English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Dust

Dust traduction Turc

138 traduction parallèle
Vous allez à Sundust?
- Sun Dust'a mı gidiyorsun?
Ne t'attarde pas plus d'un jour à Sundust.
Sun Dust'a gitmen için bir günün var, sonra gitsen iyi olur.
J'ai repensé à vos paroles, hier.
Dün Sun Dust'da dediklerini düşündüm.
Il faudra qu'on aille à Sundust faire un retrait.
Sun Dust'a dönüp bankadan para getirmeliyim.
Arrivé à Sundust, je dormirai une semaine.
Sun Dust'a ulaştığımızda bir hafta uyuyacağım.
On n'y arrivera pas de sitôt.
Sun Dust'a gitmeyi, bir süre unut.
Je pense aux intemporelles comme "Star Dust"... et "Melancholy Baby".
Yani demek istediğim "Star Dust" ve "Melancholy Baby" gibi taze şeyler var.
Cheryl Hughes avait 23 ans, elle mesurait 1m65 et pesait 60 kilos, elle était blonde, aux yeux brun clair, elle était danseuse au Gold Dust Saloon.
Cheryl Hughes 23 yaşında, 1.70 boyunda 54 kilo, sarı saçlı ve açık kahverengi gözlüydü. Gold Dust Kumarhanesinde akşam 4'den gece yarısına kadar çalışmaktadır.
Deuxième étape, le Gold Dust Saloon, rencontre avec Gail Foster, collègue de Cheryl Hughes et une bonne amie à moi.
İkinci durağım Gold Dust Kumarhanesi oldu. Cheryl Hughes'un iş arkadaşı Gail Foster'la görüşmeye gittim. Kendisini aynı zamanda yakından da tanırdım.
Lui c'est "Dust" ( "poussière" ) Peu importe ce que ça veut dire.
O Dust, anlamı nolursa olsun.
Ca veut dire quoi "Dust"?
Dust denilince ne anlıyorsun?
Dust a cherché la merde avec moi.
Dust bu boku yemeye benimle başladı.
Paul Young, "Dust in the Wind", par exemple.
Orta yol birşeyler. Paul Young, "Dust in the Wind." Bu olur.
- Un dealer d'angel dust...
- bir PCP tozu satıcısının...
Mieux que les billets de 20 des salauds vendant de l'angel dust aux lycéens.
Okul çocuklarına PCP satan rezillerden 20'şer dolar almaktan iyidir.
Je me suis pris un paquet d'Angel Dust.
Bana bir paket kırmızı melek tozu vermişti.
Dust Devil - The final cut
TOZ ŞEYTANI
Ils l'appellent le "Dust Devil" ( le souffle du démon )
Onlar buna "TOZ ŞEYTANI" diyorlar.
Mais le Dust Devil n'est pas un criminel ordinaire.
Ama, Toz Şeytanı. Adi bir suçlu değil.
quant on cherche... le Dust Devil.
Ölüm bizi izliyor. Birini arıyor gibi... Toz Şeytanı.
Dust Off 3.
Dustoff-3...
Ici Dust Off 3.
Mayday! Dustoff-3 konuşuyor!
Dust Off 3.
Dustoff-3 konuşuyor! Düşüyoruz!
Ici Dust Off 3.
Dustoff-3 konuşuyor. Cevap verin.
Ici Dust Off 3.
Burada. Hadi. Dustoff-3 konuşuyor.
Ici Dust Off 3.
Hadi ama. Dustoff-3.
Site Leader, ici Dust Off 6.
Saldırı lideri, Dustoff-6 bildiriyor.
Et vérifiez si son sang contient des traces de Dust.
Kanında Toz aranmasını istiyorum. Teşekkürler.
Un an durant nous avons poursuivi le principal fabricant de Dust sur Terre.
Bir yıldır Dünya kolonilerinde en büyük Toz üreticilerinin peşindeyiz.
Dust est un problème majeur pour les télépathes. Car il permet à l'utilisateur de commettre une sorte de viol télépathe.
Toz, telepatların en büyük sorunudur çünkü kullananın telepatik bir tecavüz uygulamasına izin verir.
Nous pensons... que l'un des principaux distributeurs de Dust est venu sur Babylon 5.
Toz'un en büyük dağıtıcılarından birinin Babil 5'e geldiğine inanıyoruz.
Nous avons eu notre première victime de Dust en six mois.
Dün gece altı aydır ilk kez bir Toz kurbanına rastladık.
C'est la suite logique... Il se prépare à vendre d'énormes quantités de Dust... comme armes, à des gouvernements étrangers.
Bence satıcı yeni pazarlar arıyor ve yüksek miktarda Toz'u, yabancı hükümetlerine silah olarak satmaya hazırlanıyor.
Combien coûte le Dust aujourd'hui?
Bu aralar Toz kaçtan gidiyor?
Un gars est venu me voir, il voulait faire entrer du Dust ici.
Bir adam geldi ve bana Toz getirmeyi planladığını söyledi.
Le Dust, c'est que des embrouilles.
Toz ise beladan başka bir şey değil.
Ce type est trop futé pour garder le Dust chez lui.
Böyle biri, Toz'u kendi dairesinde saklamayacak kadar zekidir.
Je voudrais souligner... que pendant qu'il était sous l'influence de Dust... il n'agissait pas rationnellement ni consciemment... ce qui peut être considéré comme circonstances atténuantes.
Ben sadece sanığın Toz'un etkisi altında olduğu süre zarfında mantıklı ve kasıtlı olarak hareket etmediğini ve bunun hafifletici bir sebep sayılması gerektiğini belirtmek istedim.
J'ai toujours dit que toute cette affaire de Dust n'allait pas marcher.
Toz işinin kötü bir fikir olduğunu başından beri söylemiştim.
Des traces de Dust, de morphine et autres... mais en quantité insuffisante pour entraîner la mort.
Toz, morfozin ve birkaç değişik uyuşturucunun izine rastlandı ama hiçbiri ölüme sebebiyet verecek dozda alınmamış.
Hotfire du RCS pulvérisé.
RCS went to super dust.
La poussière de lune Sur tes cheveux La lumière des étoiles Dans tes yeux bleus...
"So there's sprinkled moon dust in your hair and golden starlight and your eyes are blue..."
J'appris que pendant que Dusty s'occupait de moi, le commandant concoctait un plan.
Bunu, Dust benimle ilgilenirken öğrendim. Binbaşı kendi planı için hazırlanıyordu.
Allez les Punaises rouges!
Bastır Dust Mites!
- Punaises rouges!
- Dust Mites!
- Les Punaises rouges.
- Dust Mites!
Larry, écoute, si j'ai pas de nouvelle d'ici mardi. Je signe avec le Stardust.
senden perşembeye kadar haber alamazsam star dust'ta sahneye çıkacağım. tamam mı?
C'est les jumeaux Gold Dust.
Elindeki altın tozu ikizi.
Hé, pourriez-vous venir avec moi... demain matin parler à Dust de mon redoublement du semestre?
evet, hey, belki yarin sabah Durst ile ara sınavımın tekrarını konuşmak için benimle gelirsin bunu sabah yapmam gerçekten zor.
C'est la fin du communiqué.
Bu duyurunun sonudur. We'll rehab the war from a neutral zone, remaking dust in interstate plusplan levels. Intend ego 1980 level in dust output by 48 percent.
Dust Off 3.
Mayday!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]