Translate.vc / Français → Turc / Evadé
Evadé traduction Turc
947 traduction parallèle
Il s'était évadé de prison et vivait dans la crainte d'être retrouvé.
- Hapisten firar etmişti. Tekrar yakalanma korkusuyla yaşıyordu.
JE SUIS UN ÉVADÉ
BEN BİR PRANGA KAÇAĞIYIM
JAMES ALLEN S'EST ENCORE ÉVADÉ
JAMES ALLEN TEKRAR ÖZGÜR
Évade-toi de force, Bill! Vas-y!
Menzilden çık Bill!
Avec toi, je m'évade, tu saisis...
Seninleyken buradan kaçmış gibiyim.
Tu lui diras que je me suis évadé, puis quoi...
- Ona kaçtığımı söyle. Kadın olan sensin.
On recherche Kennedy, le détenu qui s'est évadé...
Özel görevdeyiz. Kennedy adlı hapishane firarisinin...
- Vous vous êtes évadé?
- Kaçtın mı? - Çıktım.
Un requin mangeur d'homme s'est évadé de l'aquarium de Paris
İnsan Yiyen Köpekbalığı Kaçtı Korkunç Balık Bakıcısıyla Dövüştü
Schultz s'est évadé.
Kumandan Schultz kaçmış.
Qui s'évade?
- Kimdi?
Roy, écrivez-moi un papier du point de vue de l'évadé.
Roy, kaçan adamın bakış açısından bana bir yazı yaz.
Geoffrey s'est évadé, la corde pratiquement autour du cou.
Geoffrey kaçmış, hemen hemen herkes onu arıyor.
Il s'est évadé, elle a disparu.
O kaçtı, o kayboldu.
- Sir Geoffrey s'est évadé.
Sör Geoffrey kaçmış.
" Sir Geoffrey Radcliffe s'évade!
Manşet haberi öyle mi?
- Mon père s'est évadé en Angleterre.
- Babam İngiltere'ye kaçtı.
Je me suis évadé avec elle, comme convenu le 27 juillet et débarqué ce matin à 11 : 15, du cargo Stovendam.
Plana uygun olarak, 27 Temmuz'da kamptan beraber kaçtık ve Stovendam yük gemisiyle bu sabah 11 : 15'te karaya çıktık.
- Il s'est évadé avec moi.
- Beraber kaçtık.
- Il s'est évadé une fois.
- Evet, bir kez kaçtı.
Il s'est évadé d'un camp de concentration.
Toplama kampından kaçtı.
Vous vous êtes évadé d'un de nos camps.
Siz, Reich'dan kaçan bir mahkumsunuz.
DILG S'EVADE!
DILG KAÇTI!
Vous vous êtes évadé?
Hapisten kaçmışsın.
Et au milieu du procès, ce cochon s'évade.
Ve tam dava sürerken herif toz oluyor.
Il s'est évadé.
Hapisten kaçtı.
Pauvre homme, à Singapour, il s'est évadé d'une prison japonaise. Une horreur!
Zavallı adam Singapur'daydı, bir Japon esir kampından kaçtı, korkunç deneyim.
- Syndrome de l'évadé.
Kaçış kompleksi besbelli.
Il s'est évadé d'une prison pour les fous criminels.
Tabii ki aranıyor! lndiana'da! Akıl hastalarının kapatıldığı hapishaneden kaçmış.
Nous avons arrêté le fou évadé.
Alo Mac. lndiana'da aranan adamı yakaladık.
Le commandant Duval pense que votre groupe s'est évadé de Cayenne.
Kumandan Duval sizin Cayenne'den kaçan mahkûmlar olduğunuzu düşünüyor.
Ferraris Luigi, né à Turin... arrêté à Bologne, en 1928, condamné à douze ans pour conspiration, évadé, vu à Marseille et à Paris.
" Luigi Ferraris. Turin doğumlu. 3 Ekim 1906.
Oui, un autre prisonnier s'est évadé.
Evet, bir mahkûm daha firar etmiş.
Hier, j'ai appris par hasard... que le vieil ennemi d'un évadé dont on taira le nom... le savait ici.
Dün sabah, şans eseri... bir mahkûmun, adı saklı eski düşmanının... soluğu İngiltere'de aldığını duydum.
Mais quand dans la solitude des marais... un gamin fut bon pour un évadé à demi mort de faim.
Konuşmaya değmez. Ama o ıssız ve soğuk bataklıktayken... bir çocuk, açlıktan ölmek üzere olan bir mahkûma yardım etti.
Vous avez un forçat évadé à bord!
Teknenizde kaçak bir mahkûm var. Arkada oturan adam.
On s'évade quand même.
- Boş ver kaçarız.
Personne ne s'évade.
Kimse kaçamaz.
Personne ne s'évade jamais.
Kimse gerçekten kaçamaz.
- Un assassin s'est évadé.
- Bir katil kaçmış. - Öyle diyorlar.
MEURTRIER ÉVADÉ À SAN FRANCISCO
San Francisco Record KAÇAK KATİL KENTİMİZDE
Hébergement d'un criminel évadé, complicité dans le meurtre Fellsinger.
Bir kaçağı evinde sakladığını itiraf edecektir. Hatta Fellsinger cinayetinde suç ortağı olduğunu da.
Mon cas intéressait Irène. Je m'étais évadé.
Irene'in duruşmalara geldiğini, San Quentin'den kaçtığımı biliyordun.
Tu n'es qu'un évadé!
Sen firar etmiş bir hükümlüsün.
JOHN PRESTON avoue, puis s'évade...
İngilizce öğretmeni itiraf etti ve kaçtı
Tu te caches ici, depuis que tu t'es évadé, il y a six mois.
Hapisten kaçtığından beri, altı aydır burada saklanıyorsun.
J'ai rêvé que je m'étais évadé.
Rüyamda hapisten kaçtığımı gördüm.
Jarrett s'est évadé.
Jarrett firar etmiş.
S'est évadé en 1939.
1939'da hapishaneden kaçtı.
Évadé?
Dövüşerek mi kaçtın?
Il s'est évadé — la veille de sa pendaison. Lui et trois autres.
Asılmasına bir gün kala üç arkadaşıyla beraber firar etti.