Translate.vc / Français → Turc / Dormir
Dormir traduction Turc
21,242 traduction parallèle
Bien, je suis contente qu'elle soit excitée. Je ne vais pas dormir pendant les prochaines 24 heures.
Heyecanlı olmasına sevindim önümüzdeki 24 saat uyumayacağım.
Tu vois, il est en train de dormir en ce moment ; alors, il peut pas nous parler, mais au moins, il peut nous entendre.
Şu anda uyuduğu için bizimle konuşamaz ama bizi duyabilir.
Est-ce que je peux dormir avec toi ce soir, maman?
Bu gece yanında uyuyabilir miyim anne?
Eh bien, je suis désolée, mais c'est l'heure de dormir pour nous.
Üzgünüm kedicik. Biraz uykumuz var.
On fait que dormir.
Sadece uyuyorum.
Écoute, tu peux pas la laisser dormir dans ton lit si elle couche pas avec toi.
Um, Seninle seks yapmıyorsa burada yatmasına izin veremezsin.
Tu peux plus dormir ici... si t'as juste envie de parler.
Artık burada uyuyamazsın... ayrıca yalnızca konuşmak istiyorum.
Chérie, je dois amuser Hannibal et sa bande après le concert. Je vais dormir à l'appart.
Gösteriden sonra Hannibal'ı yemeğe çıkarmam gerek, bu gece gelmeyeceğim tamam mı?
Tu dois dormir.
Uyuyorsun.
Je ne vais pas réussir à dormir.
Bir taneden fazla içersem uyku tutmayacak.
Il va dormir, maintenant.
Şimdi uyuyacak.
Si on t'interroge, dis que tu n'arrivais pas à dormir et es sortie te promener.
Soran olursa, uyuyamadığını ve küçük bir gece yürüyüşüne çıktığını söyle.
Ça nous empêche de dormir la nuit.
Tüm gece uyutmuyor adamı.
Je vais probablement jouer à quelques jeux sur mon téléphone, et courir un peu jusqu'à l'épuisement, et j'irai dormir dans ma voiture.
Telefondan bazı oyunlar oynarım ve arabamın içinde uyuyana kadar yürüyüp kendimi biraz yoracağım.
Tu pourrais dormir dans la chambre de Stella.
Stella'nın odasında kalırsın.
Tu veux aller dormir?
Uyumak ister misin?
C'est ça je vais dormir maintenant.
Bu kadar yeter. Artık gidip yatacağım.
Comment peux-tu dormir?
Sonya, nasıl uyuyabiliyorsun?
Mon maitre m'a dit de vous laisser dormir, Votre Excellence.
Efendim uyandırmamamızı söyledi ekselansları.
Je vais dormir ici sur le plancher.
Ben burada yerde yatacağım.
Le docteur a dit de vous laisser dormir.
Doktorlar sizi uyandırmamamızı söylediler.
Tu devrais prendre une des pilules que le médecin t'a données pour dormir.
Doktorun verdiği haplardan alsan iyi olur, belki biraz uyursun.
Tu veux aller dormir?
Tamam. Yatağa geçmek ister misin?
Tu peux dormir, je suis là.
Uyu hadi. Ben yanındayım.
Va dormir.
Gidip biraz uyu dostum.
On ferait mieux d'aller dormir.
Uyusak iyi olur bence de.
On pourrait dormir, ou... on pourrait faire une partie rapide de rampeurs nocturnes. T'es chaud pour ça?
Uyuyabiliriz ya da hemencecik "Gece Sürüngenleri" oynayabiliriz.
- Si je ne pouvais pas aller dormir... - Tu ferais... Je mangerais la bouffe pour chat et j'irais dormir.
Uyuyamıyorsam, kedi mamasını yiyip uyurdum.
Parce que ça peut te faire aller dormir.
- Çünkü uykunu getiriyor!
Je la regardais lire et manger chanter et dormir, protégée et choyée par son père.
Okumasını, yemek yemesini şarkı söylemesini, uyumasını babasının onu sıcak ve güvende tutmasını izlerdim.
Signe ton nom pour dormir tranquille.
Daha rahat uyuyabilmek için adlarınızı yazdırıyorsunuz.
Vous devez dormir.
Uykuya ihtiyacın var.
Fais-le dormir jusqu'à ce qu'on fasse plus de tests.
Onu yeni testler yapana kadar sakin tut.
Tu serais capable de dormir sinon?
Başka türlü uyuyabilir misin?
On avait l'impression de pouvoir enfin se détendre et dormir.
Sonunda rahatlayıp, biraz uyuyabiliriz diye düşündük.
Mais il y a des entités qui ne me laissent pas dormir.
Burada uyku uyumama müsaade etmeyen güçler var.
Allez dormir. Je peux rester.
- Eğer isterseniz kalabilirim.
Arrêtez de dormir sur ce côté du visage.
Yüzünün bu tarafında uyumayı kes.
Je me doutais que tu ne pourrais pas dormir sans, à la bibliothèque.
Korkunç kütüphanede onsuz zaman geçiremeyeceğini biliyordum.
J'ai un rendez-vous à 8 h, donc je vais dormir là.
Sabah sekiz oldu, bu yüzden buraya uyumaya geldim.
Fais vite, car à la fin de ce verre, je vais dormir.
Bu bardak hızla dışarı çıkartıyor bu yüzden çabuk ol.
J'ai été occupé... à dormir 14 heures par nuit et à aller au Sport...
Meşgulum. Her gece 14 saatimi alıyor Jim'e gidiyorum Gaffigan Show sanat servisi masasına.
Et il y a un lit dans cette chambre, pour dormir ou faire des cochonneries.
Uyumak ya da seks için.
L'esprit de l'âge d'or est toujours vivant ici, et ces idéaux qu'on a, sont pas morts, ils ne font que dormir.
Dönemin ruhu hâlâ burada mevcut ve önem verdiğimiz idealler ölmedi, sadece uykuda.
Bon, la journée a été longue, et vu qu'on est des gamins, je crois qu'on devrait dormir.
Bakın, uzun bir gün oldu ve bence burada bırakalım çocuklar.
Les docteurs s'occupent de lui et il a besoin de dormir.
Şu anda doktorlar ona bakıyor ve uyuması lâzım.
Je n'arrive pas à dormir.
- Efendim? - Uyuyamıyorum.
- C'est pas l'heure de dormir?
Yatma saati ne zaman?
J'arrivais pas à dormir, alors j'étais... je guettais son arrivée. OK.
Anladım.
Il est temps de dormir.
- Yeter.
Appeler cela "dormir" serait une exagération.
Anne, yine mi ama? Bunu konuşmuştuk.