Translate.vc / Français → Turc / Guerre
Guerre traduction Turc
35,656 traduction parallèle
En quoi faire la guerre aux Japonais aidera-t-il à cela?
Japonlarla savaş nasıl gidecek, - Onlarla olan işbirliğimiz her zaman yalandı. - başarılı olacak mı?
- Mettre fin à cette guerre permanente, pour que le vrai travail, le progrès, la perfection, puissent commencer.
- İnsanlığın sürekli savaş durumunu sona erdirmek için, böylece gerçek dünya... ilerleme, mükemmelleştirme...
Joseph. Cette guerre sera terrible, oui, mais ce sera la dernière.
Josef, bu savaş korkunç olacak, evet, ama son savaş olacak.
Nos nations vont entrer en guerre sur un mensonge.
Uluslarımız yalana dayanan bir savaşa gidiyor.
S'il y a une guerre,
Eğer bu şavaşsa,
C'est la dernière guerre que le Reich aura à mener.
Bu onlardan savaşmalarını isteyeceğimiz İmparatorluğun son savaşı olacak
Ton père va déclencher une guerre d'après l'hypothèse que les Japonais ne riposteront pas, mais si.
Baban Japonların misilleme yapmayacağına dayanarak savaşa girmek üzere, ancak yapacaklar.
Il a été empoisonné par le même conspirateur qui avait fomenté l'attentat contre le prince héritier du Japon, celui-là-même qui, en ce moment, complote pour provoquer une guerre contre le Japon.
O, Japon Veliaht Prensi'nin vurulmasının arkasında olan aynı koplocu tarafından zehirlendi, aynı komplocu şu anda bile,
La guerre a été évitée de justesse par la révélation choquante que le chancelier Heusmann avait fabriqué des preuves contre les Japonais.
11. saatte, savaş, Şansölye Heusmann tarafından Japonlara karşı oluşturulan sahte delillerin açığa çıkarılmasıyla önlendi.
Parfois, je vous voyais en arrière-plan, à une manifestation, un discours, en zone de guerre.
Bazen... seni arkaplanda bir yerlerde görürdüm... bir protesto, bir konuşma, bir savaş alanı, belki.
Je savais que c'était la clé, le seul moyen de m'assurer que le père de votre soeur n'empêcherait pas le père de ce garçon d'arrêter une guerre.
Ve anahtar olduğunu biliyordum, kardeşinin babasının o çocuğun babasının savaşı durdurmasını engellemeyeceğinden emin olanın tek yolu buydu.
Mais la guerre. Raison de plus pour être sûrs, non?
Doğruluğu daha da önemli yani, öyle değil mi?
Non, sauf si vous voulez déclencher la 3ème guerre mondiale.
3. Dünya Şavaşı'nı başlatmak istemiyorsan öyle.
Il a peut-être gagné la bataille, mais nous gagnerons la guerre.
Muharebeyi o kazanmış olabilir ama savaşı biz kazanacağız.
Corrigez-moi, général, mais n'est-ce pas un acte de guerre?
Bu bir savaş sebebi değil mi?
Pendant la guerre de Sécession, le président Lincoln a suspendu l'habeas corpus et arrêté un parlementaire qui essayait d'empêcher les troupes d'aller au sud.
İç Savaş sırasında Başkan Lincoln, ihzar müzekkeresini kaldırmıştı ve bir hukukçuyu, Federasyon birliklerinin bozulmasını önlemekten tutuklamıştı.
Amiral, préparez nous pour la guerre.
Amiral, bizi savaşa hazırlayın.
Du club de la reconstitution de la Guerre Civile.
İş Savaş Canlandırma Klubü.
La Guerre Civile vient de se finir.
İş Savaş yeni bitti.
La Guerre Civile vient de se finir.
İç Savaş yeni bitti.
C'est la guerre.
Bu bir savaş.
Churchill a déclaré la guerre en sirotant un thé glacé Long Island.
Churchill, Long Island buzlu çayını yudumlarken savaş ilan etti.
Il sont coincé dans une méchante guerre des frontières depuis des années.
Yıllardır hırçın bir sınır savaşının içindeler.
Il n'y a pas de violence. C'est une arnaque tirée de la Guerre de Cent Ans
Yüzyıl Savaşları'ndan çıkma bir hile bu.
On fait ça en prenant un enregistrement vidéo de l'exposition sur la Première Guerre Mondiale.
Bunu Büyük Savaşlar sergisinden bir video gösterisini alarak yaparız.
Ça vient d'un vieil ami de guerre, le genre de gars qui donnerait sa vie pour toi.
Benim eski bir savaş arkadaşımdan, senin için canından vazgeçecek türde bir adamdan geldi.
C'est la guerre.
Bu savaş.
Donc on va genre aller droit dans une guerre?
Yani direk olarak bir savaşın içine mi gidiyoruz?
- C'est la guerre.
Bu bir savaş.
C'est ma guerre!
Bu benim savaşım!
Guerre psychologique.
Psikolojik savaş!
Amiral... préparez-nous pour la guerre.
Amiral savaşa hazırlanalım.
Va-t-on vers la guerre?
Savaşacak mıyız Sayın Başkan?
Les rénovations sont classifiées par le Congrès depuis la guerre, donc on aura du mal sans les véritables plans.
Restorasyonlar, 2. Dünya Savaşı'ndan beri Kongre tarafından gizlenir. Kongre Üyesi olmadan ulaşamayız.
Tu as mené le pays à la guerre car tu pensais que c'était la bonne décision.
Tom bugün ülkeni savaşa sürükledin çünkü bunun doğru karar olduğunu düşündün.
Tu ne le réalises peut-être pas encore, mais on est en guerre.
Henüz bunun farkında olmayabilirsin, ama biz savaş halindeyiz.
Et en temps de guerre, des gens meurent.
Ve savaşta insanlar ölür.
Roman a raison, c'est une guerre.
Roman haklı, bu bir savaş.
La section intermédiaire traite du XIXe siècle en Amérique, de la Proclamation d'émancipation et de la guerre de Sécession.
Orta bölüm 19. yüzyil Amerika'si Özgürlük Bildirgesi ve Iç Savas'i konu aliyor.
Alors que nous approchons de la fin de la crise, le président a rappelé à Khrouchtchev qu'il reste un gros effort à fournir pour dissiper les peurs de la guerre entre la Russie et les États-Unis.
Bu krizin sonuna doğru ilerledikçe, Başkan, Rusya ile ABD arasındaki savaş korkularını gidermek için büyük bir gayret gösterdiğini Kruşçev'e hatırlattı.
Au milieu de ce bâtiment, il y a leur conseil de guerre.
Bu binanın ortasında
Ce crime n'est autre qu'un acte de guerre.
Bu suç, savaş hareketinden başka bir şey değildir.
Ce sera notre dernière guerre, Kido Tai-i
Bu bizim son savaşımız olacak, Kido-tai'i.
Nous allons bientôt être en guerre.
Yakında savaşta olacağız.
Mais on n'avait pas vu cette coordination depuis la fin de la guerre.
Evet, fakat savaşın sonundan beri bu seviyede bir koordinasyon görmemiştik.
Le général appelle une fille avant que la guerre n'éclate?
Savaşın eşiğindeyken general kız mı çağırıyor?
Une guerre qui se profile.
Savaş yakında.
Ainsi, la machine de guerre du Reich a résolu de nous attaquer.
Bu nedenle, İmparatorluğun savaş makinesi bize saldırmaya hazırlanıyor.
Si Flynn en donne une aux Nazis avant que la guerre soit finie...
Eğer Flynn Nazilere savaş bitmeden bir atom bombası verirse...
La guerre est finie.
Savaş biter!
Après la guerre, il vient en Amérique et participe à tout notre programme de missile.
Savaştan sonra Amerika'ya gelip bizim roket programımızı başlatacak.