Translate.vc / Français → Turc / Imogene
Imogene traduction Turc
91 traduction parallèle
Ne fais rien tomber, Imogène.
Bir şeyi düşürme Imogene.
Viens, Imogène, on ne veut pas faire attendre ces gens.
Hadi Imogene, bu iyi insanları bekletmek istemezsin.
Voyons, Imogène, tu racontes n'importe quoi.
Imogene, aptal şey. Gerçek değil biliyorsun.
allons, Imogène, apporte les bagages.
Imogene eşyaları getir.
Imogène, aide à porter Ies bagages.
Imogene eşyaların taşınmasına yardım et.
On a frappé!
- Kapıda biri var, Imogene.
Bon, Imogène, Iaisse-moi.
Imogene bırak. Git hadi. İhtiyacım olunca çağırırım.
Imogène Louise Threadgoode!
Imogene Louise Threadgoode!
Il ne peut y avoir pire parrain pour Imogène.
Imogene için daha kötü bir vaftiz babası düşünemiyorum.
Imogene, allez! Imogene? Imogene?
Hadi... lmogen... lmogen!
Imogene!
lmogen!
imogene ma cherie?
lmogen, Tatlım.
c'est Imogene Helhoughton.
lmogen Helhoughton.
non, c'est Imogene Helhoughton, Elle n'a que 13ans... oh mon dieu.
Hayır. lmogen Helhoughton. Sör John ve Leydi Helhoughton'ın en küçük kızı.
Je peux décrire les pieds d'Imogene pour vous docteur.
lmogen'in ayağını ben tarif edebilirim, doktor.
Merci Imogene, Merci Lady.
Teşekkür ederim, lmogen. Teşekkür ederim, Leydi Helhoughton.
une véritable Imogene Coca.
Bağımlı olduğunuz uyuşturucu gibi.
Tu ne veux pas finir comme tante Imogène.
Sonunun, Imogene Teyze gibi olmasını istemezsin.
Tante Imogène.
Imogene Teyze.
II n'y a pas de prince, tante Imogène.
Prens falan yok Imogene Teyze.
Qu'est-ce qu'il y a encore Imogene?
- Yine ne oldu, Imogene?
Ce n'est pas là où tu as été à l'école, Imogene.
Imogene orası senin okula gittiğin yer, değil mi?
Les arbres...
- Ağaçlar... - Imogene.
Imogene, je...
- Imogene, ben... Çalışıyorum.
Je veux dire que j'ai bien peur que si tu ne viens pas, je pourrais me faire du mal.
- Demek istediğim, eğer gelmezsen korkarım kendime bir şeyler yapabilirim. - Imogene.
Imogene. Ou peut-être que c'est déjà fait.
- Belki şimdiden yapmışımdır.
Imogene, tu as laissé ta porte ouverte.
Imogene, kapını açık bırakmışsın. Üzerinde aynı zamanda bir tabela var.
Imogene, je me suis juste arrêté pour te reprendre les boucles d'oreilles Cartier que je t'ai prêté.
Imogene, sana ödünç verdiğim o Cartier küpeleri almak için uğramıştım.
Imogene.
Imogene.
Imogene, est-ce que tu m'entends?
Imogene, beni duyabiliyor musun?
Oh mon Dieu, Imogene.
Aman Tanrım, Imogene.
Imogene est morte!
Imogene ölmüş!
Imogene Duncan.
Imogene Duncan!
Imogene, écoutez, je sais que vous attendiez votre petit ami, et nous avons essayé plusieurs fois de le contacter et...
Imogene, dinle, erkek arkadaşını beklediğini biliyorum, ve ona ulaşmayı birkaç kez denedik ve...
Appelle la police! Imogene, cela va permettre de rendre votre retour chez vous un peu plus calme.
- Imogene, bu senin eve gidiş yolculuğunu biraz daha kolaylaştıracak.
Imogene, tu es de retour!
- Imogene, geri döndün!
Imogene, voici mon petit ami.
Imogene, bu benim erkek arkadaşım.
Bonne nuit, Imogene.
Baş-baş, Imogene.
Imogene, c'est si agréable.
Imogene, çok eğlenceli bir şey.
Non, c'était une situation compliquée, Imogene.
Hayır, biraz karışık bir durumdu, Imogene.
Attends, Imogene. Attend.
Nasıl, bekle, Imogene.
Imogene.
Bekle! Imogene.
Imogene, s'il te plaît.
- Lütfen Imogene.
Imogene, chérie.
Imogene, tatlım.
Ocean City? Imogene?
Atlantik Şehri mi?
Imogene Duncan?
Imogene mi? - Imogene Duncan mı?
Je te présente Imogène.
Bu Imogene.
Imogene, Imogene... qu'est ce qu'il y a? que ce passe t-il?
lmogen!
Imogene Duncan.
Imogene Duncan.
Imogene?
Imogene?
Imogene, ils m'ont appelé depuis l'hôpital.
Imogene, beni hastaneye çağırdılar.