Translate.vc / Français → Turc / Genevieve
Genevieve traduction Turc
234 traduction parallèle
À quoi penses-tu, Geneviève?
- Sen.. Sen ne düşünüyorsun Genevieve?
- Vous partez, Geneviève?
- Gidiyor musun Genevieve?
J'ai perdu Geneviève il y a 24 ans... mais tous nos moments de bonheur sont gravés dans ma mémoire... et vous pouvez bénéficier de mon expérience.
Genevieve öleli 24 yıl oldu ancak tüm mutlu anılarımızı pek çok kez gözümde canlandırdım. Tecrübelerim, tamamen emrindedir Bertram
Geneviève était peintre.
Genevieve suluboya ressamıydı.
Et Geneviève a peint des hirondelles... sur les murs de notre salon.
Genevieve ise oturma odamızın duvarlarına kırlangıçların uçuşunu resmetti.
Geneviève était blonde.
Genevieve sarışındı.
Oh, Geneviève
Ah Genevieve, tatlı Genevieve...
Comme sainte Geneviève, je défends Paris contre Attila.
Aziz Genevieve gibi Paris'i koruyorum. - Ne?
Genevieve Linden.
Artık Genevieve Linden.
Je vous présente Mlle Genevieve Linden.
Sizi, Bayan Genevieve Linden ile tanıştırayım.
Ce n'est pas tous les jours, qu'on a Genevieve Linden du Metropolitan.
Tabii ki, her gün görmüyoruz Metropolitan'dan Genevieve Linden'i.
La vedette, Genevieve Linden et une chorale de 30 voix.
Genevieve Linden ve 30 sesli bir koro.
- Bonjour, Genevieve.
- Merhaba Genevieve.
Vous voyez Genevieve me demander de me priver d'une agréable petite partie de cartes?
Genevieve'in bana kendimi güzel, arkadaşça küçük bir kart oyunundan alıkoymamı sorduğunu düşünsene.
Tu ne t'occupes pas tellement de ta petite Genevieve, hein?
Küçük Genevieve'e pek fazla kulak vermiyorsun değil mi?
Je ne sais pas si vous y avez pensé, mais de simples retouches suffiraient à différencier nos robes, Geneviève.
Aslında, aklınıza geldi mi bilmiyorum ama küçük bir değişiklikle ikisi çok farklı hale gelebilir. Siz ne dersiniz Genevieve?
Je peux vous appeler ainsi?
Genevieve diyebilir miyim?
Tu peux rapporter de la monnaie à Genevieve?
Genevieve'e biraz bozuk para götürür müsünüz?
Je disais juste bonjour à Genevieve.
Gel, Genevieve'e merhaba de.
Genevieve aura bien quelque chose.
Genevieve'de vardır. Midem hiç iyi değil.
Le café à Genevieve.
Genevieve'e, kafeteryayı bırakmış.
Je suis désolé, ma chère Geneviève... j'ai là quatre notes de lecture.
Üzgünüm Genevieve ama kitapla ilgili dört raporum var.
Oh, mon Dieu...
Genevieve!
ma chère Genevieve et moi allons nous marier.
Sevgili Genevive ile yakında evleniyoruz.
Oui, les iris conviendront à nouveau pour ma Genevieve.
Bence bu süsenler çok güzel. Sevgili Genevive'ime.
Geneviève a demandé le divorce.
Genevieve benden boşanıyor.
Genevieve.
Genevieve.
Je n'ai pas revu Geneviève depuis ma condamnation.
- Genevieve'i yaklaşık, bir aydır görmedim.
- Genevieve a laissé un mot?
Genevieve mektup bırakmış mı?
C'est de Genevieve.
Genevieve'den.
Genevieve et moi, on avait tout en commun...
Genevieve'le benim her şeyimiz ortaktı ta ki...
Ca parle surtout de la directrice du foyer, Genevieve Holt.
Genelde evin yöneticisi Genevieve Holt'dan bahsediliyor.
Ses parents ont pris le cadet, Harry, avec eux à San Diego.
Ve Genevieve'nin ailesi de Harry'yi San Diego'ya beraberlerinde götürdüler.
Les parents de Genevieve ont passé la semaine chez nous.
Genevieve'nin ailesi geçen haftadan beri bizimle beraber kalıyorlar.
Geneviève.
Genevieve.
Il y avait d'autres chercheurs du trésor en Chine, Geneviève.
Çin'de başka define avcıları da vardı, Genevieve.
Fais très attention, Geneviève.
Ayağını denk al Genevieve.
Geneviève Teague pense que tu as l'élément manquant.
Genevieve Teague, kayıp element sende sanıyor.
Pourquoi se servir de Geneviève?
Genevieve Teague'le niye tehdit ediyorsun?
Toutes mes visites ne méritent-elles pas d'être fêtées?
Her ziyaretim kutlama vesilesi değil mi, Genevieve?
L'Élément, Geneviève, où est-il?
Element, Genevieve nerede?
Genevieve Teague était une femme puissante, mariée à un avocat extrêmement puissant.
Genevieve Teague, güçlü bir kadındı. Güçlü bir avukatla evliydi.
Voici Genevieve.
Bu Genevieve.
- Bonjour, Mme Emery, bonjour, Mlle Geneviève.
Merhaba Bayan Emery. Merhaba Bayan Geneviéve.
Geneviève est grande et m'aide de son mieux. Elle n'est pas en cause.
Geneviéve elinden geldiğince yardım ediyor ama ihtiyacımız çok fazla.
- J'ai hésité longtemps, et Geneviève, qui est la sagesse et la raison même, m'a décidée.
Uzun zamandır tereddüt ediyordum... derken sağduyu ve bilgelik yandaşım Geneviéve... beni ikna etti.
Vois-tu, Geneviève, si le magasin marchait mieux, je serais la plus heureuse des femmes.
Görüyorsun Geneviéve, dükkan güzel işledikçe, dünyanın en mutlu kadını oluveriyorum.
Qu'est-ce que tu as, Geneviève?
Sorunun nedir, Geneviéve? bir şeyim yok, sadece yorgunum.
A mon retour, Geneviève me donnera elle-même sa réponse.
Geneviéve cevabını döndüğümde verebilir.
Geneviève est malade.
- Genevieve hasta!
Geneviève, qu'est-ce que t'en fais?
Peki ya Genevieve, onu ne yapıyorsun?