Translate.vc / Français → Turc / Hasty
Hasty traduction Turc
90 traduction parallèle
Les savants de renom se méfient cependant des conclusions trop hâtives.
However, all reputable scientists warn against jumping to hasty conclusions.
La religion en laquelle vous avez foi... peut paraître irrationnelle à la fois pour celui qui est tué comme pour celui qui est tué en raison de la religion.
The same religion you believe in... It is hasty when it comes to someone being killed... And for another person to be killed because of it
Hasty, il n'y a pas d'autre moyen?
Hasty, bunun başka yolu yok mu?
Lou? Aucun problème, Hasty.
Sorun yok Hasty.
Ce n'est pas la bonne somme, Hasty.
Yanlış hesap Hasty.
- J'apprécie cela, Hasty.
- Teşekkür ederim Hasty.
C'est ce que porte Hasty.
Hasty öyle giyinir.
Je suis flic, Hasty.
Ben polisim Hasty.
Avez-vous dit à Hasty Hathaway que le capitaine Healey est passé me voir il y a quelques jours?
Komiser Healey'nin geçen gün ofisime geldiğini... Hasty Hathaway'e sen mi söyledin?
Je crois qu'il couche avec la femme de Hasty.
Bence Hasty'nin karısını fikfikliyor.
Pourquoi Hasty est-il un salaud?
Hasty'ye neden ifrit oluyorsun?
Hasty l'y a forcé.
Hasty onu zorladı.
Il y a un an, Hasty s'est mis à venir ici quand bon lui semblait.
Yaklaşık bir yıl önce Hasty buraya istediği gibi girip çıkıyordu.
Je n'imagine pas Hasty en train de commanditer un meurtre.
Hasty bir memur. Cinayet emri verdiğini sanmam.
Comment va la femme de Hasty?
Hasty'nin karısı nasıl?
- Salut, Hasty.
- Selam Hasty.
Hasty, je sais que je vous dois une fière chandelle, mais...
Bak Hasty, sana çok şey borçluyum ama...
- Jesse, c'est Hasty.
- Jesse, benim Hasty.
Tu souhaites me dire quelque chose?
Bana söylemek istediğin bir şey var mı Hasty?
Oh, Hasty.
Ah Hasty.
Que faites-vous, Hasty?
Ne yapacaksın Hasty?
Vous n'êtes pas de taille, Hasty.
Başından büyük işlere kalkıyorsun Hasty.
Plus un geste, Hasty.
Sakın kıpırdama Hasty.
Bien, j'ai remplacé Shelly Hasty.
Doğru, ben geleceğin Shelley Hasty'siyim.
Juste le vigile Hasty Hathaway, et la guichetière.
Sadece güvenlik görevlisi Hasty Hathaway, ve veznedar.
Depuis que notre ami Hasty a démissionné, ils n'ont semblé piger... pourquoi il m'avait embauché... Mais je ferai passer le message.
Dostumuz Hasty ayrıldığından beri benim neden işe alındığımı anlamıyor görünüyorlar ama ben onlara hiçbir şeyin değişmediğini anlatacağım.
Alors, comment ça va, Hasty?
Ne yapıyorsun, Hasty?
Ex-femme, Hasty.
Eski karın, Hasty.
Hasty, On ne peut pas te faire plonger deux fois pour blanchiment.
Hasty, kara para aklamaktan iki defa ceza alamazsın.
Tu sais, Hasty, quand j'ai dis que tu m'avais sauvé la vie,
Biliyorsun, Hasty hayatımı kurtardığın zaman demiştim.
Je sais qui vous êtes. Je me souviens, vous vouliez qu'on m'arrête pendant le procès d'Hasty Hathaway.
Hatırladığım kadarıyla, Hasty Hathaway'ın duruşmasında benim tutuklanmam gerektiğini düşünüyordun.
C'est tout moi, ça. Vous avez parlé à Hasty récemment?
Son zamanlarda Hasty ile konuştunuz mu?
Je pense qu'Hasty Hathaway blanchissait de l'argent pour vous.
Hasty Hathaway'in sizin için para akladığını düşünüyorum.
on a découvert qu'il y avait beaucoup plus d'argent dans la banque de Hasty.
Hasty'nin bankasında çok fazla para toplandığını öğrendim.
En effet. J'ai trouvé l'argent qu'Hasty blanchissait pour vous.
Hasty'nin senin için akladığı parayı buldum.
Les deux mères sont Hasty Matilda et Somethingroyal.
İki kısrak da Hasty Matilda ve Somethingroyal.
Hasty Matilda a huit ans.
Hasty Matilda sekiz yaşında.
Ils pensent qu'il veut le poulain de Hasty Matilda.
Hasty Matilda'nın yavrusunu alacağını düşünüyorlar.
Le gagnant aura le choix de la progéniture des juments de M. Chenery. Hasty Matilda ou Somethingroyal.
Kazanan Bay Chenery'nin kısrakları olan Hasty Matilda ve Somethingroyal'in yavrularından birini seçme hakkı kazanacak.
Je prendrai Hasty Matilda.
Hasty Matilda'yı alacağım.
Il a choisi Hasty Matilda.
Hasty Matilda'yı aldı.
Hasty et moi sommes divorcés, tu le sais très bien.
Senin de bildiğin gibi Hasty ile ben boşandık.
M'avait pourtant l'air bien, Hasty.
Bence yeterince iyi, Hasty.
Ce serait illégal, Hasty.
Bu yasadışı, Hasty.
Hasty, à chaque fois que tu me dis ça, il arrive une catastrophe.
Hasty, ne zaman böyle desen kötü bir şey oluyor.
Hasty, tu es divorcé.
Hasty, siz boşandınız.
Hasty, Il faut que j'y aille.
Hasty, gitmem gerek.
Hasty.
Hasty.
À plus, Hasty.
Görüşürüz, Hasty.
Hasty, tout le monde sait que tu as tué Joe.
Hasty, Joe'yu senin öldürdüğünü herkes biliyor.
Hasty qui?
Hasty kim?