Translate.vc / Français → Turc / Herpès
Herpès traduction Turc
498 traduction parallèle
En plus, je développe un herpès sur ma lèvre qui est un vrai supplice.
Hepsi bu değil. Dudağımda... beni çok rahatsız eden bir de uçuk çıkıyor.
Je lui ai dit que j'avais un herpès.
Ona uçuk çıkardığımı söyledim.
Sinon on peut choper de l'herpès.
Kondom olmadan ağız yoluyla hastalık kapabilirsin.
Mais avec une capote. Tout le monde se balade avec l'herpès en ce moment.
Bugünlerde herkeste uçuk virüsü var.
La peur d'attraper un herpès.
Kurdeşen korkusu.
Dites-lui que Ramon, le jeune homme rencontré la semaine dernière, et bien il est allé à l'hôpital, et on lui a trouvé... de l'herpès simplex évolutif.
Tamam. Victor'a söyle, geçen hafta tanıştığı Ramon'un... Ramon'un kliniğe gittiğini... ve bende herpes simplex 10... olduğunu öğrendiğimi söyleyin.
- Freddie, et ton herpès? Ça fait mal?
- Hey, Freddie, uçuğun nasıl?
J'ai de l'herpès.
Çok bulaşıcı türde zona var bende.
Je vais encore en faire un herpès!
- Yine dudağımda uçuk çıkacak. - Hayvan işte!
Dave, tu vas attraper le sida ou la peste ou de l'herpès!
Yapma Dave, AlDS kapacaksın. Veba ya da uçuk! Aman Tanrım.
L'herpès, le chancre mou!
Uçuklar... Yumuşak frengi çıbanları!
J'ajoute que j'ai le revolver de mon père et une horrible éruption d'herpès.
Babamın silahı bende ve de bulaşıcı bir uçuğum var.
Betty lui a raconté que tu lui as dit qu'elle a un herpès.
Betty'le yemek yemişler ve onda herpes olduğunu söylediğini anlatmış.
Je n'ai pas parlé d'un herpès.
Herpes demedim.
Tu connais celui qu'on appelle Cobra, celui qui a de l'herpès?
Kobra denilen çocuk var ya, hani şu ağzında yara olan?
Du genre : Tom, Dick, Cobra? Avec de l'herpès?
Mesela, Tom, Dick, Kobra hani şu ağzında yara olan?
Papa, ce n'est pas de l'herpès.
Senin düşündüğün gibi bir yara değil.
l'herpès, l'impétigo, la malaria, la dysenterie, et des morpions d'une diversité inouïe!
Bağırsak solucanı, tifo, malarya... Bunlardan da koruyorlar. Ve egzama.
J'ai de l'herpès, la chiasse, et la guerre m'a empêché de devenir neuro-chirurgien.
Kız kardeşim kötü yola düştü. Annem içiyor. Babam kan tükürüyor.
- 4.000, car j'ai de l'herpès.
O zaman 4,000 olsun.
Irritation? Herpès? La rougeole?
Deri durumu nedir?
Merde alors, il manquerait plus... que je retourne chez moi avec un herpès.
Tanrım, Cehennemden gelmiş birşey olabilir... Eğer çatıya gittiğimde o virüs şeyini kapmışsam..
Il a un herpès labial difficile à soigner.
Dudağında, tanımlayamadıkları bir mantar çıktı da.
"Herpès!"
"İşeme!"
Sans vouloir remuer le couteau dans la plaie, si on parlait d'herpès?
Bamtelinize basmak istemem ama, herpes virüsü hakkında konuşabilir miyiz?
De l'herpès, je vous le dis.
Herpes! İnanın bana.
Il y a des gens ici qui ont de l'herpès?
Herpesi olan kimse var mı burada?
Herpès.
Herpes.
J'ai un herpès.
Uyuyamıyorum. Zonaya yakalandım.
De l'herpès, selon le docteur.
Doktor Epstein Barr teşhisi koydu.
Personne n'ose attraper d'herpès de nos jours.
Karizma sahibi kimse artık Epstein Barr olmuyor.
Je ne parle pas de l'herpès. Ça, c'est sérieux, incurable.
Elbette cinsel yoldan geçen daha ciddi ve tedavisi olmayan hastalıklardan bahsetmiyorum.
Tu fais l'amour pour la première fois... et tu te retrouves avec gonorrhée et herpès.
İlk kez sevişiyorsun ve ben sana hem bel soğukluğu hem de zona bulaştırıyorum.
Herpès?
Zona?
Tu crois que c'est en relation avec l'épidémie d'herpès?
Peki bunun, zona salgınıyla bir ilgisi olabilir mi?
La malaria, de la fièvre typheuse... et de cette saloperie d'herpès aux muqueuses?
Sıtma salgını, Tayfun da, cinsel hastalıkları olan o millette...
On ne réalise pas que la varicelle est une forme d'herpès.
Aslında suçiçeği bir tür herpestir. Çoğu insan bunu bilmez.
T'as de l'herpès sur la figure.
— Ahbap, suratında herpes var!
Putain, toi aussi t'as de l'herpès.
Oha ahbap! Senin de suratında herpes var!
Ta mère voulait que t'aies de l'herpès.
Evet, ahbap. Annen suratında herpes olsun istedi.
C'est quoi au juste, l'herpès?
Şef, herpes hakkında bilgi istiyoruz.
Et pour filer de l'herpès à nos parents?
— Ailelerimize herpes bulaştırmak istiyoruz.
Ils auront tous de l'herpès.
Hepsi herpes kapacak!
Je n'arrive pas à le croire, nous refiler de l'herpès!
Bize herpes bulaştırdığınıza inanamıyorum.
J'aurais préféré l'herpès.
Neden tek yada yok olan bir yetenek olamadı?
De quoi m'offrir un sac de chez Herpès!
İki defa uçuk. Ve tokat.
J'étais persuadée d'avoir de l'herpès.
Ben de rahmimde sorun var diyeceksiniz sanmıştım!
Oh oui, et aussi de l'herpès.
Evet, bir de o var tabii.
J'ai un herpès.
Ağzımda yara var.
- On vous a fait avoir de l'herpès. - Quoi?
— Size herpes bulaştırdık.
De l'herpès?
Bil bakalım nesi var. Uçuk mu?