Translate.vc / Français → Turc / Denise
Denise traduction Turc
1,457 traduction parallèle
Mack et Denise Rattray s'installent dans ton rang.
Mack ve Denise Rattray senin bölümüne oturmak üzereler.
Mon nom est Mack Rattray et voici ma femme, Denise.
Adım Mack Rattray buradaki de karım, Denise.
Et Denise est arrivée, on aurait dit qu'elle voulait tuer quelqu'un.
Denise o kadar kızgınmış ki birilerini öldürmek ister gibi araba sürüyormuş.
Denise, des Ressources Humaines, me l'a dit.
H.R.'daki Denise'den duydum,
Mack et Denise Rattray?
- Mack ve Denise Rattray mi?
- Et alors? À 15 ans, quand j'ai rencontré Denise Palmeri, ma moyenne générale est passée de 20 à 7,2.
Ben 15 yaşındayken Denise Palmeri ile tanışmıştım ve bana 5 üzerinden 1.8 başarı puanı vermişti.
Désolée, j'aurais dû dire Denise, pas Dennis.
Affedersin, Denise olmalıydı, Dennis değil.
Bonjour, je m'appelle Denise. Laissez-moi vous parlez des spécialités.
Merhaba, ben Denise, size spesiyallerimizden bahsetmeme izin verin.
C'est le paradis pour Westwood, Wilde, et la capitaine Denise "Kamikaze" Fox.
Westwood Wilde ve Kaptan "Kamikaze" Fox, için mutluluk anı.
J'emmène Denise au cinéma.
Denise ile sinema gideceğim.
- Denise Watkins.
Adı Denise Watkins'miş.
Qui est Denise Watkins?
Denise Watkins'de kim?
Denise Watkins?
Denise Watkins'mi?
- Qui est Denise Watkins?
Denise Watkins'de kim?
J'ai vu Denise au palais de justice.
Denise'i adliyede gördüm.
Je suis désolée que Sam n'ait pas eu la chance de dire adieu, Denise.
Çok üzgünüm Denise, Sam'in ona veda etme şansı olmadı.
Denise te dit qu'elle ne sera pas avec toi au nouvel An car ce n'est pas ta copine mais ta psychiatre.
Denise aradı ve seninle yılbaşı gecesi dışarı çıkamayacağını söyledi çünkü o senin kız arkadaşın değil, senin psikoloğun.
Robert, maman, Derek... ma chérie Denise.
Robert, Anne, Derek, bu benim kız arkadaşım, Denise.
J'étais censé retrouver Denise pour déjeuner.
Öğle yemeğinde Denise'le buluşacaktım.
"Quoi, que s'est-il passé?" Que s'est-il passé entre Denise et toi?
"Ne, ne oldu?" Denise ile aranızda ne oldu demek oluyor.
Denise, je te présente Bette.
Denise, bu Bette.
Comment ça s'est passé avec Denise?
Denise'le nasıl gitti?
Alors, Denise? Elle a l'air sympa.
Denise hoş görünüyor.
Salut, je m'appelle Denise.
Ben Denise.
"Quelque chose de différent" ne faisait pas partie du deal, Denise.
"Farklı bir şey" anlaşmamızın bir parçası değildi Denise.
Denise!
Denise!
C'est ça, Denise.
Olay budur Denise.
C'est vôtre miss, Denise!
İşte sizin kızınız Denise!
Denise, je ne peux pas croire que tu nous as piégez pour venir ce soir.
- Baba... - Denise, bizi bu gece buraya getirmek için kandırdığına inanamıyorum.
J'ai regardée Denise jouer du piano toute sa vie et elle est excellente.
- Hayır. Denise'i hayatı boyunca piyano çalarken izledim ve çok iyiydi.
Denise, quelques mots.
Denise bir saniyeni alabilir miyim?
Il y avait Denise, qui pouvait être un peu insensible.
Ondan sonra Denise var, birazcık katı yürekli.
J'aime appeler Denise "Jo", car elle me rappelle cette fille débrouillarde de Drôle de vie.
Denise'e Jo diyorum çünkü bana, "Hayatın Gerçekleri" dizisindeki şehirli, erkeksi kızı hatırlatıyor.
Denise, je vais te faire travailler d'arrache-pied, mais je veux que tu restes toi-même avec moi.
Tamam, Denise. Bir süre angarya işlerle canına okuyacağım. Yine de, yanımdayken kendin gibi davranmanı istiyorum.
Ne fais pas ça, Denise, on est dans un hôpital.
Burada yapmasan iyi olur, Denise. Çünkü burası bir hastane.
Denise, appelle-moi J.D. Dr Dorian, c'est mon père.
Denise, bana J.D. diyebilirsin. Dr. Dorian babamın adı.
Je vais le dire à Denise.
Denise'e söylemeliyim.
Je voulais trouver une manière de dire à Denise que notre premier patient allait mourir.
Bana gelince, Denise'e, beraber tedavi etiğimiz ilk hastanın öleceğini söylemenin yollarını arıyordum.
Écoute, Denise.
Tamam, Denise. Olay şu.
Denise, peux-tu venir?
Denise, bir saniye gelebilir misin?
Ce serait difficile pour Denise, mais il fallait qu'elle y arrive, pour devenir une docteure plus sensible.
Denise için çok zorlu olacaktı, ama daha merhametli bir doktor olabilmesi için bu yoldan geçmesi gerektiğini biliyordum.
Denise, j'ai besoin de vous présenter à quelqu'un.
Denise, seni biriyle tanıştırmam gerek.
J'ai lu des choses, et j'ai gagné quelques livres de Denise.
Çok okurum ve Denise'den birkaç kitap çaldım.
Je l'ai volé la place de Denise.
Denise'in oradan çaldım.
Enfin, exceptée... Denise.
Herkesin, sen hariç, Denise.
Denise est tellement bourrée qu'elle suce Brian dans sa piaule!
Denise sarhoş oldu ki, Brian'a sakso çekiyor.
J'ai même pensé que Denise, Hailey et toi pourriez ouvrir un deuxième magasin.
Bak bir de şunu düşündüm, belki sen, Denise ve Hailey burada mağazanızın ikinci şubesini açabilirsiniz.
Denise n'arrête pas de parler d'ouvrir un autre magasin.
Gerçekten mi? Çünkü Denise de ikinci bir şube açmak istediğini söyleyip duruyordu.
- Appelle Denise en conférence.
- Denise'i de ara telekonferans yapalım.
Ou les deux? Bref. Elle est sévère, vu qu'une fois, elle m'a punie 50 minutes!
Neyse o aslında çok sert biri çünkü bir keresinde beni 15 dakika boyunca yere yatırmıştı, ama bu hiç adil değil çünkü yaptığım herşey doğruydu bir kere Baskin Robbins inmiştim çünkü Denise Welby bir cumartesi işi var ve kasadaki bütün parasını ondan aldım nane ve çikolatalı kurabiyesine sıçtım.
Denise, écoute, je...
Denise, bak...