Translate.vc / Français → Turc / Franky
Franky traduction Turc
410 traduction parallèle
Allô, Franklin?
Alo Franky?
Au Waldorf Astoria, Frankie en train de chanter.
Waldorf-Astoria'da Franky'le şarkı söylerken.
Tu pèses huit livres, petit Frankie Bono.
3 kilo 700 gram. Ufaklığımız Franky Bono.
Quand les cloches sonnent, les poires oublient l'industrie du meurtre et ceux qui en vivent grâce à des gars comme toi, petit Frankie Bono,
Hayır işi bürosu Noel çanlarını çalmaya başladığında bazı enayiler cinayet gibi bir işin de olduğunu unutur. İş adamları da bu fırsatı değerlendirir. Tıpkı Cleveland'dan gelen ufaklık Franky Bono gibi.
Quand on te regarde, Frankie Bono, on voit la mort.
İnsanlar sana baktığında ölümü görür, ufaklık Franky Bono.
Attention! Danger!
Dikkat et Franky, tehlike sinyali.
Gare, Frankie! Garde ta haine pour Troiano.
Dikkatli ol Franky, nefretini Troiano'ya sakla.
Parle-moi de toi. Qu'es-tu devenu?
Bana kendinden bahsetsene Franky.
Allez, Frankie. Raconte.
Hadi ama Franky, anlatsana.
- Pas question! C'est le réveillon!
- Saçmalama Franky, Noel arifesi yahu!
Faut que tu viennes!
- Franky, gelmelisin.
J'ai toujours voulu danser avec toi.
Seninle hep dans etmek istemişimdir, Franky.
Frankie, je te défie pour une course de cacahuètes... avec le nez!
Franky, seni bir başka "burunla fıstık itme düellosu" na davet ediyorum.
Et pourquoi?
Neden, Franky?
N'y pense plus.
Franky, unut gitsin, gerçekten.
Tu es beau garçon. Pourquoi n'es-tu pas marié?
Franky, sen çekici bir adamsın.
Nous verrons, nous verrons.
Görürüz, Franky.
Maîtrise-toi, Frankie.
Çok dikkatli ol, Franky!
Tu es beau garçon. Pourquoi n'es-tu pas marié?
Sen çok çekici bir adamsın Franky, nasıl olur da evlenmezsin?
Je t'ai vu boxer quand j'avais dix ans.
10 yaşımdayken Franky Delcenzo ile maçını izlemiştim.
Téléphone, Frankie.
Sana telefon var, Franky.
Ton meilleur ami c'est Franky la Peur.
En yakın arkadaşının adı. Frankie Fear idi.
Dis, Franky.
Dinle, Frankie.
Oncle Franky, sois raisonnable.
Frankie amca. Gerçekçi ol, dostum.
Oncle Franky...
Frankie amca...
T'as vu ça, Franky?
Şuna bak, Frankie.
Franky.
Frankie.
Ce sera que nous deux, Franky.
Buraya kadar. Anlaşılan sen ve ben, Frankie.
Franky, aide-moi.
Frankie, yardım et.
Oh, Franky...
Ah, Frankie...
Franky, il commence à me gonfler.
Frankie, bu çocuktan emin değilim.
Il est avec Franky...
- Ah, Alex ve Frankie...
Franky, et...
Frankie'yi, ah...
Franky!
Hey, Frankie!
- Franky.
- Frankie.
C'est ce gosse qui te tracasse... ou le retour de Franky?
Bugünü mü düşünüyorsun? Yoksa Frank'in eve dönüşünü mü?
Une cuillère pour tonton Franky.
Frank amcanla paylaş.
J'emmène Franky chez les parents. Je reviens.
Frank'i annemlere götüreceğim.
Pour mes parents, Franky avait raison.
Aileme gelince, Frankie haklıydı.
Attention!
Dikkat et Franky!
Allez, Frankie!
Hadi ama, Franky, Sana ikinci bir şans veriyorum!
Vas-y, Frankie.
Haklarsın onu, Franky.
Merci.
Sağ ol, Franky.
Bois ton café.
Kahveni içsene, Franky.
Ça va, Frankie?
Nasılsın, Franky?
Un dernier meurtre et ce sera fini.
Bir cinayet daha, Franky, sonra kurtuluyorsun.
Je suis vraiment désolée, Frankie.
- Çok üzgünüm, Franky...
Attention, danger!
Dikkatli ol, Franky. Tehlike sinyali.
C'est fait, petit
Buraya kadar, ufaklık Franky Bono.
Franky, regarde ça.
Frankie, şuna bak.
Franky.
Hey, Frankie.