English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Farber

Farber traduction Turc

129 traduction parallèle
Immelman, Gross, Farber, Mc Guire.
İmmelman, Gross, Farber'n McGuire.
Il s'appelait Sam Farber, pas Trevor McPhee.
Gerçek adı Sam Farber'dı, Trevor McPhee değil.
Vous êtes l'amie de Sam Farber.
Sam Farber'ın kız arkadaşısın, değil mi?
Farber a réservé sur le train de Pékin, départ de Moscou à 23h10.
Farber Moskova'dan 23 : 10'da kalkıp Pekin'e gidecek trende yer ayırttı.
Vous avez un gaijin nommé McPhee-san, ou Farber-san... dans cet hôtel?
McPhee-san ya da Farber-san... Bu otelde bu isimde biri kalıyor mu?
- Farber-san?
- Farber-san?
- Oui, Farber-san.
- Evet. Farber-san.
Pendant ce temps, Claire Tourneur poursuivait un nommé Sam Farber autour du monde.
Tüm bunlar olurken Claire Tourneur Sam Farber adlı adamın peşine düşmüştü.
Mon vrai nom est Samuel Farber.
Gerçek adım Samuel Farber.
Je suis le fils du Dr Henry Farber.
Doktor Henry Farber'ın oğluyum.
Son vrai nom est Farber.
Gerçek adı Farber.
Sam Farber, probablement.
Sam Farber, muhtemelen.
- Sam Farber.
- Sam Farber!
Mais il était passé au bien plus lucratif Sam Farber.
Sam Farber'ı arayan herkesten fersah fersah öndeydi.
Où est Sam Farber?
Sam Farber şimdi nerede?
Farber, un type un peu bizarre, mais ils le sont tous par ici.
Adı Farber. Biraz tuhaf biri. Ama burada kim tuhaf değil ki?
Farber!
Farber!
Farber, ne lui fais pas ça!
Farber, onu böyle zorlama!
Image primaire récupérée.
Birincil görüntü tümüyle aktarıldı, Doktor Farber.
Rémanence médiocre.
Doktor Farber. Bellek geri dönüş oranı çok düşük.
J'écrivais sur la famille Farber, sa fierté et son égoïsme.
Farber ailesini, bu ailenin bencilliğini ve kibrini yazdım.
Mais pour les Farber, pris dans leurs passions, l'expérience avait plus d'importance que la fin du temps.
Ama Farber ailesinin tutkuları o kadar büyüktü ki onlar için bu deney zamanın sona ermesinden çok daha önemliydi.
Le son arrive, Dr. Farber.
Ses de hazır, Doktor Farber.
Madame Farber, je viens d'assister à un miracle, et vous aussi.
Bayan Farber ben bir mucizeye tanık oldum. Siz de oldunuz.
Tandis que je jouais, en regardant les Mbantua venir chercher refuge dans la caverne du Dr Farber, je sentis que ce qu'on jouait était une prière, une prière pour une planète blessée, la Terre.
Piyanoyu çalarken radyasyondan kaçıp Doktor Farber'in mağaralarına sığınmaya gelen Mbantua halkına bakarken aslında dua ettiğimizi fark ettim. Yaralı bir gezegen için, Dünya için dua ediyorduk.
- Non, Farber.
- Hayır, Farber, gücü yok.
Le vieux ne pense qu'à son travail.
Yaşlı Farber sadece kendi çalışmasıyla ilgilenir.
Personne ne se doutait que le Dr Farber avait réorienté sa recherche, et qu'il allait tous nous emmener dans un autre voyage, par des chemins dangereux, jusqu'au jardin des rêves.
Bu arada Doktor Farber'ın yeni bir araştırmaya başladığını hiçbirimiz bilmiyorduk. Bu araştırma hepimizi yeni bir yolculuğa çıkarttı. Bu yolculukta tehlikeli patikaları aşıp düşlerin bahçesine ulaştık.
- Nous décidons, Dr Farber.
- Hayır, halkımızın kararıydı, Doktor Farber.
Au début, l'expérience n'était prometteuse que pour Farber.
Başlangıçta deneylerin taşıdığı potansiyeli sadece Doktor Farber kavramıştı.
Claire ne pouvait pas refuser de laisser Henry Farber enregistrer ses rêves.
Claire, Henry Farber'ın rüyalarını kaydetme ısrarına karşı koyabilecek bir konumda değildi.
Je sais juste que deux hommes ont débarqué en hélicoptère et ont ramené le Dr Farber aux États-Unis.
Bildiğim tek şey, helikopterle gelen iki adamın Doktor Farber'ı ABD'ye geri götürdüğü.
Où est votre fils, Dr Farber?
Oğlunuz nerede, Doktor Farber?
J'ai compris plus tard que Sam Farber était dans le laboratoire saccagé au moment même où Claire et moi étions au pont de l'autre côté du camp.
Claire ve ben kampın diğer tarafındaki kırık köprüde dururken tam da aynı anda Sam Farber terk edilmiş laboratuardaymış. Bunu daha sonra fark ettim.
Le Dr Farber était mort en gardant le secret de la machine à rêves.
Doktor Farber ölmüştü. İcat ettiği rüya makinesinin sırrı da onunla birlikte ölmüştü.
Dr Farber, Jason Greenspan s'étouffe.
Dr. Farber, Jason Greenspan `s ağzını açmıyor.
Dr Farber, Bobby Rush est là pour son ajustement.
Dr. Farber, Bobby Rush randevusu için bekliyor.
Dr Farber, on a une urgence.
Jason Castalano koltuğunda boğuluyor.
La vérité, c'est qu'à la fin de la journée, j'ai toujours très envie... d'être Mme Dr Barry Farber.
Ama işin aslı, günün sonunda, ben yine Bayan Dr. Barry Farber olmak istiyorum. D.B.F.
Je suis Mme Barry Hunter tiret Farber!
Ben Bayan Doktor Barry Hunter, tire, Farber'ım.
J'aimerais porter un toast! A celle qui dans un an sera... Mme Dr Barry Farber, Docteur en Sciences Dentaires!
Sağlığına içelim bugünden itibaren bir yıl içinde Bayan Dr. Barry Barber, diş cerrahisi doktoru olacak bayanın.
M.Farber!
Bay Farber.
Continuez M.Farber.
Devam edin, Bay Farber.
Excusez-moi encore une seconde.
Bir kez daha izin verin Bay Farber.
Ronald Farber dit que le sien fait 24 cm.
Ronald Farber kendisininkinin 28 santim olduğunu söylüyor.
Ce que Ronald Farber ne sait pas, c'est que c'est pas la longueur qui importe.
Ronald Farber'ın bilmediği...,... uzunluğun önemli olmadığı.
Ton ami Ronald Farber, je t'assure qu'il te fait marcher.
Şu arkadaşın, Ronald Farber,... inan bana, işe yaramazın teki.
Les parents de Ronald Farber sont en Europe pour quelques jours, et Ronald reste chez lui tout seul, sans baby-sitter.
Ronald Farber'ın ailesi birkaç günlüğüne Avrupa'ya gittiler, ve Ronald'ın bakıcı olmadan evde kalmasına izin verdiler.
Ta maman et moi, on n'est pas comme les Farber.
Annen ve ben Bay ve Bayan Farber değiliz.
Le nom est Farber.
Adı Farber.
Qu'en dis-tu?
Dr. Farber, acil bir durum var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]