Translate.vc / Français → Turc / Illâ
Illâ traduction Turc
79 traduction parallèle
Notre directeur, M. Pusey, aime qu'on contrôle tout.
Bölge müdürümüz Bay Puser, müşkülpesent tiplerdendir, illâ ki her şeyi kontrol etmelidir.
En tout cas, il avait les poches bien pleines.
Adam, yanında illâ ki para taşımıştır, değil mi?
Je voulais être bien habillé, pour une fois.
Bu çizmeleri gördüm ve illâ almam gerekiyordu. Bir defacık tertemiz giyinip kuşanmak istedim.
Le cuisinier dit que le capitaine en a marre des noix de coco.
Aşçı Yüzbaşının illâ kaplumbağa çorbası istediğini söyledi. Hindistan cevizi hasta ediyormuş.
Du sang sur un chapeau ne veut pas dire qu'il soit mort.
Söyleyin ona, kan lekesi illâ öldüğünü göstermez.
C'est une station thermale, que je sache.
Banyo yapmak için illâ bir sebebim mi olmalı?
Ça veut pas dire qu'il va te quitter.
Bu illâ senden ayrılacağı anlamına gelmez ki.
Si je voulais un pompier, j'en fréquenterais un!
Bak illâ itfaiyeci görmek istiyorsan, çıktığım biri var tamam mı?
Tout doit toujours être parfait, avec lui.
Onunla birlikteyken her şey illâ eksiksiz olmak zorundadır.
Avec toute la place qu'il y a, tu dois vraiment t'asseoir là?
Gadget, heryere oturabilirsin bilader, illâ orası mı olmalı?
Mais non... il devait l'exhiber.
Cesetten kurtulabilirdi ama olmaz, illâ göstermesi gerekiyor.
Même s'il n'était pas où je sais...
Hem nerede olduğu bilsem bile, bu onun illâ orada olduğu anlamına...
J'ai besoin de l'invit pour entrer?
Partiye katıImak için bu davetiya illâ lazım mı?
Je suis surpris... M'entendre dire ça par vous...
Çatı katındaki bahçeyi tamamladık, moratoryum bir gün illâ ki bitecek.
Deux personnes du sexe opposé peuvent pas se voir après 19 h - sans que ce soit un rencard?
Ne yani farklı cinsiyetlerde iki insanın akşam 7'den sonra randevulaşması illâ ki randevu mu sayılır?
Est-ce que c'est important?
Tamam ama illâ bir ara vermemiz mi gerekiyor?
T'as pas à être gay pour bosser ici.
Gay barda çalışmak için illâ gay olman gerekmiyor ki.
Ce n'est pas parce que quelque chose pourrait arriver que ça va arriver.
Olma ihtimali olan bir şey, illâ olacak anlamına gelmez.
J'essayais juste de couper sa corne en souvenir de ma victoire, mais ça s'avère difficile.
Zaferimin bir yadigârı olarak boynuzunu alacağım ama illâ baş belâsı olacağım diyor anlaşılan.
Je ne veux pas être cette homme, mais Marge fait de moi cette homme.
Ben de "karışmak" istemiyorum Marge illâ karışacaksın diyor.
J'aurais dû faire profil bas. J'ai insisté.
Oluruna bıraksaydım iyi olacaktı ama illâ itelemek zorundayım.
Si désireux d'avoir votre confiance.
İllâ kafanızdakini onaylatacaksınız.
Mais si tu tiens vraiment à te battre, bats-toi pour moi.
İllâ dövüşeceğim diyorsan Ernie benim için dövüş.
Toujours à n'en faire qu'à sa tête.
İllâ kendi dediği olacaktı.
Tu veux ma tête?
İllâ da şapkamın altına bakman mı gerekiyor?
Vous pourrez faire un brin de toilette tous les deux ou faire ce qui vous passera par la tête.
İllâ ki aklınızda var.
Allez voir plus loin.
İllâ istiyorsanız 8. Caddeye gidin.
Pourquoi donc? - Il m'a étreint.
- İllâ ki bilmeniz gerekiyorsa bana sarıldı.
Il veut tout contrôler!
İllâ kendi dediği olacak!
Tu veux voir un truc?
İllâ bir şey mi görmek istiyorsun?
UN EXERCICE D'ALERTE AU FEU N'IMPLIQUE PAS DE METTRE LE FEU
Yangın Tatbikatı İçin İllâ Yangın Gerekmez.
Tu étais obligé de nous faire virer?
İllâ bizi dışarı attırman gerekiyordu, değil mi?
Et si vous deviez dire combien de temps?
İllâ ki bir tahmin yürütmek zorunda kalsanız?
À présent j'ai une surprise pour toi.
İllâ bilmek istiyorsan, sana bir sürprizim var.
- C'était... Je... Si tu veux savoir...
İllâ bilmek istiyorsan...
Parce qu'il en existe de toutes formes, de toutes tailles et de tous âges.
Çünkü melekler her şekilde, ebatta ve yaşta olabilir. İllâ ki hepsinin kız olması da gerekmez.
Tu fais ça en public!
İllâ tüm dünyaya gösteriş yapacaksın!
Pas forcément l'argent.
- İllâ para anlamına gelmiyor.
Pourquoi dois-tu jouer les détectives, Matt?
İllâ bir detektif olmak zorunda mıydın, Matt?
Tu devais y aller et enquêter. N'est-ce pas?
İllâ bir detektif gibi davranmak zorunda mıydın, Matt?
Si vous voulez leur donner un nom, que ce soit Saucisse ou Jambon.
İllâ isim takacaksanız, sosis, yahni gibi isimler takın.
Tu vas mettre tout le pays à contribution?
İllâ ki bir iz olacak.
Je dois dire quelque chose, si je peux me permettre.
İllâ bir şey söylemem gerekiyorsa, bir şey söylemem gerektiğini söylerdim.
Je trouve des super métaphores et je dois encore tout dire.
İllâ açık açık söyleyeceksem neden mecaz yapmakla uğraşayım? Evet, bence sorun dalakta.
Il faut que tu sois toi-même, n'est-ce pas?
İllâ kendin olmak zorunda mısın?
Vous allez trouver que dalle.
İllâ yasadışı bir şey bulmaya takmışsınız.
- Mais il doit y avoir quelque chose qui t'irrite?
- İllâ ki sinirlerini bozan bir şey vardır.
Je dois t'écrire un poème?
İllâ sana şiir mi yazmalıyım?
Je dois le dire?
- İllâ söylemem mi gerekiyor?
Tu as besoin de te défouler.
Pekâlâ. İllâ sataşacaksın, devam et.
Il faut que tu ruines ça, hein?
İllâ mahvedeceksin, değil mi?