Translate.vc / Français → Turc / Gatsby
Gatsby traduction Turc
256 traduction parallèle
Je n'y connais personne.
- Ben kimseyi tanımam. - Gatsby'yi tanıyorsundur.
- Pas même Gatsby? - C'est mon voisin.
- Kendisi komşumdur.
Quel Gatsby?
Hangi Gatsby? Hadi, Daisy.
Seul mon voisin Gatsby était exclu de ma réaction.
Bu tavrım, bir tek komşum Gatsby için geçerli değildir.
Gatsby qui représentait tout ce que je méprise, car Gatsby, à la fin, se révéla très bien.
Hayatta hoşlanmadığım her şeyi temsil etse de, Gatsby'nin kendisi hoşlanmadıklarım arasında değildi.
Une fois par quinzaine arrivaient des traiteurs avec d'immenses bâches et assez de lumières pour transformer le parc en arbre de Noël.
En az iki haftada bir, parti şirketinden bir ordu, yüzlerce metrelik bir çadır tentesi ve bir sürü renkli ışıkla Gatsby'nin bahçesine gelirdi.
On venait. On montait dans des autos qui allaient à Long Island et on se retrouvait chez Gatsby. La simplicité de cœur était la carte d'invitation.
Diğerleri otomobilleriyle Long Island'a gelip, kendilerini her nasılsa Gatsby'nin kapısında, girebilmenin tek koşulunun basitlik olmak olduğu bu partilerde bulurlardı.
Chez un dénommé Gatsby.
Gatsby adında bir adamın evindeydi.
M. Gatsby serait honoré si vous vouliez assister à sa réception.
Bay Gatsby, sizi partisinde görmekten onur duyar.
- Gatsby, bien sûr.
- Gatsby, tabi ki.
- Gatsby.
- Gatsby.
M. Gatsby m'a fait porter une invitation tantôt.
Bay Gatsby, bir adamıyla davetiye gönderdi.
Comment allez-vous, mon vieux?
Nasılsın, yaşlı tilki? Ben Gatsby.
Major J. Gatsby, pour son courage exceptionnel.
"Binbaşı Jay Gatsby'ye, kahramanlıklarından dolayı."
Gatsby.
Gatsby...
II y a longtemps que vous connaissez Gatsby?
Uzun zamandır tanıyor musun onu?
M. Gatsby, M. Buchanan.
- Bu Bay Gatsby. Bay Buchanan.
J'ai déjeuné avec M. Gatsby.
Bay Gatsby'le öğlen yemeği yiyorduk.
Mais veut-elle voir Gatsby?
Ama o Gatsby'yi görmek istiyor mu?
- Oui? - M. Gatsby m'envoie tondre l'herbe.
Bay Gatsby beni çimleri biçmem için gönderdi.
- De la part de M. Gatsby.
- Bay Gatsby'den.
Daisy, voici mon voisin, M. Gatsby.
Daisy, seni komşum Bay Jay Gatbsy ile tanıştırayım.
M. Gatsby, ma cousine Daisy.
- Bay Gatsby, bu kuzenim Daisy.
Mon jeune et doux lieutenant Jay Gatsby.
Benim genç ve tatlı teğmenim, Jay Gatsby!
Parce que... les filles riches n'épousent pas les garçons pauvres, Jay Gatsby.
Çünkü zengin kızlar fakir erkeklerle evlenmezler, Jay Gatsby.
Il fréquente beaucoup ce Gatsby.
- Son zamanlarda Gatsby'le pek yakın.
Jay Gatsby, je suis si heureuse de vous voir.
Jay Gatsby. Sizi gördüğüme sevindim.
Elle était avec Gatsby et d'autres... Dis-moi.
- Gatsby ve bir grup insanla birlikteydi.
Pas Gatsby!
- Gatsby onlardan değil. - İnanmam...
- Pas Beluga, Gatsby.
- Hayır, Beluga değil.
M. Gatsby.
- Bay Gatsby?
Si vous voulez en savoir plus, demandez donc à M. Gatsby.
Öğrenmek istediklerini neden Bay Gatsby'ye sormuyorsun?
Quand la curiosité au sujet de Gatsby atteignit son paroxysme un samedi soir, les lumières restèrent éteintes.
Gatsby hakkındaki merak doruğa ulaştığı sırada, bir Cumartesi gecesi evinin ışıkları yanmadı.
M. Gatsby, il paraît que vous êtes un Oxfordien.
Bay Gatsby, duyduğuma göre Oxford'luymuşsunuz.
Je vais m'asseoir ici... pour écouter ce que M. Gatsby a à me dire.
Tam şuraya oturup, Bay Gatsby'nin söyleyeceklerini dinleyeceğim.
Pendant le reste du jour, ce fut un constant défilé de policiers, photographes, journalistes, chez Gatsby.
Günün geri kalanını, polisler, fotoğrafçılar ve gazetecilerin,
Une corde à la porte maintenait les curieux mais les gosses comprirent vite qu'ils pouvaient passer par ma cour.
Gatsby'nin evine akını olarak hatırlayacağım. Meraklıları uzak tutmak için polis ana kapıya kordon germiş, nöbet tutuyordu. Ama çocuklar, benim bahçeden de girildiğini keşfetmişlerdi.
J'ignorais où vous trouver, M. Gatsby.
Size nasıl ulaşacağımı bilmiyordum, Bay Gatsby.
J'ignorais vos intentions, M. Gatsby.
Ne isteyeceğinizi bilmiyordum, Bay Gatsby.
Gatsby a eu ce qu'il cherchait.
Gatsby mezarını kendi kazdı.
Je pensais à Gatsby quand il vit la lumière du ponton de Daisy.
Daisyler'in rıhtımındaki yeşil ışığı ilk gördüğünde, Gatsby'nin hissettiği hayranlık geldi aklıma.
Bonjour, Mlle Gatsby.
Günaydın Bayan Gatsby.
Bonjour, Mlle Gatsby.
Tünaydın Bayan Gatsby.
Aujourd'hui nous allons parler... de "Gatsby le Magnifique" de Fitzgerald.
Bugün F. Scott Fitzgerald'ın "The Great Gatsby" kitabına bakacağız.
Comment caractériseriez-vous Gatsby le Magnifique, M. Melon?
Bay Melon, "The Great Gatsby" yi nasıl nitelendirirsiniz?
Eh bien, Gatsby le Magnifique était... magnifique.
Pekala, "The Great Gatsby", o mükemmeldi.
N'oubliez pas : 4 chapitres de "Gatsby le magnifique", pour lundi.
Unutmayın, pazartesiye Muhteşem Gatsby'nin ilk dört bölümü okunacak.
Quant aux privilégiés, ils tenaient leur "Gatsby party" annuelle dans la maison d'une famille fondatrice de GM.
Bu arada Flint'in daha şanslı insanları GM'in kurucularının birinin evinde yıllık Gatspy partilerini verdiler.
T'as fait un super boulot sur le haut Gatsby.
Sütyeni üst olarak kullandığın katalog çok iyiydi. Ortalığı karıştırdı.
Qui donc est ce Gatsby?
Söyle, kim bu Gatsby denen adam?
On serait comme les Gatsby.
Gatsby'ler gibi olabiliriz.