Translate.vc / Français → Turc / Esther
Esther traduction Turc
1,011 traduction parallèle
[MILJAN] Esther est une joueuse.
Esther bir oyuncu. Hepimiz bunu biliyoruz.
- ( Man ) Esther.
- Esther.
Esther.
Esther.
( Esther ) Hey. Où étiez-vous?
- Nerelerdeydin?
( Esther ) Nous ne savons pas où est Johnny.
- Johnny'nin yerini bilmiyoruz.
Esther, la fille de Sémonide, lors de sa première visite à Jérusalem.
Simonides'in kizi Esther iIk defa Kudüs'ü ziyaret etti.
" Esther, toutes ces années, j'ai vécu un mensonge.
" Esther, yiIIar boyunca bir yaIanIa yasadim.
" Cette décision t'appartient, Esther.
" Karar senin, Esther.
"Que votre gratitude n'aille pas à moi, mais à ma tendre Esther qui m'a conseillé."
"Bana tesekkür etme bana akiI veren güzeI Esther'e et."
" N'aie pas de peine pour nous, Esther, mais garde notre secret.
" Bizim için üzüIme Esther ama sirrimizi sakIa.
" Tous ceux, douce Esther, qui croient en lui.
" Ona inanan herkesi Esther.
Eh bien, M. Taylor, ma femme voulait vous dire un mot.
Bay Taylor... karým size bir ţey söylemek istiyormuţ. Hadi söyle Esther. Kendin söyle.
Elle a vendu son affaire il y a huit mois à Mme Esther Redi.
Sekiz ay önce işyerini Bayan Esther Redi'ye satmış.
- Il fait beau, n'est-ce pas, Esther?
- Ne güzel bir gün, değil mi, Esther?
Miss Esther, il y a des souris dans la maison.
Bayan Esther. Bayan Esther. Evde fare var.
Je sais aussi danser le cake-walk avec Esther.
Esther'le çalım dansını yapabilirim.
Tu montes, Esther?
Geliyor musun, Es? - Birazdan.
Oh! Comme c'est beau, Miss Esther.
Tanrım, harikaydı, Bayan Esther.
Je... Ne l'oublierai jamais, Esther.
- Hiç unutmayacağım, Esther.
Bonne nuit... Esther.
İyi geceler Esther.
- Avec la chemise de nuit d'Esther.
- Es'in geceliğini giymek istiyorum.
Esther, ta glace fond.
Esther, dondurman eriyor.
Esther, ça ne va pas?
Esther, bir şeyin mi var?
Esther aime John Truitt. Nous l'avons su tout de suite.
Güller kırmızıydı, John Truett'di adı Es'i bir aşk sardı, biliyorduk bu aşkı
Agnès va passer en classe supérieure et Esther en terminale.
Agnes sınıf atlamaya hazırlanıyor, Esther de son sınıfa geçecek.
Non, merci.
- Esther?
- Esther ou Rose?
- Esther mi, Rose mu?
- Oh, Esther va venir.
- Esther birazdan gelir.
- Esther, nous parlions.
- Esther, konuşuyorduk da...
Esther, les plans sont changés.
Esther, planlar değişti.
Sais-tu, Esther, en grand secret... Je suis très fier de toi.
Esther, bu konuyu deşmek istemezdim ama seninle çok gurur duyuyorum.
Je ne l'aurais pas dit si j'avais su que vous pleureriez.
Seni ağlatacağını düşünseydim, hiç söylemezdim, Esther.
Esther, vous acceptez?
Esther, evlenir misin? - Evlenir misin, Esther?
Esther, vous ne changez pas...
Esther, fikrini değiştirmeyeceksin...
Désolée du retard, je m'étais endormie.
Geciktim mi Esther? Özür dilerim. Uyuyakalmışım ve...
Que se passe-t-il?
Esther neyin var?
Esther était là tout le temps.
Bütün bunlara Esther şahit oldu.
- Remets de l'eau à bouillir.
Çayı koyar mısın Esther. - Hayır zahmet etmeyin.
- Esther s'en occupe.
- Esther getiriyor.
- Elle lui a sauvé la vie.
Esther'in onun hayatını kurtardığını siz söylediniz.
Désolé, Esther, mais il le faut.
Üzgünüm Esther. Bunu yapmak zorundayım.
Je vous arrête pour les meurtres de Joseph Higgins et Marion Bates, et tentative de meurtre sur Frederica Linley.
Esther Sanson, sizi Joseph Higgins ve Marion Bates'i kasten öldürmekten ve Frederica..... Linley'e cinayete teşebbüsten tutukluyorum.
- Dis-moi que c'est faux, Esther.
Esther. Sen yapmadın değil mi?
- Esther, je suis désolé.
- Esther üzgünüm.
Dès que j'ai compris que ce ne pouvait être qu'elle, j'ai su qu'elle était folle, et qu'elle avait les comprimés.
Sonra ne oldu? - Katilin Esther olduğunu anladığımda onun ne kadar çılgın ve tabletlere de sahip olduğunu anladım.
- Elle porte la tenue de Rudolph.
- Oldukça. Rudolph'un formasını giymiş ama bu Esther.
- Tu as l'air fatigué.
- Yorgun görünüyorsun Esther.
Te voilà enfin, Esther.
İşte buradasın Esther.
Écoutez, Esther.
Dinle Esther.
- Quoi?
- Esther.
Ce sont eux qui l'ont tuée.
Esther'i onlar öldürdü.