Translate.vc / Français → Turc / Féminine
Féminine traduction Turc
1,209 traduction parallèle
Plusieurs records d'haltérophilie féminine.
Kadınlarda ağırlık kaldırmada bir iki derecesi var.
- Très féminine.
- Hayır. Çok kadınsı.
On a pensé que vous seriez plus attentif à une voix féminine.
Bayan sesine daha çok ilgi göstereceğini düşündüm.
Je regarderai jamais de match de boxe féminine.
Neyse ki numaralı bilet sipariş etmemişiz.
C'est une voix féminine.
Bir bir kadın.
Amy est une fille charmante, elle est féminine, douce, séduisante.
Amy çok tatlı bir kız, kadınsı.. hassas, çekici.
Vous voyez, Steed. La touche féminine.
Gördünüz mü Steed... bir kadının yetenekleri...
- Pas assez féminine?
- Sanki kadınsı değil?
Il raconte toujours cette histoire... pour susciter la compassion et se présenter... comme une victime de la duplicité féminine.
Bu hikâyeyi, sempatik olmak ve kadınların saldırganlığına ve iki yüzlülüğüne uğradığı konusunda kendisini haklı çıkarmak için sürekli anlatır durur.
Je ne parle jamais affaires en présence... de la gent féminine.
Kusura bakmayın Lefevre ama ben asla kadınların önünde iş görüşmesi yapmam. Böyle bir adetim yoktur benim.
" Si l'homme s'ouvre à la femme, elle lui dévoile le secret de la dualité féminine.
" Eşi bir kadını anlamağa çalışırsa, kadın ona kadınsı ikiliğin tüm sırlarını açıklar.
Essaye d'être féminine de temps en temps!
çocuğum, biraz kız gibi davran.
Il n'y a rien de mal à être féminine de temps en temps.
normal bir kız gibi davranamaz mısın.
Et si ce que tu dis est vrai, si toute la population féminine est touchée...
Söylediklerin doğruysa ve bütün kadın nüfusu bundan etkilenmişse...
Une recette d'une revue féminine.
tarifi bir dergiden aldım.
Il ne se transmet que par la lignée féminine.
Kadınlardan birbirine geçiyor.
Notre client n'est intéressé que par la figure féminine.
Müşteri sadece diğerini istedi.
Pendant la grossesse, le tissu fœtal a résisté à la testostérone et les organes génitaux ont pris l'apparence féminine.
Ancak gelişme sürecinde, fetüs, testestorana direnmiş ve... ... dış cinsel organları dişi olarak gelişmiş.
Beaucoup de gent féminine.
Esaslı karılar.
Il y a l'intuition féminine et il y a les faits.
Marge, kadın sezgileri vardır ve gerçekler vardır.
Intuition féminine.
Kadınların altıncı hissi.
Ça la rend très féminine, pour changer, pas vrai? Quoi?
Aslında, ilk defa kadınsı görünüyor.
la cuisine Thaïïlandaise, " " la littérature féminine, la musique de filles en colère, tendance rock alternatif ".
"Tayland yemeği, feminist yazıları ve bağımsız Rock müziği yapan öfkeli kız müzikleri."
Tu as vu "La mystique féminine"?
Affedersin. Kadınlığın Gizemi kitabı hangi rafta?
LA mystique féminine
Kadınlığın Gizemi
Au Moyen Âge... on a découvert l'anatomie féminine... par les autopsies... et les exécutions.
Orta Çağda kadın anatomisi hakkında otopsi ve idam yoluyla bilgi edinilirdi.
l'anatomie féminine.
İşte bu... Bir kadın...
Comme une fille féminine?
Kız-kız gibi?
Comment une fille aussi féminine et sensible que vous peut faire un travail d'homme?
Senin gibi kadınsı ve duygusal biri erkek giysileri yapabilir mi?
Le meilleur des deux mondes, une combinaison de la beauté féminine et du pouvoir masculin.
İki dünyanın en iyileri, dişisel güzellik ve erkeksi güç.
Et qui a laissé couler ses bougies sur mon autel de la force féminine? C'est très bien.
Ayrıca, güç sunağımın üstüne her yere damlayan o kokulu mumları kim bıraktı?
Il fallait une touche féminine.
Bir kadın elinin değmesi gerek.
Longtemps, l'hystérie a été la maladie féminine la plus diagnostiquée.
1952'ye kadar histeri kadınlar arasındaki en yaygın hastalıktı.
Mon intuition féminine se réveille.
Homie, kadınsı içgüdüm beni uyarıyor.
L'entraîneur... de l'équipe de foot féminine... a accepté un poste à Rhode Island...
Rhode Island Koçu Bağladı. Verbum Dei kız futbol takımının koçu Don Hauser Rhode Island Üniversitesi'nde görev alacak.
Tous les voisins ont été choqués... d'apprendre l'inculpation de Donald Hauser... entraîneur de l'équipe féminine de foot du lycée.
Verbum Dei Lisesi kız futbol takımı koçu Hauser aleyhine yapılan suçlamalar meslektaşlarını ve komşularını şoka uğrattı.
Désolée, chérie. je suppose que tu n'étais simplement pas assez féminine pour lui.
- Üzgünüm, tatlım. Sanırım kadınlığın ona yetmedi.
La touche féminine sécurise le consommateur
- Kadın olması daha iyi. İnsanları etkiliyor.
110 000ème étage. Lingerie féminine.
Bing. 110.000. kat, bayan iç çamaşırı.
Si votre émotivité féminine ne vous cause pas de problème...
Eğer bir kadın olarak zor gelecekse...
L'intuition féminine, bien entendu.
Kadınsı içgüdüler.
- C'est gagné! Allons voir la finale féminine.
Şimdi de bayanlar finaline bakalım.
La finale féminine...
Bayanlar finali.
L'intuition féminine.
Kadın sezgisi.
Et Cynthia apparut. Un vrai dessert. La crème brûlée de la gent féminine.
Ve birde Cynthia Dessert vardı, kadınlığın idol'ü.
La touche féminine surpasse la supériorité masculine!
Kadının fendi erkeği yendi!
Et féminine.
Ve kadınsı.
J'ai été assez en phase avec ma part féminine.
Bekle, çekmeceyi folyoyla kaplayacaktık. Evet, ama feminen tarafımla zaten yeterince ilgilendiğimi sanıyorum.
Disons que c'est ce qu'on appelle l'intuition féminine.
Bilirsin işte. Kadınlar böyle şeyleri hisseder.
Bien fait pour l'intuition féminine.
İşte, huysuz kadınların sonu.
Mon intuition féminine.
Kadınlık içgüdülerim.