English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Discï

Discï traduction Turc

848 traduction parallèle
Donc, il rompt avec le charlatan pour ouvrir ses propres "Salons dentaires" sur Polk Street... dans le quartier résidentiel de la ville.
Böylece şehrin yoğun nüfuslu bir yeri olan Polk Sokağı'nda dişçi açmak için o sahte doktorla tüm bağlarını koparttı.
Un jour, je vais acheter une grosse dent dorée pour mettre en valeur ma vitrine.
Bir gün, dişçi tabelası olarak altından büyük bir dişim olacak. Onlar çok güzel oluyor.
Espèce de dentiste pour cheval!
Seni adi dişçi.
Comment as-tu appris à exercer alors?
Dişçi olmayı nasıl öğrendin peki?
Ne suis-je pas un dentiste?
Ben dişçi değil miyim?
Le dentiste se présenta à chaque fabricant, d'instruments chirurgicaux cet après-midi là Mais en vain. F. N.
Dişçi, o öğleden sonra tüm cerrahi ürün yapımcılarına uğramış ama her biri tarafından geri çevrilmişti.
A dix-huit heures, le dentiste n'était toujours pas revenu.
Saat 6 olduğunda dişçi daha dönmemişti.
Vous avez fait cet éditorial sur les dentistes?
O dişçi yazısına başladın mı?
J'ai l'impression d'être un dentiste.
Kendimi dişçi gibi hissediyorum.
Un dentiste ambulant l'a soigné et j'ai prié pour lui. Depuis, le Saint-Esprit a quitté ton père.
Seyahat yapan bir dişçi onu tedavi etti ve dua etti, ama baban o günden sonra kutsal ruhu kaybetti.
- Vous êtes dentiste?
- Dişçi misin?
Je suis le meilleur dentiste de la vile, et il n'existe que deux façons d'être le meilleur.
Evlat, ben kasabanın en iyi dişçisiyim. En iyi dişçi olmanın iki yolu var.
Être le seul dentiste.
Kasabadaki tek dişçi olmak.
DENTISTE À L'ÈTAGE
DİŞÇİ ÜST KATTA
C'était quand j'ai eu si mal.
Dişçi verdi.
J'ai un bon dentiste.
- Çok iyi bir dişçi tanıyorum.
- Comme si j'étais dentiste.
- Sanki bir dişçi görmüş gibi.
Comme le dentiste il y a huit jours.
Geçen hafta da aynısı dişçi için olmuştu.
Ce sont les radio de tes dents, Je suis allé voir le dentiste, Dr Craig.
Dişlerinin X-ray plakaları. Biliyorsun, Şu tatlı dişçi, Dr. Craig'i görmeğe gittim.
Le dentiste m'en a dit le prix.
Dişçi ne tutacağını söyledi bugün.
Le dentiste lui a demandé... 300 $, et je voulais emprunter cette somme.
Dişçi, 300 dolar tutar, demiş. Ne kadar ödünç alabilirim diye.
Je vous l'ai dit...
Evet, söyledim ya, dişçi için.
Si j'avais su alors ce que vous seriez devenu, je...
Dişçi koltuğunda otururken... böyle biri olacağını bilseydim...
Quand le dentiste vous creuse une dent, à quoi pensez-vous?
Dişçi sana dolgu yaparken sen ne düşünürsün?
Il y avait un dentiste qui habitait le rez-de-chaussée.
Sadece bakınırdım. Bir dişçi vardı.
C'est pas vrai, le dentiste!
Dişçi doğru değil.
Ma voiture, mon costume, peut-être aussi le même dentiste.
Benim arabamdan, benim takım elbisemden. Belki gittiğimiz dişçi bile aynıdır.
Oui. Le dentiste... A deux heures, il ne reçoit pas.
Evet, dişçi!
Je ne vais pas à la mutuelle mais chez un ami de mon père.
Hayır, fabrikanınkine gitmedim, babamın bir arkadaşı dişçi de!
- Il est bien.
- Çünkü, iyi bir dişçi!
- Pas de roulette aujourd'hui?
- Bugün dişçi yok mu?
Le soi-disant dentiste.
- Dişçi.
Je vous jure que j'ai changé d'horaire pour aller chez...
- Ya da dişçi dediğiniz kişi. - Neden ki? Yemin ederim dişçide işim olduğu için böyle.
Il est bon, ce Dr Kruger?
Kruger iyi bir dişçi midir?
Elle peut pas entrer. Le fauteuil était vissé au sol dans ces trous.
Burada dişçi koltuğu varmış.
Notre dentiste est un boucher.
Buradaki dişçi tam bir kasap.
Ecoutez, dentiste.
Dinle beni, dişçi.
C'est ce fumiste de dentiste.
- Salak dişçi de burada. - Evet.
Moi, je n'ai rien.
Dişçi için biraz paraya ihtiyacım olacak.
Qui? - Le dentiste.
Dişçi.
Il rit lui aussi!
Dişçi de gülüyor!
Sa mère est chez le dentiste et elle est chez lui.
Annesi dişçi de o evde yalnız ve karım onunla beraber.
Il devient fou et attaque les gens... laitiers, dentistes, élèves et...
Deliriyor ve bütün insanlara saldırmaya başlıyor. Sütçü, dişçi, öğrenci ve...
Excusez-moi Don Vincenzo.
- Dişçi dişlerimin kalıbını aldı.
Mon dentiste va m'envoyer une sacrée facture à cause de vous.
Sizin yüzünüzden kabarık bir dişçi faturası ödeyeceğim.
Mais le dentiste est-il encore là?
Sence dişçi yerinde midir? Neyse! Göreceğiz.
On a dû l'ôter morceau par morceau.
Dişçi parça parça çıkarmak zorunda kalmıştı.
Vous êtes le dentiste?
Demek dişçi sensin?
C'est un dentiste.
Dişçi. Beşinci Caddede çalışan iyi bir dişçi.
Une femme et 3 gosses.
Karısı ve üç çocuğu olan bir dişçi.
Le Don Juan du Davier! Une fille par nuit!
Her gece Copa Cabana'da başka bir kızla dans eden dişçi değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]