uranium de nos arsenaux... ont tous été créés à des milliers d'années-lumière... il y a des milliards d'années.
Kayalardaki silisyum, havadaki oksijen, DNA'mızdaki karbon bankamızdaki altınlar, silah depomuzdaki uranyum hepsi binlerce ışık yılı uzaklıktaki yıldızlarda milyarlarca yıl önce üretildi.
Ces rayons sont créés par la friction... qui existe dans le disque entourant le trou noir.
X-ışınları, kara deliği çevreleyen ve genişlemekte olan diskin oluşturduğu sürtünmenin etkisiyle meydana çıkar.
"Nous ne nous demandons pas pourquoi les oiseaux chantent... car c'est justement pour chanter qu'ils ont été créés."
"Kuşların şarkı söylemesini gerektirecek nedeni sorgulamıyoruz öyle ki şarkı söylemek onlar için keyif, şarkı söylemek için yaratıldıklarından.."
Certains besoins ont été créés par cette vie en société, et cela depuis son enfance.
# Bebeklikten başlayarak, bu toplum tarafından... #... birtakım gereksinimler oluşturulmuştur.
Si tu crées le moindre problème aux gamins de ce camp, je m'occupe personnellement de toi.
Eğer bu kamptaki her hangi bir çocuğa sorun çıkarırsan kıçına tekmeyi basarım.
"Sécurité de Liberty lsland" Il n'y a pas de gardiens... seulement des prisonniers et les mondes qu'ils ont créés.
Hapishanede gardiyan bulunmamakta. Sadece mahkumlar ve kendi kurdukları dünyaları.
Les Replicants NEXUS 6 étaient supérieurs par la force et l'agilité, et égaux par l'intelligence, aux généticiens qui les avaient créés.
NEXUS 6'lar, güç ve çeviklik bakimindan, onlari yaratan... genetik mühendislerinden üstün ve en az onlar kadar zekiydiler.
Strasberg disait, tu crées ta chance.
Strasberg, insan kendi şansını kendi yaratır demiş.
Il nous a créés pour aimer.
Bizi sevmemiz için yaratmıştır.