English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Désirés

Désirés traduction Turc

696 traduction parallèle
Comme tu les as désirés!
Ne kadar da hayransın onlara.
Sachez que vous êtes des intrus... dans un pays où vous n'êtes ni désirés ni bienvenus.
Bilin ki : Ülkemde fazlalıksınız ve "Hoş geldiniz!" demiyorum.
Les plus jeunes étaient dans un autre pavillon pour accoucher d'enfants... non désirés.
Çoğu kızın istemediği hâlde bebekleri oldu.
Les nuages ​ ​ se dispersent rapidement et tu verras la vérité que tu désires.
Bulutlar yakında dağılacak ve sen de bilmek istediğin gerçeği göreceksin.
Ce n'est pas lui que tu désires.
Onu istemiyorsun sen.
Tu ne le désires pas.
Onu istemiyorsun.
Bien Mac, vas-y, j'imagine que tu la désires passionnément 256 00 : 47 : 49,460 - - 00 : 47 : 55,490 Je me retire, je te la laisse, vieux pote.
Durma, işe koyul Mac, sanırım onu çok istiyorsun.
Que désires-tu de plus? "
Daha ne diIiyorsun? "
Que desires tu? Une femme, un jeu de cartes, ou peut-être une orgie?
" Ne istiyorsun : kadın, şans oyunu, alem?
Désires-tu quelque chose avant de te retirer?
Catherine, odanıza gitmeden önce, yapabileceğim başka bir şey var mı?
Tu désires autre chose?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Si tu désires le bonheur de Christine, laisse-la venir avec moi.
Eğer onun mutlu olmasını istiyorsan benimle gelmesine izin ver.
- Et toi, tu me désires?
- Sen de beni istiyor musun?
Si c'est ce que tu désires.
Tamam, madem bu şekilde düşünüyorsun.
Elle verra bientôt Raoul, et tout sera comme tu le désires.
Yakında Raoul ile tanışacak ve her şey istediğin gibi olacak.
- Le désires-tu?
Ölmesini mi istiyorsun?
Mais tu désires traiter les domestiques en égaux.
Hizmetçileri kendi eşitinmiş gibi görmek istiyorsun ya.
Alors, et toi, qu'est-ce que tu désires?
Kendin için tek bir dileğin bile yok mu?
Tu ne désires vraiment rien pour toi?
Hadi ama, sadece kendin için küçük bir dileğin yok mu?
Nous serons heureux de ta présence, si tu le désires.
İkimizde dilersen katılmana seviniriz.
- De quoi désires-tu parler?
- Neden bahsetmek istiyorsun?
Veux-tu dîner tôt, ou désires-tu faire un somme avant?
Erken mi yiyelim yoksa biraz dinlenir misin?
Que désires-tu le plus au monde?
- Peki en büyük hayalin nedir?
Que désires-tu?
- Söyle, nedir dileğin Laertes?
Mais crois-moi, dans six mois, je serai ton témoin et la mènerai devant l'autel si tu le désires.
Ama emin ol altı ay sonra sağdıcın olup gelini sana vereceğim.
As-tu vraiment tout ce que tu désires?
Belki de sonuçta, istediğin here şeye sahip değilsindir.
Que désires-tu?
- Ne istiyorsun?
Bonjour, Tony, entre si tu le désires.
Merhaba Tony, istersen sen de gelebilirsin.
Désires-tu plus que la régence?
- İstediğin kral yardımcılığından fazlası mı?
Que désires-tu?
Horemheb'in arzusu nedir?
Que désires-tu le plus?
- En büyük arzun nedir?
C'est ce que tu désires?
Bunu gerçekten istiyor musun?
- C'est ce que tu désires?
- İstediğinin de bu olduğunu düşünüyorum.
Il n'est pas encore à moi, mais tu le désires tant!
Hala da benim değil. Ancak bunu istemiştiniz.
Tu le désires autant que le porc désire le grain.
Bir domuz gibi açlıktan senin artıklarını yemek için mi?
Je t'offre ce que tu désires :
Sana istediğin her şeyi alıyorum.
C'est ce que tu désires?
İstediğin bu, değil mi?
J'essaierai d'être aussi fort que tu le désires.
Benden istediğin gibi güçlü olmaya çalışacağım.
C'est ce que tu désires.
Senin hayatın bu.
Si c'est ce que tu désires...
Yani, madem öyle istiyorsun.
Désires-tu me voir dans les bras de Ramsès?
Beni Ramses'in kollarında görmek ister misin? Hayır.
Pourquoi désires-tu le voir, Moïse?
Onu niye görmek istiyorsun Musa?
Tu me désires, n'est-ce pas?
Beni istiyorsun, değil mi?
Oui, tu me désires.
Evet, istiyorsun.
Tu me désires, Blaise?
Beni istiyor musun Blaise?
- Tu veux dire que tu la désires.
Hoşlanıyor musun, yoksa arzuluyor musun?
Appelle-le si tu le désires.
İstiyorsan ona seslen.
Silvio, je sais que tu me désires, mais n'écris pas ces choses, car maman lit les lettres et j'en rougis.
" Silvio, beni arzuladığını biliyorum, ama mektuplarında böyle yazma, çünkü annem onları okuyor, ve benim de yüzüm kızarıyor.
C'est tout ce que tu désires?
İstediğin bu mu, Steve?
- Beau spectacle. - Tu désires?
Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Nous n'avons plus de cognac, mais sinon, tout ce que tu désires.
Maalesef konyağımız kalmamış, ama başka bir şey verebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]