English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Enfoiré

Enfoiré traduction Turc

9,340 traduction parallèle
Espèce d'enfoiré.
Seni pislik!
- L'enfoiré! Raymond prend son petit-déjeuner ici chaque matin.
Raymond'un her sabah kahvaltı yaptığı yer burası.
C'est à cause de toi qu'il respirait plus, enfoiré?
Andreas'ın nefes alamama sebebi sen miydin, seni bok parçası?
Quel enfoiré!
- Orospu çocuğu.
Espèce d'enfoiré.
- JD? - Seni orospu çocuğu.
Enfoiré!
- Hay, onun bunun çocuğu!
On va attraper cet enfoiré.
O şerefsiz herifi yakalayacağız.
Enfoiré!
Koduğumun...
- L'enfoiré, il prend son pied...
O şerefsiz benimle nasıl aşık atmaya kalkabilir?
Ses "pères", ses "frères", ils ont élu l'enfoiré qui a commencé ça.
Bu "babalar", bu "ağabeyler", bu işi başlatan şerefsizi yönetime getirdiler.
Enfoiré.
- Seni fırlama. Burası iyi mi? Buraya oturuyorum, tanrı aşkına.
Je retournerais bien voir cet enfoiré d'investisseur, voir s'il change d'opinion, mais j'ai la flemme.
- Evet. Tekrar RS şerefsizine gitmeyi kararını değiştirmeyi düşündüm ama gözüm kesmedi.
Petit enfoiré, je t'ai tout appris.
- Vay namussuz, o numarayı benden öğrendin.
Bien, j'essaie juste de comprendre pourquoi un mec qui a grandi à 500 kilomètres de moi se préoccupe autant d'un enfoiré de dealer et de meurtrier, euh, de l'Amérique du sud.
Doğru ama benden 480 km uzaklıkta büyüyen birinin Güney Amerikalı uyuşturucu satıcısı adi bir katili neden bu kadar önemsediğini anlamaya çalışıyorum.
Ton père est un enfoiré. Mais il reste ton père.
Babanız orospu çocuğunun teki ama yine de sizin babanız.
Regarde moi, enfoiré!
Bana bak orospu çocuğu!
La victime est un enfoiré de carrière, mais le travail est le même.
Papazın kariyeri beş para etmez ama işçilik aynı.
Enfoiré.
Seni şerefsiz.
- Putain, t'es vraiment un enfoiré!
- Tanrım, amcığın tekisin!
Ah, enfoiré!
Orospu çocuğu!
- Et bien, t'as géré, enfoiré! Seigneur!
Dikkatimi çektin serseri!
Rappelez moi, si cet enfoiré ne vous tue pas tous, - que je le fasse à sa place.
Bana hatırlat, bu pisik hepinizi öldürmezse onun için ben yaparım.
Cet enfoiré a menacé A.J!
O pislik AJ'yi incitmekle tehdit etti.
Enfoiré!
Göt herif.
Fils de pute! T'es qu'un enfoiré, Contempomi!
Orospu çocukları!
Enfoiré. Misérable crétin.
Muhtemelen tüccarlığı öğrenmek istediğine bin pişman olmuştur.
Cet enfoiré t'a menti.
Adi herif sana yalan söylüyor.
Je ne l'ai même pas encore dit à Rae, enfoiré.
Hadi. Henüz Rae'e bile söylemedim, seni salak.
Je ne le ferais peut-être pas non plus, mais j'ai enregistré cet enfoiré. C'est la preuve.
Yerinizde olsam kendime güvenir miydim, bilmiyorum efendim ama bu piçin söylediklerini kayda aldım, kanıtımız var.
- Enfoiré de voleur.
( Ne dedim ben )
Traitez-le de couillon, de bon à rien, d'analphabètes... d'orphelin mais jamais d'enfoiré de voleur.
Siz ona eğitimsiz diyorsunuz, Ama o yetim olduğu için dördüncü sınıftan zorunda kalmış. Fakat, * * *? hayır, asla.
L'enfoiré!
Karım Rascal!
Et ne fais pas chier, Archer, enfoiré.
- Evet Ethan! Piçlik yapma yavşak Arhcer.
enfoiré d'escalier.
Canınız cehenneme, dik basamaklar.
Espèce d'enfoiré de crevard. Qu'est-ce que tu aurais fait?
Seni aşağılık piç.
Enfoiré, tu ne m'as pas amené ici pour que tu signes.
Seni şerefsiz, beni buraya kendin imzalamak için çağırmadın.
Enfoiré de menteur.
Seni lanet yalancı.
Enfoiré.
Şerefsizin evladı.
Enfoiré!
Şerefsizin evladı!
Tu mets ton cul sur cette chaise et tu commences à composer enfoiré.
Beste yapmaya başla artık be adam.
C'était un total enfoiré. Von Karajan bien sûr, peut-être un peu trop strict.
Von Karajan, belki de.
Je connais pas son nom, mais il a toujours été un vrai enfoiré envers ma femme, mes enfants et moi, et plus ou moins envers tous ceux qui le connaissait.
Adın bilmiyorum ama bana ve karıma çok boktan davranırdı. Çocuklarımıza ve etraftaki başka herkese de öyle.
Je ne sais pas quel genre d'enfoiré tordu vous avez convaincu de vous aider, mais s'il a fait du mal à Kate, je le tuerai de mes propres mains et ensuite je vous tuerai.
Sana yardım etmesi için nasıl sapık bir pislik ayarladın bilmiyorum, ama Kate'in kılına zarar gelirse, o adamı bizzat ben öldürürüm, sonra da seni öldürürüm.
Ou c'est un enfoiré insolent.
Ya da gerçekten ukala bir herif.
Tu as au moins compris ça, enfoiré.
Doğru bildin şerefsiz.
Enfoiré!
Aşağılık herif!
Sale enfoiré.
Seni pislik!
Enfoiré!
Alçak herif!
Enfoiré!
Seni alçak!
Cet enfoiré est devenu fou furieux.
Adi herif çıldırdı.
Quel enfoiré!
Şerefsiz herifler!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]