Translate.vc / Français → Turc / Démi
Démi traduction Turc
16,905 traduction parallèle
Vous étiez en prison avec ces personnes pendant un an et demi.
1.5 yıldan fazla süre bu adamlarla hapis yattın.
Hier, j'ai regardé Chris sous la douche pendant une demi-heure pensant que c'était la télé.
Dün televizyona baktığımı sandığımdan yarım saat boyunca Chris'in duş alışını izledim.
Lord Beerus s'est réveillé il y seulement un demi jour, et déjà 8 ½ planètes qui ont disparut.
Beerus-sama uyanalı daha yarım gün olmadan sekiz buçuk gezegen çoktan buharlaşıp yok oldu.
Un demi-flacon d'aspirine.
Yarım kutu aspirin.
L'histoire dit que vous êtes le plus dangereux demi-vivant.
Söylenenlere göre yarı hayatta olan en tehlikeli insan senmişsin.
Écoute, ça va me prendre une demi-heure pour venir.
Oraya gelmem en az yarım saat alır.
Fais demi-tour. Deux rues avant.
İki sokak geride.
"Certes, j'ai bu une demi-bouteille " merci à mon Château Cheval Blanc 1950,
" Elbette yarıladığım 1950 Chateau Cheval Blanc sayesinde.
Bon, alors ce vampire qu'il veut tuer est d'au moins 300 ans de plus que lui, et tout le monde et tout le monde avec un demi-cerveau savait qu'il était un idiot, mais il avait cette obsession inexplicable,
Doğru, bu nedenle bu vampir öldürmek istediğini , Ondan en az 300 yıllar eski Yarım beyni olan ve herkes ve herkes O bir aptal ediliyordu biliyordu, Ama o, bu anlaşılmaz saplantısı vardı
Cela signifie que je ne vais pas vous asseoir et regarder pendant que vous marchez demi-armé dans un piège.
Bu da sen düşüncesizce bir tuzağa doğru yürürken arkama yaslanıp izlemeyeceğim anlamına gelir.
Ça nous semblait trop dangereux pour... pour un demi-homme invalide aux jambes tremblotantes.
Evet, bunun senin hani şu şeyin için çok tehlikeli olabileceğini düşündük... Aciz, yarım adam, büzüşük aciz bacakların için.
Presque un demi million de dollars a disparu.
Neredeyse yarım milyon dolar kayıp.
Un demi million de dollars réinvestis en dividendes n'a pas été reversé aux actionnaires!
Kâr hisselerine yatırılan yarım milyon dolar hisse sahiplerine dağıtılmamış.
Déjà une demi-heure de passée.
- Yarım saat geçmiş bile.
Dans une demi heure.
Peki, yarım saate oradayım.
Il dit que Dmitry est parti il y a une heure et demi.
Dmitry'nin yarım saat önce gelip gittiğini söyledi.
Environ six ans et demi.
Yaklaşık altı buçuk yıldır.
Pour que tu saches ce que ça fait quand quelqu'un te dit quelque chose en face puis fait demi-tour et fait exactement l'opposé comme tu m'as fait.
Çünkü biri yüzüne karşı bir şey söylediğinde ve dönüp tam tersini yaptığında nasıl hissettiğini anlamanı istedim. Aynı senin bana yaptığın gibi.
Et je ne l'ai rouvert qu'un mois et demi plus tard.
Bir dahaki açışım bir buçuk ay sonra oldu.
Le demi-frère de Jekyll, Ravi... Il s'est échappé.
Robert Jekyll'in üvey kardeşi Ravi kaçmış.
- Ils ont fait demi-tour.
- Makina arızalanmıştı.
Demi-tour.
Dön.
Je ne comprenais jamais la différence entre un arrière et un demi offensif.
Savunma oyuncusuyla orta saha oyuncusu arasındaki farkı bir türlü anlamıyorum.
Une demi-cuillère à thé de virus directement dans la tumeur.
Yarım çay kaşığı kadar virüs doğruca tümöre gidecek.
Vous devez faire demi-tour. Repartez d'où vous venez!
Dönün ve geldiğiniz yere gidin.
Faites demi-tour!
Geri dönün!
Faites demi-tour et repartez.
Çıkın ve geldiğiniz yere geri dönün.
Écoutez! On ne vous veut pas de mal. On ne peut pas faire demi-tour.
Bakın, size zarar vermek istemiyoruz ama geri de dönemeyiz.
J'ai 25 ans et demi.
Ben 25 buçuğum.
Puis, presque une demi-heure plus tard, très délicatement, comme un expert... il a tranché d'une longue coupure la jugulaire.
Ardindan yaklasik bir saat sonra cok titizce, sanki bir uzman tarafindan yapilmiscasina tam sah damarinda uzunca bir kesik.
C'était il y a un an et demi.
1,5 yil oluyor...
Fais demi-tour.
Geri dönelim.
Le temps de faire demi-tour, il sera parti.
Ben ters dönene kadar, adam kaçar gider.
Rendez-vous dans une demi-heure.
Yarım saat sonra görüşürüz.
Passé ce délai, un otage meurt toutes les demi-heures.
- Ondan sonra, her yarim saate bir rehine ölür.
Enfin! J'ai crié votre nom encore et encore depuis une minute et demi.
Son bir buçuk dakikadır adını bağırıp duruyorum.
Ma voiture aurait du être là depuis une demi-heure déjà.
Arabam yarım saat önce burada olması gerekiyordu.
Si je ne suis pas de retour dans une demi-heure, envoyez...
Yarım saate gelmezsem yardım gönderin.
Tu dois avoir des demi-frères et demi-sœurs là dehors.
Etrafta yarı kardeşlerin dolaşıyor olabilir.
Non, on avait... Huit ans et demi.
Hayır, biz... 8.5 yaşındaydık.
C'était très important pour moi quand j'avais huit ans. J'ai huit ans et demi.
8 yaşındayken, bu benim için çok önemliydi. 8.5 yaşındayım!
J'imagine qu'on doit sortir d'ici dans quatre et demi.
Sanırım dört buçuk dakika sonra buradan çıkacağız.
Et bien, si les deux demi sphères entrent en contact, elles pourraient atteindre une masse critique et déclencher une explosion.
- Pekâlâ, iki yarım küre temas ederse kritik kütleye erişip nükleer patlama oluşturabilirler.
Vends le pour un demi million.
Bunu yarım milyon dolar yap.
Norris Allen a fait demi-tour, pointé une arme sur Chris.
Norris Allen geri gelip Chris'e silah çekti.
Pas de demi-tour.
Geri dönüş yolu yok.
Un demi-chargeur.
Yarım şarjör.
Quel meilleur moyen de combattre des demi-zombies qu'avec des zombies entiers?
Yarı zombiler ile savaşmanın tam olanlardan farklı yanı ne olabilir ki?
Ça fait plus de 2 ans et demi qu'il n'a pas remporté de Grand Prix.
2,5 senedir tek bir GP bile kazanmadı.
Il est à un demi-tour de la victoire.
Sadece yarım tur kaldı.
Il reste 14 tours et demi.
14,5 tur daha var.