Translate.vc / Français → Turc / Démon
Démon traduction Turc
6,214 traduction parallèle
" Voici le démon, le mal pur.
" Şeytana dikkat edin, saf bir kötülük.
Mais pour l'instant, je vais finir cette bouteille... Et la prochaine dans l'espoir de noyer le démon qui a choisi aujourd'hui de me hanter.
Ancak şu dakikada bu şişeyi bitireceğim ki belki bir ihtimal bana dadanan içimdeki şeytanları boğabileyim.
- Pars, démon.
- Git buradan iblis!
Sa colère brûle contre toi, démon.
Tanrı size ateş püskürüyor, iblis.
155 scientifiques du projet Manhattan ont envoyés une pétition au Président Truman le suppliant de ne pas utiliser la bombe, mais ils avaient crée un démon trop fort pour résister.
Manhattan projesinde çalışan 155 bilim adamı Başkan Truman'a dilekçe yazdı bombayı kullanmaması için yalvardı ama onlar karşı konulması çok güç bir şeytan yaratmışlardı.
Héritière du démon.
Şeytanın varisiyim.
Viens là, démon à la langue d'argent.
Gel buraya, tatlı dilli şeytan.
- C'est une potion très puissante appelée le Souffle du Démon
Adı İblisin nefesi çok güçlü bir iksirdir.
Le soupir du Démon est un elixir d'Alchimiste.
İblisin Nefesi kimyacı iksiridir.
Est-ce ça t'arrive de te sentir comme si un démon t'avait été spécialement désigné à la naissance, et que son unique plaisir est de te rendre misérable?
Doğumunuzdan beri size musallat olan ve, tek derdi acılardan beslenmek olan bir iblise rastladınız mı?
Mais j'aimerai rencontrer ce démon.
Ama bu iblisle tanışmak isterdim.
Ouais, mon démon s'amuse bien visiblement.
Haklısın, iblisim çok eğleniyor.
Où ton démon souffre, Pendant que tu profites des cadeaux que la vie a à offrir.
Gelecek iblisine acı verecek çünkü, sen hayatın getirdiği armağanlarla boğuşacaksın.
Convoquer un démon?
Şeytan çağırma?
Le "démon" choisi devra d'abord prendre la boîte tout là-haut et la poser à l'endroit désigné.
* Şeytan ilk başta göklerden aldığı parçayı, buradaki belirtilmiş yere koymalı ve öyle korumalı. *
le démon aura capturé une personne.
* Şeytan ancak böyle yakalayabilir. *
Le jeu prend fin si la dernière personne cachée ou si le démon attrape trois personnes ou plus.
* Oyun bitene kadar kaçmayı başaran kişi kazanır. * * Şeytan ise oyun bitene kadar 3 kişiyi yakalayıp hapiste tutabilirse, kazanır. *
qui va faire le démon? Ces bâtons vont décider!
* Şimdi, şeytanın kim olacağına çubuk çekmeyle karar verelim. *
Je suis le démon.
Şeytan benim.
Maintenant, si vous pouvez vous débarrasser de ce démon, vous pouvez avoir gratuitement ce miroir pour.
Eğer o şeytandan kurtulabilirsen aynayı sana parasız veririm.
Qu'est-ce que vous regardez, vous petit démon?
Neye bakıyorsun seni küçük şeytan?
Et elle est un petit bébé du démon mauvais.
Ve o küçük bir bebek şeytan.
Même le Vatican reconnaît que le démon peut posséder une âme mortelle.
Vatikan bile şeytanların ölümlü ruhları aldığını biliyor.
Je suggère que vous m'aidiez à vaincre ce démon, et si il y a quoi que ce soit dans cette Bible qui puisse nous aider à le faire, j'avais les chapitres et versets dans mes mains hier.
Sana şeytanı birlikte alt etmeyi öneriyorum eğer İncil'de yardım edebileceğim bir şeyler varsa. Bölümü ve ayetleri istiyorum.
Elle pensait être possédée par un démon pouvant passer d'un corps à un autre.
İnsan vücutlarını dolaşan bir şeytan hakkında konuşmuş...
Le démon va et vient.
Şeytan gelir ve gider.
Nous devons la regarder pour savoir comment Corbin a éjecté le démon.
Corbin'in şeytanı nasıl alt ettiğini öğrenmeliyiz.
On pense que ce démon est de retour.
Senin peşine düşen şeyin geri geldiğini düşünüyoruz.
Jenny, tu étais possédais par un démon.
Jenny, şeytan tarafından ele geçirildin.
Le démon est parti il y a des années.
Şeytan yıllardır ortadan kaybolmuştu.
Mais nous n'avons que jusqu'à la tombée de la nuit, et ensuite le démon à prévenu qu'il s'en prendrait à Macey.
Sadece güneş batana kadar zamanımız var. Sonra şeytan Macey için geleceğini söyledi.
Ce démon passait d'une personne à une autre pour m'atteindre, pour m'obliger à suivre ses ordres.
Bu şeytan bana ulaşmak için bir insandan diğerine atladı. ... beni yem olarak kullanmak için.
Juste au moment où le démon vous charge de tuer votre soeur.
Şeytanın seni kardeşini öldürmede kullanması gibi...
Je croie que ça retient le démon.
Bunun şeytanı sınırlandıracağına inanıyorum.
Il semble que le sel puisse piéger le démon mais pas le renvoyer.
Öyle görünüyor ki, tuz şeytana tuzak kurabilir, ama sürgün edemez.
La réponse pourrait se trouver dans le langage parlé par le démon.
Cevap şeytanın kullandığı dilde yatıyor.
Il y a peut être une référence à Thanatos, démon hellénique de la mort.
Belki de Antik Yunan dönemi kötülük tanrısı Thanatos'a gönderme vardır.
"Un puissant démon connu pour sauter d'un corps à l'autre."
"Bağlantılı vücular arasında geçiş yapmasıyla bilinen güçlü bir şeytan."
Donc... c'est le démon qui me voulait morte.
Yani... bu şeytan beni öldürmek istiyordu.
Donc une lanterne française du temps de Louis XIV chasse le démon de son hôte.
Louis zamanından kalma bir Fransız feneri şeytanı kovdu.
Nous savons le nom du démon.
Şeytanını ismini biliyoruz.
Pour détruire le Disciple, le démon veut utiliser la plus forte source de motivation.
Havariyi yok etmek için şeytan nihai motivasyonu kullanmak isteycektir.
Tout ce qui incite le plus a vaincre se démon.
Bu şeytanı yenmek için daha fazla teşvik.
Le sang de leur utérus était offert au démon en échange de leur immortalité.
Kabile tarafından kan şeytana ölümsüzlük karşılığında sunuluyordu.
L'explication la plus logique pour tout ceci est que votre mère est obsédée par ce que l'on appelle communément le Démon et qu'elle pense qu'il s'agit de Desjardins.
Tüm bunların mantıklı açıklaması Annenizin, yaygın ismiyle Şeytana takıntısı olduğu
C'est un démon!
O bir şeytan.
Il est vraiment un démon.
O gerçekten bir şeytan.
Qu'est-ce que tu es? Un démon?
Nesin sen, şeytan mı?
C'est un vrai demon.
O gerçek bir kötüydü.
Un démon.
Bir şeytan.
Tu as une semaine. Demon.
Bir haftan var şeytan.