Translate.vc / Français → Turc / Fillory
Fillory traduction Turc
184 traduction parallèle
C'était Fillory.
Orası Fillory'di.
Martin pensait avoir besoin de Fillory... mais, non, Fillory avait besoin d'eux.
Martin Fillory'e ihtiyaçları olduğunu sanıyordu. Ama hayır, Fillory'nin onlara ihtiyacı vardı.
" Fillory et Further, Livre Six :
" Fillory ve Ötesi, Altıncı Kitap :
Il y a cinq livres de Fillory, Julia... cinq.
- Beş Fillory kitabı var Julia, beş. - Evet biliyorum Quentin.
Parce que je ne crois pas... que tu aies écrit tes lettres d'admission à la gloire de Fillory?
Çünkü kabul denemeni Fillory şanına yazdığını bilmiyordum. - Yapma Q.
On était pas censé laisser tomber ces bêtises de Fillory?
Fillory saçmalığından vazgeçmeye ne oldu?
Tu aimais bien Fillory pourtant.
- Fillory'i severdin.
Et le membre des secours qui..
Peki bana " Fillory :
m'a donné "Fillory : Livre Six"?
Altıncı Kitap " ı veren sağlık memuru?
"Fillory et Further : Livre Six".
Altıncı Kitap. "
Ce qui a de drôle sur Fillory... tu ne décides pas vraiment quand y aller.
Fillory'le ilgili komik olan şey, ne zaman gideceğine karar veremezsin.
Ce symbole sur ma main, ce sigil, est apparu pendant que je rêvais de "Fillory".
Elimdeki şey, mühür Ben Fillory'i hayal ederken belirdi.
Chatwin. De "Fillory".
Fillory'den Chatwin.
Et si... et si "Fillory" existe vraiment?
Peki ya... Ya Fillory gerçekse?
Et si ça venait vraiment de "Fillory"?
- Ya gerçek Fillory'den geldiyse?
Il y d'autres mondes, mais "Fillory" est juste une fiction.
Yani dışarıda başka dünyalar var ama Fillory sadece bir kurgu.
Oui, je sais, mais... et si "Fillory" existe?
- Evet biliyorum ama... Ya Fillory gerçekse?
Le livre six de "Fillory and Further".
- Fillory ve Ötesi : Altıncı Kitabı.
Les choses avec "Fillory" sont amusantes comme ça.
Fillory'le ilgili şeyler bu yönden komik.
Est-ce que "Fillory" existe?
- Fillory gerçek mi?
As-tu rêvé de "Fillory", comme un avertissement, avant l'attaque?
Hayal gördün değil mi? Saldırıdan önce bir uyarı gibi Fillory'i gördün.
Ok. "Dans tout Fillory" " un magicien pourrait conduire tous les autres magiciens à la démence.
Tüm Fillory'de bir sihirbaz diğer tüm sihirbazları delirtebilir.
"à son premier jour à Fillory, " il joua aux dames avec une puissante sorcière.
Fillory'e ilk yolcuğunda güçlü bir cadıyla satranç oynadı.
Penny, je crois que tu étais à Fillory.
Penny, sanırım Fillory'deydin.
Tu étais à Fillory.
- Fillory'deydin.
- Tu étais à Fillory..
Fillory'deydin... - Kes!
- Arrête!
- Fillory sadece...
- Fillory n'est... - Tu as vu des animaux?
- Hiç hayvan gördün mü?
- Il n'en a pas à Fillory.
- Fillory'de Hobbit yoktur.
Le dessin, le blason indiquent que t'étais dans un château fillorien.
Çizim, taç senin belli bir Fillory Kalesi'nde olduğun anlamına geliyor.
Je suppose que tu n'as pas voyagé pour prendre des vacances.
Çünkü Fillory'ye planlı bir tatil için gitmediğinden eminim.
Personne n'en sait plus sur Fillory que Quentin.
Kimse Quentin'den fazla Fillory'i bilmiyor.
Tu aimes tellement Fillory, J'espère que tu pourras y aller.
Fillory'i çok seviyorsun umarım oraya gidersin.
Je suppose que j'essaie de me convaincre que Penny se trompe sur Fillory malgré le fait qu'il y soit vraiment allé.
Penny'nin gerçekten orada olmasına rağmen Fillory'le ilgili yanıldığına dair kendimi ikna etmeye çalışıyorum galiba.
Je suis sûre que Fillory t'a apporté beaucoup durant l'enfance.
- Gerçekten üzgünüm. Fillory'nin seni çocukken tükettiğine eminim.
Dis un mot sur Filloy et je te tue.
Fillory hakkında bir kelime et de seni öldüreyim.
Fillory est réel.
- Fillory gerçek.
J'ai prétendu être l'Ambassadeur des Iles extérieures de Fillory.
Fillory Dış Adalar Elçisi gibi takılırdım.
La bête qui nous as attaqué, qui a arraché les yeux du Doyen, on dirait qu'elle vient de Fillory.
Bize saldırıp Dekan'nın gözlerini yerinden çıkartan şey Fillory'den gibi.
Je te donne 20 $ maintenant s'il n'y a pas... Un exemplaire de Fillory dedans.
Eğer içinde bir Fillory kitabı yoksa hemen şimdi 20 dolar vereceğim.
Penny, je pense que tu étais à Fillory.
Penny, sanırım Fillory'deydin.
Et il vient de Fillory, qui est réel.
Ve Fillory'dendi ki o da gerçek.
Contrôler Fillory et toutes les portes qui mènent ici.
Fillory'yi ve oraya çıkan her kapıyı kontrol etmek istiyor.
"Fillory et autres, Livre Six."
"Fillory ve Ötesi, Kitap Altı."
Fillory décide toujours quand laisser les Chatwins partir et décide quand les exclure, parce que Ember et Umber...
Fillory her zaman Chatwinlerin ne zaman gireceğine ve onları ne zaman atacağına karar vermişti... Çünkü Ember ve Umber...
Les dieux jumeaux de Fillory.
Evet, Fillory'nin ikiz tanrıları.
Jane et Martin ont ouvert un placard, et ils sont allés à Fillory.
Jane ve Martin bir dolabı açmış ve Fillory'ye gitmişler.
Fillory l'oubliait tout le temps.
Fillory onu unutup durmuş.
Martin pleurait comme une petite fille que Fillory ne voulait plus de lui, et Jane a dit de patienter et qu'elle trouverait un moyen pour que Martin puisse retourner à Fillory quand il voulait.
Martin Fillory'nin onu istemediği hakında ağlayıp duruyormuş ve Jane de ona beklemesini böylece onun oraya istediği zaman gitmesini sağlayacak bir yol bulacağını söylüyormuş.
OK, j'avais un... livre juste là.
Burada bir not defterim vardı. " Fillory ve Ötesi :
" Il y a toujours une porte pour aller à Fillory
Gerçekten ihtiyacımız olduğunda Fillory'e her zaman bir kapı vardır.