Translate.vc / Français → Turc / Diem
Diem traduction Turc
235 traduction parallèle
À carpe diem, dis amen Tu ne le regretteras pas.
Günü yakala, pişman olmazsın.
À carpe diem, dis amen Tu ne le regretteras pas
Günü yakala, pişman olmayacaksın
- L " assassinat de Diêm.
- Ngo Dinh Diem'e suikast.
- Tu sais ce qu'est "carpe diem"?
- "Carpe diem" ne, biliyor musun?
Le terme latin décrivant ce sentiment est carpe diem.
Bu duygunun Latince ifadesi, Carpe Diem.
Carpe diem, profite du jour présent.
Yaşadığın günü kavra!
Carpe diem.
Carpe Diem.
Carpe diem! Une minute.
Carpe Diem!
Et la moelle secrète de la vie...
Carpe Diem ve hayatın iliğini emmek ne olacak?
Faucon, on te fournit vêtements, hôtels et 250 000 lires per diem.
Hawk, sana elbise, otel ve günde 250,000 liret.
Mais en novembre, une semaine après l'assassinat du président Diem à Saigon, quinze jours avant celui de notre Président, il m'arriva une chose étrange.
Ama Kasım ayında, Vietnam Cumhurbaşkanı Diem'in öldürülmesinden bir hafta sonra... ve Kennedy suikastinden iki hafta önce... tuhaf bir şey oldu.
Le chef de l'Etat, Ngô Dinh Diêm, allié des Américains... était un catholique.
Ama hükümet lideri ve Amerika'nın müttefiki Ngo Dinh Diem Fransızlar gibi Katolik'ti.
Votre président, Ngo Dinh Diem, veut savoir...
Başbakanınız Ngo Dinh Diem, şunu bilmek istiyor.
Je dis aux Américains, Diem doit partir.
Amerikalılara Diem gitmeli diyorum.
Carpe diem!
Günü yaşamak, tamam mı?
- Carpe diem.
- Carpe diem.
Ça ou "Carpe diem", j'ai pas encore décidé.
Ya o ya da "anı yaşa." Daha karar vermedim.
Carpe diem.
Carpe diem.
Mais avant, carpe diem, saisis l'instant présent et profite de cette journée!
Ama önce, carpe diem, günü yakala. Haydi millet, parti zamanı.
Profite du jour.
Carpe per diem.
Après le 1 er virage, Amour Toujours est en tête, mais Carpe Diem prend des risques et gagne du terrain.
Öndeki tekneler dönüşlerini yaptı. "Gerçek Aşk" önde görünüyor. Ama "Carpe Diem" cesur bir hareket yaptı, arayı kapatıyorlar.
- Les 2 bateaux approchent.
- Gerçek Aşk ve Carpe Diem baş başa.
Ils se disputent la victoire.
Finiş için savaşıyorlar. Carpe Diem yol vermiyor.
Carpe Diem refuse de laisser passer Amour Toujours.
Aslında Carpe Diem, Gerçek Aşk'ın yol isteğini kabul etmiyor.
C'est Carpe Diem qui gagne! - Il va y av oir protestation.
Carpe Diem çizgiyi birinci olarak geçiyor.
Je suis convaincu que Carpe Diem va être disqualifié.
Carpe Diem geri çekilmedi. Diskalifiye olacağından eminim.
"Faible et étourdi" n'est pas dans notre accord per diem.
Bir dakika. Anlaşmamıza göre hafif hastalara bakmayacaktım. Elbette bakacaksın.
Mais si. Per diem veut dire "comme je l'entends".
Anlaşma, benim takdir yetkimdesin, demek.
Mais je suis resté ici et j'ai pris ce fichu boulot per diem.
Evet ama taşınmadım değil mi? Burada kaldım ve bu hiçbir imtiyaz tanımayan işi kabul ettim.
D'après ce que tu as fait aujourd'hui, le boulot per diem ne te convient pas.
Peter bugünkü performansına bakınca belki de bu işe uygun değilsin diye düşünüyorum.
Le travail per diem est temporaire avant ton retour au bloc.
Bu tekrar cerrahiye geçene kadar yapacağın geçici bir iş bu.
- Carpe diem, couillon!
- Kappa Gamma Tau!
Carpe diem. Profite de chaque jour
"Carpe diem." Anı yaşa.
Il y a cette rumeur, selon laquelle les communistes préparent une attaque au nord, à Phat Diem.
Komünistlerin kuzeye, Phat Diem'e bir saldırı planladıklarına dair bir söylenti var.
- A Phat Diem.
- Phat Diem'e.
Est-ce vrai que les communistes attaquent Phat Diem?
Komünistlerin Phat Diem'e saldıracakları doğru mu?
Ce que nous avons trouvé, là-bas, ce que nous avons vu à Phat Diem.
Phat Diem'de ne gördük ; ne bulduk?
Massacre à Phat Diem.
Phat Diem Katliamı.
Il y avait un massacre à Phat Diem.
Phat Diem'de bir katliam yapıldı.
Les USA organisent l'assassinat du président Sud-Vietnamien Diem.
ABD, Güney Vietnam başkanı Diem'i öldürttü.
Carpe diem.
Anı yaşa.
Carpe diem, Harvie
"Günü yakala, Harvie! Günü yakala!"
Carpe Diem!
"Carpe Diem!"
La conseillère d'éducation m'a dit de profiter de la vie. Carpe diem.
Okul danışmanı bana ileriye yönelmemi ve hayata sarılmamı söyledi.
"Peace and Love" "Carpe diem" et toute cette merde.
Hepsi saçmalık, dostum..
Logé dans un hôtel de luxe et un gros per diem.
Ve şartları çok iyi.
Je t'héberge à New York et je double ton per diem.
Seni NewYork'a götürüp iki katı para vereyim.
Carpe Diem, baby Je touche le tapis avec mes pieds!
- Halıya ayaklarımla dokunuyorum.
Diem.
- Dien.
Je pense qu'il reste une étape à notre route du "Carpe Diem".
Bu cesaret gezimizde bir durağımız daha kaldı.
Y a un per diem?
- Günlük mü?