Translate.vc / Français → Turc / Geographic
Geographic traduction Turc
140 traduction parallèle
J'ai une réunion importante à l'Institut géographique.
- Evet. Evet. Geographic Society'e çok önemli bir toplantıya gidiyordum.
L'Institut géographique tient à la ponctualité.
Gidebilir miyim? - Gitmeli misin? Geographic Society, dakiklikte ısrar ediyor.
J'ai été nominé pour être membre de la National Geographic Society.
Ulusal Coğrafya Birliğine üyelik için aday gösterildim.
- Pour la Revue de Géographie.
- The National Geographic dergisi için.
Seulement d'après ce que j'ai lu dans le National Geographic.
Dergilerde okuduğum kadarıyla.
J'ai lu sur eux dans "National Geographic"... chez le Dr Sheldrake.
Dr. Sheldrake'in ofisindeki "National Geographic" de onlar hakkında yazılanları okudum.
Comme ces gloutons dont ils parlent dans le National Geographic.
Tıpkı National Geographic'te okuduğum iğrenç porsuklar gibi.
J'ai vu un truc à la télé sur les lions et les tigres...
National Geographic'te aslanlar ve kaplanlarla ilgili bir yazı vardı.
On parlerait de vous dans le National Geographic.
Adın National Geographic'te çıksın istiyorsun.
Je suis prêt à parier que cette caisse est pleine de National Geographics ou d'anciens numéros du Reader's Digest.
Bahse varım şu kasa ağzına kadar... National Geographic veya Reader's Digest'in eski sayılarıyla doludur.
C'est National Geographic.
Bu National Geographic'ten. National Geographic'ten.
- Où, dans le National Geographic?
- National Geographic dergisinde falan mı?
J'ai vu une photo dans le National Geographic.
National Geographic dergisinde bir resim görmüştüm.
Je l'ai lu dans le National Geographic.
- "National Geographic" te okudum.
Ils croiront peut-être qu'on est de "National Geographic."
Belki de bizim "National Geographic" ten geldiğimizi düşünürler.
Tu sais combien National Geographic est prêt à payer une photo du Masque du Illehkam?
National Geographic şu Illehkam maskesini fotoğrafına ne kadar para verecek biliyor musun?
Et envoyez des articles à la National Geographic.
National Geographic dergisine yazı için malzeme toparlaman gerekiyor.
Si vous croyez que National Geographic... va vous payer sèche-cheveux et vernis à ongles, erreur!
Bn Fossey, National Geographic'in fön makineniz için para ödeyeceğini sanıyorsanız, aldanıyorsunuz.
La National Geographic a approuvé un nouveau financement. J'ai fait prolonger votre permis de travail.
National Geographic yeni bir sermaye onayladı ve çalışma izniniz uzatıldı.
Bob Campbell, National Geographic.
- Bob Campbell, National Geographic.
National Geographic veut des clichés.
National Geographic resim istiyor.
Vous avez vu des salles d'attente sans National Geographic?
Muayenehanesinde National Geographic olmayan bir doktor gördünüz mü?
C'est de "Geographic".
Bu Geographic dergisinden.
Dans le National Geographic, ouais!
Hayır, National Geographic.
M. Masuto était très impressionné. Oui. Je l'ai piqué d'un National Geographic spécial Islande.
National Geographic'in İzlanda özel programında görmüştüm.
Je me demande ce que font ces cultures où tout le monde est nu.
National Geographic'te çıkan herkesin çıplak olduğu kültürlere ne demeli.
National Geographic.
"National Geographic."
National Geographic, Reader's Digest, histoires d'amour.
National Geographic'ler okuyucu özetlenmiş kitapları ve Louis L'Amour.
Une émission genre National Geographic?
Yani bir National Geographic programı gibi, ama insanlar üzerine.
Il dit que si jamais maman a besoin de lui, elle peut le joindre... par le National Geographic à Washington.
Eğer, diyor annemiz ona gereksinim duyarsa onu National Geographic dergisinde bulabilir.
Il était photographe et il est venu ici en 1965... pour le National Geographic... photographier les ponts couverts de Madison County.
Fotoğrafçıydı ve 1965'te buradaydı National Geographic için köprüler üstüne makale hazırlıyordu.
Le Geographic veut des photos nettes... sans commentaire personnel.
National Geographic fotoğraflarının net ama kişisel olmamasını istiyor.
Je t'aime tellement.
Seni öylesine çok seviyorum ki. Babanızın ölümünden sonra, Robert'i aradım ama National Geographic'den ayrılmıştı.
Je vivais dans un National Geographic.
Uzun süre National Geographic'in sayfaları arasında yaşamıştım.
Son abonnement à National Geographic était son seul lien avec la nature.
National Geographic doğa söyleşisine katılmaya en çok yaklaşan oydu.
Tu ne lis pas le national Geographic?
Senin daha çok National Geograghic tipi olucağını düşünmüştüm.
Les documentaires animaliers sont très populaires à Oz.
Bu National Geographic özel bölümleri, Oz'da oldukça popülerdir.
J'ai emmené une équipe de National Geographic... faire un reportage sur une colonie d'otaries.
National Geographic dergisi çalışanlarını denizaslanlarıyla ilgili araştırma için bıraktım.
- National Geographic.
- National Geographic.
Referme-la parce qu'elle commence à ressembler à une sorcière zouloue...
Fermuarını çek, çünkü "National Geographic" dergisindeki...
- du "National Geographic".
- Zulu kocakarılara benzemeye başladı.
Le National Geographic est toujours le bienvenu.
National Geographic başımız üzerine.
J'ai vu des filles plus mignonnes dans Trente millions d'amis.
Şunu itiraf etmeliyim ki "National Geographic" de ondan daha şirin kızlar gördüm.
un prêtre lécheur de téton... qui parle de seins pendants dans une revue.
Meme başı yalayan bir rahip var o da tek gördüğü memenin National Geographic'te olduğunu söylüyor.
Tu crois vraiment que tes notions anthropologiques... vont m'aider à digérer la mort d'un môme?
Sence birkaç esrarengiz NationaI Geographic biIgisi biImen... ... kendi beynini dağıtan 6 yaşındaki bir çocuğu unutturacak mı bana?
Envoyez-les au National Geographic.
National Geographic'e yollayabilirsin.
Et moi, un aviateur cynique qui garde les National Geographic.
Ben de dolabı National Geographic dergileri ile dolu, alaycı bir havacıyım.
National Geographic est un merveilleux magazine...
National Geographic, çok güzel bir dergi.
National Geographic devrait nous consacrer une édition spéciale.
National Geographic bize özel sayı ayırmalı.
Un magazine très instructif.
Huh? Çok aydınlatıcı bir dergidir National Geographic.
C'était papa et maman, mais ils étaient... comme un couple de gnous dans un docu du National Geographic.
Demek istediğim. Onlar annem ve babam. Fakat sanki....