Translate.vc / Français → Turc / Funk
Funk traduction Turc
300 traduction parallèle
Une nouveauté venue tout droit de la capitale funk du monde, Squeeze Me.
Dünyanın funk merkezinden yepyeni bir parça ile veda edelim : Squeeze Me.
Si je mettais une cassette de "funk" à plein tube? On pourrait s'éclater un peu!
Süper bir pop kaseti koyalım ve hep beraber boogie dansı yapalım, ne dersiniz?
Stitch Jones, Comte du Funk.
Çift Dikiş Jones :
Ayatollah des Rock'n'Rollers!
Funk Lordu, Alemin Kralı, Rock and Roll'un Ayetullahı.
De retour d'une tournée au succès terrifiant... le Comte du Funk, le Duc du Cool... l'Ayatollah des Rock'n'Rollers...
Şimdi de, çok başarılı bir turneden yeni dönen... Funk Lordu, Alemin Kralı... Rock'n Roll'un Ayetullahı Çift Dikiş Jones!
Salut, éventuels otages, je suis Stitch Jones, M. Funkadélic!
Selam sevimli rehineler. Ben Çift Dikiş Jones, funk delisi.
Quel "funk"!
Vay be, çok iyiydi.
Mes héros étaient ceux qui avaient échappé à l'usine et quitté Flint. Grand Funk Railroad,
Kahramanlarım daha çok fabrikadan uzak duran ve Flint'ten kurtulan Flint'lilerdi.
Casey Kasem, la femme de Zubin Mehta et celle de Don Knotts. Et le plus célèbre fils de Flint : Bob Eubanks, animateur du jeu télé les Nouveaux mariés.
Grand Funk Railroad grubu Casey Kasem, Zubin Mehta'yla evlenen kadın ve Don Knotts ve belki de Flint'in en ünlü evlâdı, televizyonun ünlü yarışması Aileler Yarışıyor'un sunucusu Bob Eubanks.
"Pop, Top 40, RB, Contemporain urbain, Easy Listening, Funk Love."
"En en iyi 40, kolay dinlenebilir çağdaş şehir funk RB aşkı"
Voilà de la bonne musique funk!
Müziği çal bakalım beyaz çocuk.
Je déteste le funk.
Bu funk'tan nefret ederim.
"Joue cette musique funk, blanc-bec!"
"... Funky müzik çalın, beyaz gagalı! "
Dans Ies années 70 je conduisais Ie car d'un grand orchestre de rock.
Biliyormusun 70'lerde The Grand Funk Railroad grubunun otobüsünü kullanıyordum.
Savion Glover va faire des claquettes sur les airs de Mets du son, mets du funk.
Savion Glover, "Bring In'Da Noise, Bring In'Da Funk"... potporisi yapacak.
Mais c'est Grand Funk Railroad.
Ama Grand Funk Railroad çalıyor.
Vous connaissez Grand Funk?
Grand Funk biliyorsunuz, değil mi?
Personne ne connaît le groupe Grand Funk?
Kimse Grand Funk'ı bilmiyor mu?
Pour en savoir plus sur Grand Funk, allez à la bibliothèque de l'école.
Grand Funk hakkında daha fazla bilgi için okul kütüphanenize başvurun.
Grand Funk Railroad était le précurseur de Jefferson Airplane, qui a inspiré Jefferson Starship.
Jefferson uzay gemisi için Jefferson Havalimanına asfalt döşedi Grand Funk Raildroad.
Désormais, je ne trouve qu'une demi-heure par semaine pour rentrer dans le funk.
Şimdi ise haftada yarım saatimi ayırabilsem kendimi şanslı hissediyorum.
- Mais je danse aussi le funk.
- Ama "funky" tavuk var.
Vous pouvez vérifier.
Gidip Funk Wagnalls ansiklopedisen bakın.
- Il ajoute un peu de funk, de disco, et toi tu chantes comme tu sais si bien le faire.
Biraz funk ve disko katsın. O zaman acayip güzel söylersin.
Nous faisons du blues, du jazz, du funk du rhythm and blues, de la soul, et aussi du rock, de la pop, de la country, du heavy metal, du hip-hop, du rap, de l'opérette, et des airs de comédie musicale.
Blues, rhythm and blues... caz, funk, soul yaparız... rock, pop, country, heavy metal, hip-hop, rap, Motown, operet ve... müzikal şarkılarını da kıvırırız.
C'est moins dur d'avoir trois bébés qui font du trampoline sur ta vessie.
Bunu dinlemek mesanemde bebeklerin "Bring In Da Funk" çalmasından daha zor zaten!
Pour mon prochain tour, je transforme l'eau en musique funk!
Peki millet. Bir sonraki mucizemde suyu diskoya çevireceğim!
Tu m'as coupé en plein funk.
Funk dansımı yarıda kestin.
Combien de funk dans votre poulet?
Tavuğun ne kadar korkak?
Homer, la plupart sont des chansons de Grand Funk Railroad.
Bekle bir dakika, Homer! Bunlardan birçoğu, Grand Funk Railroad şarkısı!
Grâce à ma nouvelle carte son, j'ai le funk dans la tôle.
Eğlence kartımı yeni güncelledim.
Sympa. La dernière fois qu'on s'est vu, t'as dit que t'aurais aimé que je sois ton père et tu m'as serré dans tes bras pendant tout la durée du mix Acid Funk de Higher State of Consciousness de John Wink.
Seni son gördüğümde eğer senin kızın olmuş olsaydım çok iyi olacağını ve bana Josh Wink'in Higher State of Consciousness'i boyunca sarılacağını söyledin.
On va boire, ça suffit les conneries,
# # we're gonna make drinks and punch # # no fakin'the funk #
Le Maître du funk.
Funk ustası.
- Calmos, visage pâle du funk.
- Dur bakalım havalı beyaz çocuk.
le funk!
Yani funk.
On funke pas sans ligne de basse!
Bas olmadan funk yapamayız.
Mesdames et messieurs... Suburban Funk!
Bayanlar, baylar Suburban Funk!
C'est l'hédonisme, c'est les shorts, c'est le funk, - c'est le bronzage. - Putain, c'est froid.
Bu hedonizm..... bu funk bu seksi, soğuk.
Du nom de Heinrich Christian Funk, qui inventa aussi la dance disco.
Heinrich Christian Funck, ayrıca disko yu da o icat etmişti.
We need the funk.
[[ Funk a ihtiyacımız var ]] - Funk a ihtiyacımız var.
Say!
[[ Funk a sahip olmalıyız ]] - Söyle!
Des espèces d'épines sont sorties du dos de Raw, le batteur... et ils ont commencé à jouer de la musique industrielle, pseudo-funk.
Ve baterist Raw'ın sırtından birdenbire o dikenli şey filizlendi ve endustriyel müziğin ötesinde bu trash-noise funk müziğini yapmaya başladılar.
La danse du singe a encore sévi.
Galiba dün akşam kasık bağımı incittim. Funk maymunu bir kurban daha aldı.
J'ai des places pour une comédie musicale.
"Bring in'Da Noise, Bring in'Da Funk"'a biletim var.
Cyn et moi allons... groover sur des tubes funk toute la nuit, okay poupée?
Ben ve Cynthia gelemeyiz. Bu akşam birbirimizi baştan çıkaracağız, değil mi?
Et des billets pour Du bruit et de la funk.
Ve biletler de Ses Getirmek, Korku Getirmek.
Le Comte du Funk...
Funk Lordu...
Hendrix. Clapton. Les Allman Brothers.
Hendrix, Clapton, Allman Brothers, Zeppelin, Tull Bto, Stones, Grand Funk Railroad James Gang, T. Rex, Mc5, Skynyrd Lesley West, Blackmore, The Who...
LE FUNK COMME AUTO-DÉFENSE
Tamam.
Si tu veux te la faire, prends plutôt ma cassette "Super Funk".
Hayır, unut yüzüğü.