Translate.vc / Français → Turc / Honk
Honk traduction Turc
75 traduction parallèle
- "Coin, coin!" dit le canard.
- "Honk-honk" dedi ördek.
- Honk.
- Honk.
Alors Honk s'est planté.
Demek ki Honk atıp tutmuş.
Honk confond mon conducteur avec un autre.
Honk benim şoförle diğerini karıştırmıştır.
Je connaissais le bois, il connaissait Honk-Kong.
Ben kereste işini bilirdim, o da Hong Kong'u.
Si tous les flics étaient comme toi Hong Kong serait foutue!
Her polis senin kadar kendini beğenmiş olsaydı Honk Kong'dan eser kalmazdı.
On ne veut pas de chèque de la banque de H.K.
Honk Kong Banka çeki istemiyoruz. Ama Hollanda Çeki.
- Une place pour Klaxon.
Honk için bir bilet, lütfen.
Je viens juste voir Un klaxon nommé désir.
Buraya "Huzurluysan azgınsındır, Honk" filmini görmeye geldim.
Quand on sera à Honk-kong on ira voir un docteur.
Hong Kong'a gidince bir doktora görünelim.
Nous avons un suspect, il vient d'Honk Kong.
Şüphelimiz Hong Kong'dan gelmiş.
Si c'est vraiment Ah Kai... alors il a tué 3 personnes à HK, s'est enfui en Afrique du Sud... a tué à nouveau 3 personnes puis il est revenu à Honk Kong.
Gerçekten Ah Kai ise Hong Kong'da üç kişiyi öldürdükten sonra Güney Afrika'ya kaçtı Güney Afrika'da da üç kişi öldürüp yeniden Hong Kong'a kaçtı.
- Il n'y en a pas plus que ça à Honk Kong?
Hong Kong'da başka yokmuş.
Honk.
Merhaba!
Tut-tut!
Honk, honk!
Le jour où on t'a retrouvée, le jour de ta résurrection, disons. Cette lettre est arrivée à mon bureau.
Honk Kong'da uyandığın gün, dirildiğin gün diyelim büroma bu mektup geldi.
Ça m'a semblé plausible.
Onu da Honk Kong'da uyanmadan önce senin ona gönderdiğini iddia ediyormuş.
Tu sais qu'ils ont fait venir les meilleures prostituées de Hong-Honk - pour s'occuper du vestiaire
- Vestiyerde çalışması için Hong Kong'un en iyi fahişelerini getirdiler.
Ça fait un an que je suis à Hong Kong.
Bir aylığına Honk Kong'a geleceğim.
Honk, honk...
Düt düt.
Fez, on va faire encore une partie, mais sache que pouët-pouët camion, ça fait faute.
Tamam Fez seninle bir oyun daha oynayacağım. ama sadece bilgin olsun, bu honk-honk olayı faul
Un gusse de Honk Kong.
Hong Kong'tan gelecek bir Çinliye.
Il a dû aller au bureau déposer un rapport, et la minute d'après il est déjà reparti pour Honk Kong.
İşi çıkmıştır. Büyük ihtimalle ofise uğrayıp sonrasında eminim ki... Hong Kong'un yolunu tutmuştur.
- Je te conseille Honk Kong.
- Ben kesinlikle Hong Kong derim.
Tous les deux mauvais. Tu sens mauvais! Honk!
Sensin kokuşuk!
Honk! Tu sens ça, ma chérie?
Tatlım, kokuyu alıyor musun?
honk.
HONK.
- honk - ouais, honk.
- HONK? - Evet, HONK.
honk?
HONK?
HONK.
HONK.
HONK?
HONK?
- vous avez une maladie qui s'appelle HONK?
HONK denen bir hastalığın mı var?
Oh! restez à bonne distance, porteur de HONK.
Benden uzak dur seni HONK'lu tuhaf adam.
Honk-honk. Regarde mes seins. Regarde mes seins.
Ben güzel bir arabanın içindeki fıstığım.
Honk-honk, honk-honk. Je ne sais même pas où nous sommes... Plus, pour être honnête.
Artık nerede olduğumuzu bile bilmiyorum.
Groin Groin, connard.
Honk honk, orospu çocuğu.
Style : "ce gars est un clown"? Ou plutôt : "honk, honk"?
Yani çok neşeli bir adam manasında palyaço mu yoksa gerçekten de....
Stan, dis bonjour à M. Honk-Honk.
Hey Stan, Bay Vak-Vak'a merhaba de.
M. Honk-Honk, non!
Bay Vak-vak, hayır.
Honk, honk.
Düt düt.
Honk, honk.
Düt, düt.
Chauffeur de camion. Honk, honk.
Kamyoncu.
On explique au Q.G. que je suis devenu fou et je serai rapatrié avant que tu puisses dire... "Ouibbel..." Un pauvre idiot retardé!
Karargaha çıldırdığımı, sen daha'hönk'bile diyemeden, çürüğe ayrılıp, memlekete döneceğimi, söyleyeceğiz zavallı, beyinsiz bir embesil, diyeceğiz.
C'est vrai... Mais tu n'as jamais dit... "Ouibbel".
Evet ama Baldrick, hiç'hönk'demedin.
Vous vous appelez comment?
Adınız ne? Hönk.
Ouibbel-ouibbel.
Hönk, hönk.
- Hein? Un petit village sur Mars, tout près de la capitale... Ouibbel.
Mars üzerinde küçük bir köy, başkent'Hönk'ün hemen dışında.
- Honk, honk!
- Honk honk
En parlant du loup, cet athlète disparu, t'as des raisons de penser qu'il y a un lien?
[honk honk]
Putain. Chope-le, Honk. Bon Dieu, ils l'ont tué.
Aman Tanrım, onu öldürmüşler.
Vas-y!
Tut onu, Honk. Haydi!