English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Dal

Dal traduction Turc

5,403 traduction parallèle
Sauter en parachute.
Hava dalışına gidebiliriz.
Elle peut seulement se raccrocher à moi. Me faire confiance.
Benden başka tutunabileceği bir dalı, benden başka güvenebileceği kimsesi yok.
Le sport, c'est du business.
Her şeyden önce spor dalında oynamak bir iştir.
Le Dal Riata a été déclaré sanctuaire.
Dal Riata kutsal bir yer ilan edildi.
Tu faisais de la plongée tout les jours et du golf hula hoop le soir.
Aslında gündüz istiridye için dalıp, akşamda çember çevirip golf yapıyordun..
Parfois, on est si pris par le jeu qu'on en oublie l'objectif.
Bazen oyunda çok derine dalıp hedefinden uzaklaşıyorsun
Je jure que, s'ils l'enterrent avec ce rubis géant qu'elle m'a promis, je creuserai pour l'avoir.
eyvallah. Yemin ederim, eğer onu bir yakutla birlikte gömerlerse dalıp çıkarırım.
L'une d'elles dans notre coeur nous fait sombrer.
Kalbine saplandığı zaman derin bir uykuya dalıyorsun.
- On y va...
- İçeri dalıyoruz.
Et qui est quand même dans la discipline, la reconnaissance la plus importante.
Kendi dalında en önemli ödüldür.
Souvent les mathématiques sont réduites à un calcul et ça m'horripile, car même si la technique des calculs joue un rôle important dans les maths, les maths sont la plus grande usine de fabrication de concepts au monde.
Çoğu zaman matematik sadece hesap yapmaya indirgeniyor. Hesap yapmak çok önemli de olsa matematik en çok kavram üreten bilim dalıdır.
L'éducation n'est pas une très bonne science.
Eğitim çok başarılı bir bilim dalı değil.
Je savais que tu viendrais au bureau, l'agitant et disant
Ofise dalıp bağıra çağıra " Göründüğün kadar ciddi olmadığını biliyordum...
Tu peux plonger.
- Dalışa hazırsın. - Anlaşıldı.
Je vais casser une branche de plus de sorbier, envelopper dans de l'aconyte tue loup, rouler dans du gui, et fourrer le tout dans ta...
Üvez ağacından büyük bir dal koparacağım etrafına kurtboğan dolayacağım, ökse otuyla saracağım... -... ve onu senin...
J'adore cuisiner, faire de la plongée et le macramé.
Yemek pişirmeyi, skuba dalışını ve örgüyü severim.
Mon mari est mort, j'essaye d'organiser l'enterrement, vos hommes ont déboulé chez moi et commencé à tout retourner sans même une explication!
Kocam öldü, bir cenaze töreni ayarlamaya çalışıyorum ve adamlarınız evime dalıp açıklama bile yapmadan altüst etmeye başlıyor. - Bayan Brantson...
Ce gars a donné des leçons de plongées pendant deux ans.
Adam Keys'te iki yıldır tüplü dalış derleri veriyor.
Je pourrais dire quel genre de plongeon tu ferais grâce au bruit de l'eau.
Suyun sesine göre ne tür dalış yaptığını söyleyebilirdim.
Ramus mortium, la branche de la mort.
Ramus mortium, ölüm dalı...
Tu sais ce truc métallique stupide qui était sur la branche?
Dalın üzerindeki ıslak metalik şey var ya... Evet.
Alors cette branche peut tuer des gens normaux aussi?
Yani bu dal normal insanları da öldürebiliyor mu?
Vous êtes sur le répondeur de Driscoll plongée et sauvetage.
Driscoll Dalış ve Kurtarma'yı aradınız.
Tu es un plongeur, non?
Sen tüplü dalış yapıyorsun, değil mi?
Il nous faut une combinaison de plongée en eaux profondes, mais j'ignore où en trouver une.
Derin suya dalış kıyafetine ihtiyacımız var ama nereden bulacağımı bilmiyorum.
Sont-ils dans notre division?
- Bizim dalımızdalar mı?
j'ai fait de la chute libre, nagé avec les dauphins, un brevet de pilote. Vu le Taj Mahal, couché avec un gigolo, goûté le fugu... Et tué une poule.
Listede hava dalışı, yunuslarla yüzmek, pilot ehliyeti almak Taj Mahal'i görmek, bir jigoloyla birlikte olmak fugu yemek, bir tavuğu öldürmek vardı.
La dernière chose dont je me souviens c'est d'avoir été enlevée au Dal, puis m'être réveillée dans les bois.
Son hatırladığım şey Dal'dan alınmam ve ormanda uyanmam.
Je lui ai donné la Branche de Zamora.
- Ve Hale'den. Zamora Dal'ını ona verdim.
et des magnifiques magiques ailes lui poussa dans le dos, et elle fonça, et elle attrapa le monstre par les oreilles, et elle s'envola avec lui dans un pays très, très loin.
o da harika büyülü kanatlarını açmış ve dalışa geçip canavarı kulaklarından yakalamış. ve onu karadan çok çok uzak bir yere uçurmuş.
Donc, il était peut-être emporté par le moment... Le fait de revenir à la maison et avec tous ces gens là.
Belki de öyle birden dalıverdi, eve yeni döndü ve tüm insanlar orada diye.
Donc il a du la saisir.
Evet yani bu dalı tutmak zorunda.
La méthode Swanson, où on ferme les yeux et on s'endort.
Swanson metodu, gözlerini kapayıp uykuya dalıyorsun.
Stage dive!
Sahne dalışı!
Tu te mets des œillères et tu fonces!
At gözlüğü takıp bodoslama dalıyorsun!
C'était un expert en fin de carrière.
Orduya yazıldığında dalında uzman bir şifre kırıcıydı.
Plonge!
Dal!
En brûlant au bûcher demain, ce qui est dégoûtant et douloureux. Mais divertissant. Ou...
Ya yarın kazığa bağlanıp yakılırsın, ki bu zahmetli ve acı dolu olsa da gayet eğlenceli olur ya da bu hapları yutup uykuya dalıverirsin.
Cherche mieux.
Daha derine dal.
Donc, qu'avez-vous pensé de votre première chute libre?
İlk gökyüzü dalışın hakkında ne düşünüyorsun?
C'est l'heure de faire de la recherche virtuelle approfondie de la poubelle.
Sanal çöp kutusuna dalış yapma zamanı geldi.
C'était un rameau d'olivier.
Hayır, hayır. Bu bir zeytin dalı vardı.
J'ai demandé des feuilles de menthe.
Ben nane dalı istemiştim.
- Des fois, vous devez juste vous jeter à l'eau et arriver à tout comprendre.
- Bazen öylece dalıp bir şeyleri çözmen gerekir.
Trois super soldats ont fait exploser une prison sous-marine pour le tirer de là.
Üç süper asker bir hapishaneye bomba gibi dalıyor, onu çıkarıyor.
Non, toutes les 2 heures, on mange ce que j'appelle un encas, comme un coin avoine ou une pastille d'algues.
Hayır, iki saatte bir, yemek aldatıcısı dediğim bir şey yiyoruz, mesela meşe dalı ya da denizyosunu gibi.
Vous ne devriez pas causer des ennuis dans la maison de quelqu'un d'autre si tôt le matin. Vous devez avoir beaucoup d'énergie. Quoi?
Sabahın köründe başkasının evine dalıp böyle gürültü koparman doğru değil.
Non, remémore-toi tes souvenirs amoureux.
- İstediğin gibi anılara dal.
Et merci, plongeoir très rebondissant.
Ve sana da ekstra esnek dalış platformu.
= Won Ryu Hwan. 24 ans Sélectionné parmi 20 000 candidats Maîtrise 8 art martiaux niveau de radioactivité 8 ( taux de succès 997 % ) Spécialiste en médecine chimie et physique Parle 5 langues ( anglais angolais haïtien somalien arabe ) =
Won Ryu Hwan. 24 yaşında. Özel Birlik'ten. 8 dövüş dalında usta.
Une branche.
Bir dal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]