Django traduction Turc

Je m'appelle Django.

Benim adım Django.

Quelqu'un qui s'appelle Django.

Django adında birisi.

Je lui dois beaucoup.

Django'ya çok şey borçluyum!

A ta santé, Django!

Sağlığına, Django!

Comment tu as fait?

Bunu nasıl yaptın, Django?

Ne fais pas ça, Django!

Hayır! Bunu yapma, Django!

Merci du renseignement, Django.

Bilgi için teşekkür ederim, Django.

Sois plus clair, Django.

Daha açık anlat, Django.

Le plan de Django a fonctionné à merveille!

Django'nun planı tam bir başarıyla sonuçlandı!

Merci, Django.

Teşekkür ederim, Django.

Emmène-moi avec toi, Django.

Beni de yanında götürmelisin, Django!

Fais vite, Django!

Acele et, Django, çabuk!

J'ai attendu toute ma vie. Une vie à attendre d'enterrer Django dans ce cercueil.

Bir ömür bekledim, tüm bir ömür, Django'yu bu tabutun içinde gömmek için.

Laisse-le, cet or, qu'est-ce que ça peut faire?

O altını boş ver, Django! Onun senin için önemi ne?

Je t'aime, Django.

Seni seviyorum, Django.

Comme on se retrouve, Django.

Şimdi yine karşılaştığımıza göre, Django...

On est quittes, Django.

Şimdi ödeştik, Django.

Un pistolet, même précis, a besoin de mains, pas vrai?

Bir silahşör ne kadar iyi olursa olsun, yine da ellerine ihtiyaç duyar değil mi, Django!

Adieu, Django!

Hoşça kal, Django.

Adios, gringo!

Güle-güle, Django!

Django, va-t'en d'ici!

Django, git!

Django, tes mains...

Django, senin... ellerin.

Django t'attend au cimetière de Tombstone.

Django sizi Tombstone mezarlığında bekliyor.

Tu croyais avoir gagné, Django?

Kazandığını sanmıştın değil mi, Django?

Herr Djangoman!

Bay Django, adamım!

- Django Reinhardt.

Django Reinhardt.

Mais il a oublié Django.

Ama Django'yu unuttu.

Django Reinhardt jouait avec deux doigts.

Django Reinhardt iki parmağıyla çalıyordu.

Laisses-moi réfléchir que penses-tu de Django?

- Django'ya ne dersin? - Django mu?

- Django? - Django, oui. Après Django Reinhardt, le roi de la guitare...

Evet Django, gelmiş geçmiş en iyi caz gitaristiydi.

Django Reinhardt au Hot Club de Paris en 1 939.

Cenko Raynheart bu parçasını Paris'te 1939 da çıkarmış.

J'ai fait la nuit tout seul en écoutant Django et Coltrane exprimer leur douleur.

Programımda genelde romantik ve hüzünlü şarkıları çalarım.

Stéphane était venu voir Django dans sa loge au Claridge alors que Django s'échauffait avant le spectacle.

Cango bu eseri onu ziyaret eden sevgilisi için bestelemiş. Cango sahneye çıkmaya hazırlanırken o anki yoğun duyguları notalara döküp bu şaheseri yaratmış.

C'est là que jouaient Django et le Hot Club en 1 930-40. ça n'a jamais fermé pendant la guerre.

Cango 30'lu ve 40'lı yıllarda bu yerde şarkılarını çalıyordu. Geceleri bile kapanmıyormuş.

Django Reinhardt était le meilleur et Emmet idolâtrait Django qui l'impressionnait.

En iyisi Django Reinhardt'tı. Ve inanın bana Emmet'ın idolü de oydu. Ona adeta tapıyordu.

Il a revu Django dans un restaurant en Allemagne et il a remis ça.

Daha sonra Almanya'da bir restoranda yine karşılaşmışlar ve yine bayılmış.

Dès qu'il voyait Django, il s'évanouissait ou il pleurait.

Görünüşe göre Django,.. ... her görüşmelerinde onu ya bayıltıyor ya da ağlatıyormuş.

Sauf qu'en France, il y a Django.

Biliyorsunuz işte, Fransa'daki Django gibi.

Je me demande si Django a arnaqué des pigeons.

Acaba Django hiç enayi dolandırdı mı merak ediyorum.

De toute son âme, il vénérait Django Reinhardt.

DOUGLAS McGRATH - Sinemacı, Caz Hayranı Ruhunda Django Reinhardt'a tapıyordu.

Il était paralysé par Django.

Yani bundan fazlaydı. Onu donduruyordu.

C'était comme un Dieu pour lui.

Django onun için Tanrı gibiydi.

Django Reinhardt est ici.

- Django Reinhardt burada.

C'est un type qui lui ressemble.

Salonun yarısı boş. İçeride Django'ya benzeyen bir herif var.

Je vais te présenter à Django.

Seni ön masaya götürüp Django'yla tanıştırayım.

On raconte qu'Emmet avait une phobie pathologique de Django Reinhardt, et il a voulu fuir par le toit.

Şimdi, hikayenin devamına gelince Emmet, bildiğiniz gibi, Django Reinhardt konusunda patolojik olarak saplantılıydı. Bu nedenle çatıdan kaçmaya çalıştı.

Mais rappelez-vous qu'il s'était évanoui deux fois en face de Django Reinhardt, en Europe.

Ama burada Django Reinhardt'la Avrupa'da yüz yüze geldiğinde iki kere bayılmış birinden bahsettiğimizi unutmayın.

Voici Django, voleur, déserteur, fugitif.

Bu Django.

Django Weinrib?

- Django Weinrib yani?

Django Reinhardt.

Django Reinhardt.

C'est pas Django qui est là.

Django burada değil.