Translate.vc / Français → Turc / Ew
Ew traduction Turc
215 traduction parallèle
Beurk.
Ew, kaba,
Vous allez piloter le fleuron de notre fier arsenal américain, le chasseur-bombardier tactique Oscar EW 5894 Phallus.
Şimdi... siz çok övündüğümüz Amerikan cephaneliğinin arka planında görev alacaksınız : Oscar EW 5894 Phallus taktik savaş ve bombardıman uçağı.
Si vous n'avez pas compris, c'est "N $ ew Jack City"
Anlamadıysanız söyleyim, oranın adı Bıçkın Yuvası
Il doit être infecté.
Ew, iğrenç. Muhtelemen hastalıklı ya da onun gibi birşey.
- Pas de ca. Passez le dessin animé.
Ix-nay on the ew-Jay. Çizgi film girin.
Un insecte!
Ew, böcek.
Non, c'est l'unique ingrédient du Slurm.
- Slurm'un tek gizli katkısı bu. - Ew!
Ne.. ew...
Bunu yapma.
Ew! Tu t'es marié à un mec?
Bir herifle mi evlendin?
Je n'aime pas vraiment les pieds.
Ew! Ayaklardan senin kadar hoşlanacağımı sanmıyorum.
Ew! Non. ça c'est mieux.
Bu daha iyi.
Ew!
Olamaz!
- Ew, ew, ew!
- Öğğk!
Will, quand il a posé le flacon de Correctol près de ses côtelettes d'agneau, elle a dit "Ew."
Kuzu pirzolasına 1 şişe Correctol döktüğünde'iyy'dedi Will.
Je dis "Ew."
Ben de'iyy'derim.
Je veux dire, ew.
Yani, iyy.
Ah! "Ew!" Ah!
İyy dedim.
Peeeee-ew...
Lüüüüü...
- Je le savais depuis le début. - Ew.
En baştan beri biliyordum.
- Peut-être qu'on pourra se les taper. - Ew.
Belki de onlarla sevişiriz.
TAO, EW. Je capte un signal radar intermittent cap 020.
TAO, EW. 020 den kesik kesik sinyaller alıyorum.
Drew Barrymore, Meg Ryan, Jennifer Connelly.
Dr.ew Barrymore, Meg Ryan, Jennifer Connelly.
- Ew!
- Iğğ!
- Ew!
- Uğğ!
Milton, café double, beaucoup de mousse.
- Milton, duble, extra köpüklü. - Teşekkürler, EW.
Pittsburgh? Ew.
Pittsburgh mu?
- De B.D? Ew.
- Çizgi romanlar mı?
- Elle vient pour les dessins animés.
Ew. - Anime'ler için gidiyor.
Ew.
Ew.
Cette sale de bains est trop... ew.
Bu banyo çok... ew.
EW! C'est bien toi!
İşte benim kızım.
Je les sens déjà d'ici.
- Ew! Ta buradan kokusunu alabiliyorum.
Et si ça ne marche pas, ils pourront toujours revenir ici.
Ve eğer işe yaramazsa, her zaman Jersey'e geri dönebilirler. Ew, birazını saçıma koydun.
Qu'est-ce qui vous amène à New York?
Sizi N ew York'a ne getirdi Dr. Kinsey?
pièces à conviction EW6 et EW7
Beze sarılı bir parça asidik sabun. EW-6 ve EW-7 numaralı deliller.
Ces deux derniers objets étaient dans une boîte en fer blanc qui est la pièce à conviction EW8
Son iki malzeme birlikte bir kutunun içindeydi. Yani EW-8 numaralı delil.
L'ensemble des objets cités se trouvait dans un sac de tissu, M. le Président. En l'occurrence la pièce à conviction EW9
Tüm bu bahsettiğim nesneler sizinde EW-9 numaralı delilde gördüğünüz gibi sayın yargıç bir çıkının içindeydi.
- Vous savez que vous êtes parents?
'Ew', siz ikiniz ilişkiye girdiğinizi farkettiniz değil mi?
- C'est pire si la tutrice est là.
Eğer Öğretmen Kız'da buradaysa bir'ew'daha.
En tant que seule personne normale dans cette pièce, puis-je dire "Beurkk!"?
Bu odadaki tek normal insan olarak, say, "Ew"?
Beurk!
Ew, iğrenç.
Ew, dégueu!
Çok kaba!
- Joey, beurk!
- Joey, ew!
- Beurk?
- Ew?
Beurk toi-même!
Sana Ew!
Papa, ew, je suis ta fille.
Baba, iğrençsin. Ben senin kızınım.
- Ew!
İğrenç!
Ew!
oo!
Non!
- Ew, hayır, Coop!
Une poire à lavement pièce à conviction EW1 une râpe à fromage, EW2 une brosse à ongles, EW3 un flacon de désinfectant, pièce à conviction EW4 enveloppé d'une serviette, EW5 une savonnette enveloppée dans un torchon
Malzemeler şöyle : Bir adet enjektör. EW-1 numaralı delil.
Ew!
- Ne?