Translate.vc / Français → Turc / Hs
Hs traduction Turc
372 traduction parallèle
J'ai l'impression qu'il est HS.
Küçük dostumuz gitti gibi görünüyor. . Güle güle.
Le scanner et le système de communication interne sont HS.
Derin tarama kesildi, iç haberleşme de.
- Toute l'autre partie du vaisseau est HS.
- Diğer taraf hâlâ çalışmıyor.
Ils sont presque tous HS.
O istasyonların yarısının hizmet vermediğini söylediler.
Ceux-ci sont presque tous HS.
- Bunların yarısı çalışmıyor şu anda.
Les gens se feront tuer s'ils vont dans des relais HS.
İnsanları kapanmış istasyonlara yollayarak ölümlerine sebep olmayı göze alıyor musun?
Dave, tu m'aides, il est HS.
Dave, yardım et, burada bir ölü var.
Tout est HS. - Et la télévision?
- TV'lerden ne haber?
Ma pompe est HS.
Pompam bozuk.
- Elle est HS depuis 15 ans.
15 yıldır ölü.
Ordinateurs HS, poubelles pas vidées...
Bilgisayarın çalışmayacak. Çöpünü almayacaklar.
Comme ça la ligne est HS?
Telefon kesik, ha?
Ernest Strohbecker et deux complices... se sont échappés de la section HS de l'hôpital Bellevue cette nuit... en poignardant sauvagement deux infirmières et un garde.
Ernest Strohbecker ve iki suç ortağı dün gece iki hemşireyi hunharca bıçaklayıp bir görevliyi öldürdükten sonra Bellevue Hastanesi'nde azami korunan bir koğuştan kaçtı.
Tu es HS. - C'est quoi, HS?
- Eve kafa dinlemeye götürelim seni.
Sans doute HS, mais vérifie.
Bozduklarına eminim.
Je me suis senti HS un moment.
Bir şey yok. Birden gerildim.
HS, ça veut dire Harcelé par Sam?
Onlara kısaca "Sam" denmeli, ne dersin?
Les circuits auxiliaires sont HS!
Hayır, yedek enerji çalışmıyor
Rien à faire. L'énergie de secours est HS.
Hayır, acil telefonlar da çalışmıyor.
Même le ligne n ° 77 est HS.
Hayır hat 77 den de cevap yok
Tout est HS.
Öldü, ADT de.
Il est HS.
İş bitti.
L'enregistreur GA de l'Eva était HS.
Eva'nın AC kaydedicisi çalışmıyordu.
- Circuit électrique HS.
Yedekleri çalıştıracağım.
- Rapport sur les dégâts, M. Moe. - Sonar, HS.
Hasar durumu nedir, Bay Moe.
Conduite, HS.
Radar, yok.
- Radio, HS. - Assez.
Navigasyon, yok.
En tout cas, il est HS.
Her neyse, işe yaramaz durumda.
Il avait une chanteuse anorexique, souvent HS.
Anoreksik bir kızlaydı. Kız, aşırı zayıflayınca, yerini ben aldım.
Quoi qu'il se soit passé, la plupart des systèmes sont HS, propulsion, guidage, communication et les DRD ne répondent plus.
Her ne olduysa çoğu sistem çalışmıyor. İticiler, yol bulma, iletişim. DRD'lerim bile çalışmıyor.
j'étais HS. je suis vraiment désolé.
Kontrolden çıkmıştım. Gerçekten üzgünüm.
La machine à glace est HS.
Buzluk bozuldu.
1 er moteur HS!
Bir numara dışarda!
HS aujourd'hui, mais ex-caïd des hackers.
Zamanında müthiş bir bilgisayar korsanıydı.
Cet ascenseur est HS.
Sanırım takıldı.
que ma balance était HS.
Tartımın göstergesi arızalıydı.
Et si à 43 ans, je découvre que l'ovaire qui me reste est HS
Ya 43 yaşımda bir gün uyandığımda diğer yumurtalığım da çökerse ve hiç çocuğum olmazsa?
Le canon principal est endommagé. HS!
Ana top devre dışı, hasar gördü
Le cerveau est hs. Mais le corps essaye toujours de s'alimenter.
Öldü ama beden hala beslenmeye çalışıyor.
Il est complètement HS, il crachote...
Dokuz numara tamamen ölü, dökülüyor.
Leurs ordinateurs étaient HS.
Hepsinin de bilgisayarları yanmış.
L'antenne subspatiale est HS, on a juste la courte portée.
Orta uzay anteni zarar gördü. Kısa menzilli olan var.
Le moteur warp est HS.
Warp sürücüsü devre dışı.
J'ai cinq chars HS.
Elimde beş bozuk tank var.
Non. Radio HS.
Hayır efendim, söylediğim gibi, radyo harap olmuştu.
Un gouvernail HS dans un typhon... on est baisés. Grouille.
Acele et, Squeak.
Brèche dans la coque dans le logement de propulsion de tribord. Réacteur 2 HS. - Coupe les moteurs.
Bir saat sonra hâlâ beni öldürmek istersen, seni durdurmayacağım.
les deux premiers jours... m'ont mis complètement HS!
... kıcımdan ter aktı.
Le canon principal est HS.
Hayır.
Il est HS.
Devre dışı.
Les systèmes tactiques sont HS.
Taktik sistemler göçtü.