Translate.vc / Français → Turc / Idéal
Idéal traduction Turc
4,528 traduction parallèle
Votre propre maison sera un endroit idéal pour une soirée d'amaigrissement.
Kendi eviniz kilo partisi için ideal bir mekan olacaktır.
Un tas de choses dans cet arrangement sont loin d'être idéal.
Bu anlaşmayla ilgili bir sürü şey olması gerektiği gibi değil zaten.
C'est idéal pour neutraliser les bloqueurs de chi.
Çi-Bozucularla baş etmenin daha iyi bir yolu yok.
Artie, si on avait besoin d'un genre de magie d'entrepôt là ça serait le moment idéal.
Artie, eğer bir çeşit depo sihri gerekiyorsa şimdi tam sırası.
Je parie qu'il sera le colistier idéal.
Sağlam bir bahisçi onun muhtemel başkan yardımcısı adayı olduğunu söyler.
Ils se reconnectent. Ca a l'air idéal.
Birbirlerine bağlıdırlar.
Oui, peut être qu'un pied-à-terre dans un esprit frivole est plus idéal.
Evet, belki de Featherhead'de ufak bir ev daha uygun olur.
Son état est idéal... à part le fait qu'il soit mort, il faut dire.
Durumu ideal ölü olmasını saymazsak tabii.
J'étais idéale.
İdeal kadındım ben.
Ce qui fait d'eux des victimes idéales.
Bu da onları ideal kurban haline getiriyor.
Selon Internet, il faut en moyenne 3 mois pour que la marijuana pousse pour atteindre le poids idéal de la plante.
- İnternete göre, marihuana bitkisinin büyümesi boy atması üç ayı alırmış.
Ce n'est pas idéal, mais ramener le bébé à El Salvador ne l'est pas non plus.
İdeal bir durum değil ama yani bir de bebeği El Salvador'a göndermek var.
Idéalement
İdeal olarak evet.
J'ai rencontré le mec idéal, Sean, au Java Java.
Bak, Java Java'da Sean adında harika bir adamla tanıştım.
Rue Kersey... C'est l'endroit idéal pour se démarquer, n'est ce pas?
Kersey Street uçmak için güzel yer, değil mi?
Nous avons un travail idéal pour un ancien comptable judiciaire.
Eski bir adli muhasebeciye çok uygun bir işim var.
Je sais que cette situation n'est pas ton idéal.
Biliyorum bu durum sana göre değil.
Je voulais dire un moyen idéal de vous positionner pour les élections.
Demek istediğim yerinizde gözü olabilir.
Ce sera parfait, c'est le moyen de propulsion idéal.
Çok iyi iş görecek. Harika bir gönderme sistemi.
Lemon, écoute, je sais que ce n'est pas l'idéal, mais Ruby ne se bat pas vraiment à la loyale non plus.
Lemon, bak, biliyorum bu ideal bir plan değil, Ancak Ruby'ninde adil savaştığı söylenemez.
Idéal par temps froid.
Böyle bir gecede en iyisidir.
C'est idéal pour rencontrer des mecs.
Erkeklerle tanışmak için şahane bir ortam.
Bon, si tu veux enlever un gamin en plein jour, c'est l'endroit idéal.
- Evet, güpegündüz bir çocuk kaçıracaksan, buradan güzel bir yer olmaz.
Je m'efforce d'atteindre cet idéal.
O ideali yaşamak için çabalıyorum.
- C'est le beau-père idéal.
Bir adamın sahip olabileceği en iyi kayınpederdir o.
C'est le moment idéal pour parler de vos projets d'avenir
Haliyle geleceğinize yönelik planları görüşmek için çok uygun bir an.
Ce qui est idéal.
Bu yüzden bu kadar mükemmel.
Dans l'idéal, Isabelle le verrait,
İdeal olarak hayalim, Isabelle'nin görmesi..
Tu es probablement le gars idéal pour le job.
Muhtemelen bu iş için en uygun aday sensin.
Elle sélectionne une poignée de candidats puis les élimine un par un jusqu'à ce qu'elle est son partenaire idéal.
Adayları bir çeşit ön elemeden geçirip sonunda en ideal olanı bulana kadar birer birer azaltacaktır.
Il faut l'admettre, quel endroit idéal pour un meurtre!
İtiraf etmelisin ki burası cinayet işlemek için dahiyane bir yer.
Mais c'est idéal pour effrayer les intrus.
Ama davetsiz misafirleri kaçırmak için birebir.
Et je pense que j'ai toujours voulu que tu me choississes j'ai toujours eu peur qu'il soit l'homme idéal.
Her zaman beni seçmeni istememe rağmen, onun daha iyi bir adam olmasından korktum.
Et ne pensez-vous pas que ce serait un endroit idéal pour cacher une clé?
Sence de bir anahtar saklamak için harika bir yer değil mi?
Bien sûr, ce serait idéal si vous coopériez. Mais je ne demande pas votre permission.
Dileğim iş birliği yapmanız ancak izninizi istediğim yok.
Ouais, le télétravail, c'est pas idéal.
Biliyorum. İletişim ideal ilerlemiyor ama sorun yok. Halledeceğim.
Bien, c'est l'endroit idéal pour leur prouver le contraire.
Yanıldıklarını kanıtlayacağın yer burası.
C'est pourquoi les montagnes sont le lieu idéal.
Bu yüzden dağa çıkmak en iyisi.
Son rencard idéal... c'est un dîner sur un toit ou traîner dans l'escalier de secours.
Cat'in ideal randevusu, çatı katında bir akşam yemeği veya yangın merdiveninde takılma.
Et peut-être que vous serez vraiment chanceuses et que vous trouverez l'homme idéal et que vous resterez ensemble pour toujours.
Evet, belki de gerçekten şanslı olacaksınız ve muhteşem adamı bulacaksınız. Ve sonsuza kadar onunla beraber olacaksınız.
- "Je pense que c'est mon poids idéal."
Bence benim için gayet güzel. "
Rien pour l'homme d'affaire
Çalışan adam için ideal.
Parce que ce jour-là je suis allé au fitness Tu sais que l'on drague énormément au hammam Et donc, je voulais parer à toute éventualité
O gün spor salonuna gitmiştim bilirsiniz oradaki saunalar birini bulmak için gayet ideal ve bende hazırlıklı olmak istedim.
Elle a kidnappé des hommes conscient et en bonne santé, les spécimens parfaits, si vous voulez.
İdeal bir örnek olan son derece sağlıklı adamları kaçırıyor.
D'accord, si Seth est encore en train d'essayer de completer son sacrifice à minuit, C'est l'endroit ideal pour le faire ♪ ♪
Tamam, eğer Seth bu gece kurban verme törenini bitirmek istiyorsa, bunu yapmak için uygun bir yer.
C'est un 60 / 40 Indica dominance hybride, idéal pour la production commerciale des demandes pour fumer.
60 / 40 oranında baskın kenevir tohumu melezi.
- Mais je vais régler ça.
- Mesele ideal olmaması değil.
Mise en place pour attirer les 14 ans.
- 14 yaşındakiler için ideal.
C'est l'idéal pour un coup monté.
Suçu başkasına atmak için harika bir yer.
C'est tellement parfait que ça te donne envie de vomir.
Kusmak için ideal bir yer anlayacağın.
On doit arriver à 32 semaines pour minimiser les risques.
İdeal olarak 32. haftayı görürüz. Bebeklerin en iyi gelişimi bu süreçte olur.