English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Half

Half traduction Turc

250 traduction parallèle
Il est déjà... le parrain... de la moitié de Séville.
Already, he's godfather \ ~ to half the infants in Sevilla.. | Presently, \ ~ we'll have to hire an armory!
Un panaché.
"Half and half", acele olsun lütfen.
Si vous devez tirer, visez Half Pint ou Walrus.
Eğer birini vurmak istiyorsan... neden, Half Pint veya Walrus olmasın.
Half Pint s'occupe de la porte de devant. Je me charge de la fenetre.
- Belki... eğer Dude'nin o konuda diyeceği bir şey yoksa.
Ou sont les chevaux? Pres du saloon, avec l'or. Half Pint surveille la porte.
Sanırım deneyecek bir şeyleri kalmadı ama... sona kalan ve kazanan hepsini alır.
Prenez le half-track, coupez travers ce champ jusqu'la ferme.
Paletli taşıyıcıyı al. Çiftlik evine giden tarladan geç.
Dans le half-track?
Paletli taşıyıcılara mı?
Le half-track a été bousillé!
Yarı paletli araç harap oldu!
J'avais parlé à un des soldats de ces half-tracks.
Zırhlı taşıyıcılar konusunda askerlerle konuştum.
Sergent, amenez le half-track et remorquez le vaisseau.
Çavuş, şu kamyoneti buraya getir ve de şu dalgıçlara kablo bul.
Le fils de Gudleif, demi-frère de Thorgier, prêtre de Ljosa Water, qui a pris pour épouse Thurunn, la mère de Thorkel Braggart, l'assassin de Gudmund le Puissant, qui connaissait Howal, fils de Geernon, fils d'Erik de Valdalesc, fils d'Arval Gristlebeard, fils d'Harken, qui tua Bjortguaard à Sochnadale, en Norvège, et Cudreed, fille de Thorkel Long, fils de Kettle-Trout, demi-fils d'Harviyoun Half-troll, père d'Ingbare le Brave, qui, avec Isenbert de Gottenberg, fille d'Hangbard le Cruel...
Gudleif'in oğlu, Thorgier'in üvey kardeşi Ljosa Water rahibi, Thurunn'u eş alan Thorkel Braggart'ın annesi, Güçlü Gudmund'un katili Howal'ı tanıyan, Geernon oğlu, Valdalescli Erikoğlu Arval Gristlebeard oğlu, Harken oğlu Bjortguaard'ı Norveç Sochnadale'de Cudreed'de öldüren Thorkel Long kızı, Kettle-Trout oğlu Harviyoun Half-troll'un üvey oğlu, Cesur Ingbare'in babası Kızgın Hangbard'ın kızı Gottenbergli Isenbert ile...
So we d each pat one half.
Her birimiz yarısını okşuyorduk.
Le docteur Hill Barton, 369 Half Moon Street, Mayfair West.
Dr. Hill Barton, 369 Half Moon Sokağı, Mayfair Batı, Buda kim?
Une voiture a émergé à Half Moon Marsh, avec le cadavre d'une femme dedans.
Half Moon Bataklığı'nda araba bulunmuş. İçinde kadın cesedi varmış.
Le cadavre de sa mère, Karen Bowman, a été retrouvé dans sa voiture par la police, à Half Moon Marsh.
Annesi Karen Bowman'ın cesedi bu sabah, Half Noon Bataklığında arabasının bagajında bulundu.
Je suis un pauvre agriculteur pas très intelligent, voyez-vous... Terrifié des soldats.
I'm a poor half-witted farmer, do you see terrified of soldiers.
Quand j'étais petit, trois ans et demi
Yapamazsın... # When I was kid'bout half past three #
Je me souviens des bons moments au Half Moon Club.
Yarım Ay Klubü'nde sabah ettiğimiz zamanları hatırlıyorum da.
Que faisaient les changeurs dans son temple? Lorsque les Juifs arrivaient à Jérusalem, pour payer leurs impôts du temple, ils ne pouvaient le payer qu'avec une pièce de monnaie, la half-shekel du sanctuaire.
Yahudiler Kudüs'e tapınak vergilerini ödemeye geldiklerinde yalnızca özel bir sikke olan yarım şekel ile ödeyebiliyorlardı.
Mais elle a sa baignoire de son ancien foyer à Half Moon Bay.
ama Yarımay Körfezindeki eski evimizden kalma bi küveti var.
Mes compos de merde?
Ucuz mu? "Whole and a Half" süper.
Je suis fier d'avoir écrit "Whole and a Half".
Onu yazmış olmaktan gurur duyuyorum.
J'ai "Whole and a Half" qui attend que ça.
Elimde "Whole and a Half" çalınmaya hazır.
Une mi-temps expédiée comme jamais!
That's the fastest half of football ever.
Et octroyer la moitié de la moisson aux Dragons, de toute façon.
And giving half the harvest to the Dragons, anyway.
Nous montons au Pic-sans-Tête.
Half Peak'e kadar gideceğiz.
Celui-là, si. Et je le conduis au Pic-sans-Tête.
Ama bu yapıyor, ve ben ona Half Peak'e kadar yol gösteriyorum.
Voilà le Pic-sans-Tête.
Half Peak orada.
Au pied du Pic-sans-Tête, une embuscade vous attend.
Half Peak'in dibinde, sizi bekleyen bir tuzak var. - Ne?
Quoi de neuf?
Ee ne var ne yok G-Man ( Half-Life )?
- Le Half Moon Café.
- HaIf Moon Cafe.
- Le Half Moon Café et...
- HaIf Moon Cafe ve- -
Le vôtre est à Half-Mast Studios.
Sizinki Half-Mast Stüdyosunun 32. seti.
You can t bluff half-way and then tell the truth.
Yarıya kadar blöf yapıp, ardından gerçeği söyleyebilirsiniz.
À suivre... À suivre, des scènes du prochain épisode.
"Two and a Half Men" in gelecek bölümünden sahneler için bizden ayrılmayın.
Résumé de l'épisode précédent.
"Two and a Half Men" in önceki bölümünde...
Nous sommes à...
Half Moon Koyu'ndayız.
Half Moon Bay, à une heure au sud de la ville.
Şehrin güneyinde, bir saatlik uzaklıkta.
C'est un rôle récurrent dans "two and a half men"
"Two and a Half Men" in tekrarı var.
Oui. On a même un half-pipe au magasin.
Evet, iş aralarında.
Et, oui, vous aurez aussi reconnu le type de la fameuse série.
Ve evet, o "Two and a Half Men" deki adam. Tamam, iyi eğlenceler.
Prêcêdemment...
"Two and a half Men" de daha önce...
# # Quand ton verre est à moitié vide Quand tu vas en ville # # # # Tu sais que tu descends Quand la mère... # #
~ When your glass is half-empty When you're going downtown ~ nbsp
- Moi!
Half Pint'e ön kapıyı tutmasını söyledim, çok geçmeden o geri döner.
Half Pint!
- Atlar nerede?
Dude et Lengthy sont partis.
- Barın altında, altını bıraktığımız yerde. - Half Pint ön kapıyı tutuyor.
- Oui, au Half Moon.
- Half Moon barında.
Dans le prochain épisode. ;
"Two and a Half Men" in gelecek bölümünden sahneler
" Hell ain t half full
Cehennem boş değil mi?
MON ONCLE CHARLIE
Two and a half men Memelere Karşı İhmalkar Tavır.
Kenny a la seconde moitié de ce collier MAPV.
Kenny has the other half of this BFF necklace.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]