English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Floss

Floss traduction Turc

29 traduction parallèle
- J'en suis sûre. - Et puis tout à coup vient un étranger, qui veut me nettoyer, et tu veux que je lui donne mes avions et tout ce que nous possédons.
Floss Vadisi'ndeki kömür madeni ve taş ocaklarına yapılabilecek bir saldırıya karşın her şeyi hazırladım.
LE MOULIN SUR LA FLOSS
FLOSS NEHRİNDEKİ DEĞİRMEN
Nous avons parlé à Mlle Floss, qui prétend avoir vu ces lumières.
Gezici hava muhabirimiz, böyle bir gözlemde bulunmuş olan Bayan Josie Floss'la konuştu.
Mesdames et Messieurs, Benjamin Floss.
Bayanlar Baylar. Karşınızda Benjamin Floss.
Tu te rappelles le dîner chez les Floss?
Flossların evinde bir yemeğin neler kazandırabileceğini görüyor musun?
Floss Fils.
FlossSon.
Joe, vous connaissiez la victime, Diana Floss, n'est-ce pas?
Joe, kurban Diana Floss'u tanıyordunuz değil mi?
Je dois apprendre le mush, et tu dois apprendre to floss.
Bu konuda birbirimize yardımcı olalaım.
- Silken Floss, y a pas plus belle.
Silken Floss en güzel kadındır.
Comment on rentre sans Silken Floss?
O olmadan eve dönüş yolumuzu nasıl bulacağız?
Silken Floss, y a pas plus belle.
Silken Floss gelmiş geçmiş en güzel kadındır.
Silken Floss, y a pas plus...
Silken Floss gelmiş geçmiş en güzel...
Tue-les tous, Floss, de grâce.
- Hepsini gebert, lütfen. Hepsini gebert gitsin.
Floss... apporte-moi les sacs.
Floss, bana şu torbaları getir.
Floss... l'amphore, s'il te plaît.
Floss bana şu vazoyu kap gel, lütfen.
Eddie Floss.
Eddie Floss.
Nous voudrions parler à Neysa Floss.
Neysa Floss'la görüşecektik.
Edward Floss.
Adı Edward Floss'muş.
Et bien, Votre Honneur, en ce qui concerne l'enquête sur le meurtre d'Eddie Floss...
- Sayın yargıç, Eddie Floss cinayetinde... - İzin mi lazım?
Bonjour. Vous devez être Neysa Floss.
- Neysa Floss olmalısınız.
Je ne suis pas un meurtrier. Et je ne sais certainement rien à propos du meurtre d'Eddie Floss.
Katil falan değilim ben ve kesinlikle de Eddie Floss'ın ölümüyle bir alakam yok.
Aucun des sirops récupérés à l'entrepôt ne correspond à celui retrouvé dans les poumons de Floss. Ils n'ont pas, non plus, trouvé d'ADN.
DNA falan da bulamadılar.
Ok, donc, la femme d'Edward Floss est venue, et elle pleurait à travers son fond de teint.
Edward Floss'un eşi geldi ve öyle bir ağladı ki makyajı aktı.
Oh, tu penses que Floss la battait?
- Floss ona vurdu mu diyorsun yani? - Evet, üstelik bir defa da değil.
- Floss l'a dit.
- Floss öyle dedi.
Oui, bon, il faut lui donner le sploosh.
- Resmen floşş. Evet aslında, benden de bir floşş.
Nous enquêtons sur le meurtre...
Edward Floss cinayetini -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]