English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Gallery

Gallery traduction Turc

91 traduction parallèle
La collection Meister, que la France et l'Angleterre guignaient!
Bu, Louvre ve National Gallery'nin istediği Meister koleksiyonu.
Et la galerie Edward de San Francisco veut exposer tes toiles.
Dahası var. The Edward Gallery çalışmalarını sergilemek istiyor.
Les tableaux de la National Gallery ont, à la quasi unanimité, décidé de continuer la grève ayant vidé les cadres cette semaine.
Ulusal Galeri tabloları bir haftadır çerçeveleri boşaltan grevi sürdürmeye oybirliğiyle karar verdi.
Upstairs Gallery...
İyi günler, Upstairs Sergievi.
Tu es la National Gallery, Garbo et Camembert
İçkini tazeleyeyim. Gerek yok, gerçekten gerek yok!
Des inconnus que j'ai rencontrés à la National Gallery.
Onlar Ulusal Galeri'de tanıştığım tamamen yabancı insanlar.
A la National Gallery.
- Ulusal Galeri'de.
Et ceux-ci sont réservés à la galerie Winwood.
Ve bunlarda Winwood Gallery'e sevk edilecekler.
Yoko exposait à l'Indica Gallery, à Londres.
Yoko'nun, Londra'daki lndica Galeri'de bir sergisi vardı.
– Certainement. Comment vous avez su pour la Royal Gallery?
- Efendim, birisinin Kraliyet Galerisi'ne tünel kazdığını nasıl bildiniz?
Oui, on a quelques problèmes avec l'affaire de la Royal Gallery.
Evet, çocuklar. Bir problem vardı. Kraliyet galerisindeki sızmayla alakalı.
"Vous êtes invité au vernissage de tableaux contemporains " récemment acquis par la galerie Farrington. "
"Farringdon Gallery'deki yeni çağdaş Avrupa tablolarının önizlemesine davetlisiniz."
? Euh... Avez-vous apprécié autant que moi ce merveilleux tableau de la National Gallery, intitulé intérieur de Sac, de l'Atelier des Hérissons Daltoniens de Sienne?
Evet, Sienna renk körü kirpi atelyesince yapılan ve Bag Interior milli portre galerisindeki müthiş resimden en az benim kadar hoşlandınız mı, diye merak ediyorum da.
Il vient d'acheter la Galerie Rommel.
Berlin'deki Rommel Gallery'i satın aldı.
Ce sont des jeunes. - La Galerie Rommel?
Rommel Gallery demek, ha?
- Oui, à Berlin.
- Evet, Berlin Rommel Gallery.
A Londres, il commanda des vêtements, ils allèrent à la National Gallery et parfois au théâtre.
Archer Londra'da kıyafetlerini ısmarladı ve müzeye gittiler. Bazen de tiyatroya.
A Londres, nous n'avons eu qu'une journée à la National Gallery.
Londra'dayken müzeyi yalnız bir gün gezebildik.
Dans Night Gallery... un type met un perce-oreille dans l'oreille d'un autre...
Night Galerisi dizisindeki adamın kulağakaçanı vardı.
Je ne veux seulement pas toujours aller à la Bender Gallery.
Bender galerisinde sonsuza dek ezik kalmak istemiyorum anladın mı?
Royal National Gallery, Londres
Ulusal Kraliyet Müzesi Londra
David, j'ai une lettre de la National Gallery, proposant un certain Bean pour la représenter.
Ulusal Kraliyet Müzesi, onları temsil etmek için Bean adında bir adamı tevsiye ediyorlar.
C'est le grand spécialiste de la National Gallery.
Bu adam Ulusal Kraliyet Müzesi'nin en iyi adamı.
Mesdames et messieurs, Dr Bean de la National Gallery.
Bayanlar baylar, İngiltere Ulusal Müzesinden Dr. Bean.
La National Gallery sauve les œuvres d'art.
Ulusal Galerinin bütün sanat eserlerini topladığını biliyor musun?
L'accrocher bien en vue à la National Gallery ou ailleurs.
Ulusal Galeri ya da öyle bir yerde çerçevelenip asılmalı.
Ils jouent à la CB's Gallery ce soir, à 1 h.
- Harikadırlar. Ve CB Gallery'de çıkacaklar bu gece, sabah 1'de.
Je viens bientôt faire une exposition à la Circle Gallery.
Circle Gallery'de bir sergim açılacak.
Pouvez-vous nous dire où prendre le bus pour Tate Gallery?
Tate Galeri'sine gidecek otobüsü nerede bulabiliriz acaba?
- Tate Gallery?
Tate Galeri'si mi?
John Smythe, propriétaire de la Hobbs End Photo Gallery à Londres.
John Smythe. Londra'daki Hobbes End fotoğraf galerisinin sahibi.
Je dois faire une installation à la galerie Reinhardt.
Reinhardt Gallery'den çağrıldım.
Non, je sais! Je ferai ajouter une aile à la National Gallery.
Ulusal Müze'nin yanına, kendi adımı taşıyan bir ek bina yaptırırım.
Gallery.
Hepsi bir arada.
Elle vient de la Galerie nationale?
National Gallery'den mi alındı?
En fait, c'est la Galerie nationale qui a une copie.
Aslında, National Gallery'deki kopyadır.
On ne visite la Gates Gallery que sur rendez-vous.
Ama Gates koleksiyonu randevuyla gezilebilir.
Il leur dira qu'un Mondrian a été volé à la Gates Gallery.
Gates galerisinden bir Mondrian'ın çalındığını söyleyecek.
Non, j'ai littéralement dupliqué une page du catalogue de "Z Gallery".
Hayır.Aslında "Z Gallery" dergisindeki bir sayfanın aynısını dekore ettim.
National Gallery.
Ulusal Müze.
Bonjour et bienvenue dans la grande institution qu'est la National Gallery, à Londres même où nous somme fiers de vous accueillir pour la grande finale du tournoi des écoles.
Londra'dan Ulusal Sanat Galerisi'nden merhabalar ve hoş geldiniz. Sizi burada Okullar Arası meydan okumanın finalinde konuk etmekten gurur duyuyoruz.
Un rebondissement exceptionnel, la peinture inestimable qui avait été volée la nuit dernière à la National Gallery a été retrouvée.
Garip bir şekilde, Ulusal Galeriden dün gece çalınan paha biçilemez sanat eseri bulundu.
Allons en direct à l'école de St Trinian où notre reporter Denise Stephenson se trouve aux cotés du conservateur de la National Gallery pour leur remettre une récompense.
Şimdi St Trinian'a bağlanıyoruz. Denise Stephenson hattımızda Ulusal Galeri'nin yetkilileri ile kızlara ödüllerini vermek için bekliyor.
J'aimerais rencontrer Herzog et de Meuron, les auteurs de la Tate Gallery.
Londra'ya Herzog ve De Meuron'u görmeye gitmek istiyorum. - Kimi? - Yeni Tate Galerisini dizayn ettiler.
La Tate Gallery?
Tate Galerisi mi?
Ou le Musée de l'Espace et la National Gallery...
Ayrıca Uzay Müzesi ve Ulusal Galeri var.
Salut, tout le monde.
Herkese merhaba. Grubumuzun adı Chart Gallery.
La ministre de la Culture s'est déclarée "profondément déçue" par la vente aux Russes hier d'un autoportrait de Rembrandt prêté à la National Gallery depuis 1956.
Kültür Medya ve Spor Bakanı Rembrandt otoportresinin Rus alıcıya satılmasını büyük bir hayal kırıklığıyla karşıladı. Portre 1953'ten beri Ulusal Galeri'de sergileniyordu.
Je veux aller à la Amanda Sloan Gallery.
Ben Amanda Sloane galerimi istiyorum artık.
De la galerie Reinhardt.
Reinhardt Gallery.
Louvre Junior, La Galerie de la Nuit. Rien de définitif.
Night Gallery, henüz netleşmedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]