Translate.vc / Français → Turc / Folle
Folle traduction Turc
14,815 traduction parallèle
Ta mère serait folle de joie.
- Annen çok sevinir.
C'est la chose la plus folle que je n'ai jamais entendu.
Şimdiye kadar duyduğum en delice şey.
Je suis folle?
Delirmiş miyim?
Et j'ai cette idée folle de réunir notre équipe des Caraïbes.
Ve Karayipler ekibini bir araya getirme gibi çılgınca bir fikrim var.
Puis la fille la plus folle est arrivée.
Ve en çılgın kız ortaya çıktı.
Au début j'ai pensais que je devenais folle.
Ben en başta aklımı kaçırdığımı sandım.
Je savais que je n'étais pas folle.
Deli olmadığımı biliyordum.
Je suis seulement devenu folle quand vous n'écoutiez plus.
Sadece dinlemediğinde sinirlenirim.
Je ne suis pas une personne folle.
- Ben deli değilim.
Je reste ici parce que je n'ai pas d'électricité, mais Becca me rends folle avec "bébé" ceci et "mon ventre rond" cela.
Evde elektrik olmadığı için onlarda kalıyorum ama Becca, yok bebekti, yok göbeği şöyleydi derken delirtecek beni.
Bref, je suis là. Et je suis heureuse de pouvoir vous parler de cette idée folle d'ouvrir la maison au public.
Her neyse, buradayım ve evi açma gibi çılgınca fikirleriniz hakkında konuşma şansını yakaladığıma sevindim.
Je vous veux entourée de gens murmurant "N'est-il pas exquis?". "Vous seriez folle de le repousser".
"Çok sevimli değil mi?" "Onu elinden kaçırırsan, delilik edersin." diyen insanlarla sarmak istiyorum çevreni.
Mais elle est clairement assez folle de lui, quelle que soit, dit-elle.
Ama ne derse desin adam için deli oluyor.
J'étais folle de croire que ça marcherait.
Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmekle delilik ettim.
Je ne crois pas que vous ayez été folle.
Bence delilik değildi.
Bien sûr que je suis désolé aussi, mais cette femme est folle à lier.
Elbette ben de üzgünüm ama kadın kafadan kontaktı.
Donc, je serais quoi... Une tragédie grecque, changée en pierre, folle à lier, mais je vais bien.
O yüzden Yunan trajedilerindeki gibi taşa dönmeliyim ya da delirmeliyim.
Demandez à la maintenance de vérifier, ça me rend folle.
Bakım ekibine baktır çünkü beni deli ediyor.
Parce que je suis folle?
Çünkü ben deliyim?
Tu n'es pas folle.
Sen deli değilsin.
Ce truc où cette folle chirurgie fonctionne, ensuite tu reviens sur la discussion de l'armée,
Bu çılgın ameliyatın işe yaramasından konuşacağız. Sonra ordu konusunu açacaksın.
Je suis ton MC, Han Lee, que la fête folle commence ici avec des blagues sales et provoc
Ben M.C.'niz, Han Lee, komik ve kirli şakalarla bu çılgın partiyi birazdan başlatacağım.
Helen est une folle de l'environnement.
Helen bir "evden çevreci".
Donc maintenant je suis folle?
Yani ben deliyim öyle mi?
- Je ne suis pas folle, Jonas.
- Ben deli değilim Jonas.
Pourquoi tu es une telle garce folle?
Neden böyle delirmiş gibisin?
- Il a été prouvé que les rats qui goutent au sang humain commencent à en avoir une folle envie.
- Bu sıçanların insan kanını bir kere tadınca daha fazlasını istediğini kanıtlıyor.
Tu es folle.
Kafayı yemişsin sen.
Beaucoup de sourires, mais la nouvelle Kepner, Kepner 2.0, elle est folle!
Hem de çok gülümseme ama yenilenen Kepner, Kepner 2.0 delinin teki!
- c'était une mission folle - il est probablement mort.
Aptalca bir görevdi Muhtemelen ölmüştür
Cette vieille folle.
- Eski bir oğlancı.
Je serait une folle je ne l'étais pas.
Korkmamak aptallık olurdu.
Que je n'étais pas folle.
Aptal olmadığımı söyle.
Quand l'autre Osgood est morte, la survivante est devenue folle de chagrin.
Diğer Osgood öldüğünde hayatta kalan, kederinden deliye dönmüştü.
Ou je deviens folle?
Yoksa ben mi deliyim?
T'es folle?
Deli misin sen?
J'ai besoin de prouver que cette femme n'était pas folle. pour que les gens arrêtent de rigoler quand ils entendent les mots "femme scientifique".
İnsanların "kadın bilim adamı" lafını duyduklarında kıkır kıkır gülmemeleri için bu kadının deli olmadığını kanıtlamalıyım.
C'était pour ta putain de folle de petite copine.
O manyak kız arkadaşın yüzündendi.
C'est pas comme si la journée pouvait devenir plus folle, non?
- Daha çılgın olamaz sonuçta, değil mi? - Değil mi?
Elle est folle.
Kafayı yemiş.
Mais je trouve bizarre que ta première réaction soit de me croire folle et de défendre Brad Honeycutt plutôt que de me croire, moi.
Sadece içgüdüsel olarak delirmişim gibi davranman ve bana inanmak yerine Brad Honeycutt'ı savunman tuhaf.
Sans défense, folle.
Çaresiz, çılgın.
Fille folle.
Aptal kız.
Cette fille est complètement folle.
Bu kız kafayı tamamen yemiş.
" Merci de m'avoir fait visiter cette folle maison aujourd'hui.
Neden böyle bir şey yapayım ki? Beth mükemmel biri.
Folle théorie : et si cette machine avait des dispositifs de sécurité?
Kabaca bir teori ama ya bu makinenin bazı emniyet tedbirleri varsa.
Le démon a dû déformer ça pour que j'ai l'air folle.
Şeytan tüm bunları çarpıtarak beni deli gibi göstermiş olmalı.
Eh bien, je ne suis pas folle!
Eh, ben deli değilim!
Tu es folle!
Siz delisiniz!
Vous êtes folle.
Sen delinin tekisin.
Tu es une sorcière folle!
Seni deli cadı!